Beyoğlu Belediyesi tarafından Taksim Meydanı’na kurulan 15 Temmuz Demokrasi Kürsüsü’nde darbe girişimi ve kaos oluşturmak isteyenlere karşı Türkiye’nin büyük zaferi anlatıldı. Başkan Demircan burada yaptığı konuşmasında, “Bu yaşananları tarih gelecekte önemle not edecek. Bundan sonra Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi.
Beyoğlu Belediyesi’nin, demokrasi nöbetinin 19 gündür aralıksız olarak devam ettiği Taksim Meydanı’na kurduğu Demokrasi Kürsüsü, ikinci gününde de önemli konukları ağırladı. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve her akşam siyaset, iş, sanat ve medya dünyasından önemli isimlerin katıldığı programın dün geceki konukları, Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha, Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ve Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli oldu.
"Bu yaşananları tarih gelecekte önemle not edecek"
Programın açılış konuşmasını yapan Başkan Demircan, son 19 gündür yaşanan sürecin Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından çok önemli olduğunu belirterek, “Bu yaşananları tarih gelecekte önemle not edecek. Bundan sonra Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu meydanda demokrasi şehitlerimizin isimlerinin yazılı olduğu bir anma alanı oluşturduk. Ardından çocuklarımız bu ihanet sürecinde yaşanan olayları nasıl gördüler, onların dünyasında nasıl izler bıraktı? Bunları resmetmeleri için buraya resim atölyesi kurduk. 15 Temmuz Demokrasi Kürsüsü’nü kurmak, söyleyecek sözü olan hocalarımızı, sanatçılarımızı, siyasetçilerimizi vs. sizinle buluşturmak da bizim için önemliydi. Bu vesileyle dün başladık, bugün de devam ediyoruz. Sizlere de göstermiş olduğunuz bu yoğun ilgiden dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.
"Bir meczubun ve onun peşinden giden mankurtların ihanetine uğradık"
Türkiye’nin hızla yükselen bir ülke olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Çaha ise, “Yapılan öngörülere göre önümüzdeki 50 senenin üç tane yükselen gücü var. Bunlardan birisi Rusya, birisi Polonya diğeri ise Türkiye’dir. Türkiye’nin yeniden tarihi misyonuna uygun bir şekilde yükselmesini istemiyorlar. 15 Temmuz 2016 akşamı bizim tarihimize altın harflerle geçecek bir akşamdır. O akşam bu millet destan yazarak kurşunların, tankların önünde durma cesaretini bütün dünyaya gösterdi. Türkiye, 15 Temmuz’da Fetullah Gülen denen bir meczubun ve onun peşinden giden mankurtların (Mankurt, bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası haline gelmiş bir zavallı insan tipidir) ihanetine uğradı. Biz bunu asla unutmayacağız” ifadelerini kullandı.
"15 Temmuz Türkiye’nin şanlı devrimidir"
Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ise, 15 Temmuz’un Türkiye’nin şanlı devrimi olduğunu belirterek, “Biz belki 15 Temmuz’da o darbeyi püskürterek sadece bir uçurumun kıyısından değil, bir cehennemin kıyısından dönmüş olduk. Birbirimizin zebanileri olacağı, birbirimizin kanına girebileceğimiz bir iç savaşın yaşanacağı bir cehennemden döndük. 15 Temmuz’a sadece başarılı bir halk hareketi olarak bakmak eksik olur. 15 Temmuz Türkiye’nin şanlı devrimidir. O gün toplumun meydanlara çıkması, köprü başlarını tutması, herkesin yetişebildiği yerde kışlaların önüne barikat kurması, kiminin havaalanını kiminin caddeleri tutması, aşağıdan yukarıya ciddi bir devrimsel dönüşümü ifade ediyor” şeklinde konuştu.
"Bu meydanı çok önemsiyorum"
"Büyük bir badire, büyük bir bela, büyük bir ihanet atlattık. Bundan sonra şu meydanda gördüğümüz birlikteliği neye dönüştüreceğiz? Bu algı dediğimiz şey için önemli. Biz birçok batılı ülkeye karşı öfkeliyiz. Çünkü yaşadığımız şeyi tam olarak algılayamadıklarını düşünüyoruz" diyen Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli de, “Bizimle ilgili algıladıkları şey ‘Türkiye’de böyle şeyler olabilir’ diyeceğimiz bir cümle. Şimdi bu algıyı değiştirme imkanına sahibiz. O yüzden bu meydanı da çok önemsiyorum. Herkesin neyi yapmadık da bu başımıza geldi diye düşünmesi lazım” dedi.