Daha iyi anlamak için her şeyi, nerden gelip nereye gittiğimizi ve durduğumuz yeri görmek için, ihtiyaçlarımıza bir cevap bulmaktır okumak. Bilmediğimizi öğrenmek ve şu an yaşadığımız sorunları ilerde yaşamamak adına geleceği tasarlamak içindir okumak. Allah’ın, son peygamberle Hira mağarasındaki ilk teması, ilk vahyi, ilk emridir okumak.

O ümmi bir kimseydi yani okuma ve yazma bilmiyordu. “Sen şu Kur’an’dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. (Okuyup yazsaydın) o takdirde batıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi. Ankebut-48”

Vahiy meleği “oku” dedi “ben okuma bilmem” dedi.

“Oku” “ben okuma bilmem”

“Oku” “ ben okuma bilmem ne okuyayım?”

1-2) Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.

3-Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.

4-(4-5) O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.(Alak suresi)

Peki bizim “oku” emrine cevabımız ne olacak ?

İlk buyruk ve ilk temas

Tesadüf seçilmiş olamaz.

Göründüğü gibi değil hiçbir şey

Görünenle yola çıkmışsın bile...

Kaybolmuşsun, yolunu bulman gerekli.

Başkasının tarifiyle olmaz bu gidiş.

İnsan! Bu okumaya ihtiyacın var senin.

Ben anlamam karıştırırım,

Tam manasıyla nasıl anlarım?

Hocam var onu dinlerim,

Cahilim yanlış yorumlarım, deme! oku!

Yaratan rabbinin adıyla oku.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...