Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Derneği (KAGİD) Başkanı Kibar Özdemir, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamasında; “Kadının uğradığı şiddet çeşitleri ve rakamlarına bakıldığında konunun ürkütücü bir boyutta olduğu görülmektedir” dedi.

Yaptığı açıklamasında, Kadınların dünyanın mimarı olduğunu, her geçen gün kadına şiddetin arttığını vurgulayan KAGİD Başkanı Kibar Özdemir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yüce Allah, kainatı zıtların birliği anlayışına göre tasarlamış ve gerçekte kainattaki dengeyi sağlayan da bu anlayıştır. Gündüz- Gece, Var- Yok, Güzel- Çirkin, Ak- Kara, İyi- Kötü, Sıcak- Soğuk ve DİŞİ-ERKEK gibi… Yaşamı temellendiren bu zıtlıkların bir arada olma zorunluluğu vardır ve bu birliktelik de yaşamın temelini oluşturur. Kâinatta var olan dinamizm, devinim ve dengenin nedeni de zıtların birliği anlayışı olduğu gibi, birbirini doğurabilme özellikleri vardır. Aynen kadından erkeğin doğduğu gibi…

Kainatı var eden Yüce Allah’ın sıfatlarından ‘RAHİM’ adını alan organı bedeninde taşıyarak, Dünya’ da ki 7.6 milyar insanı doğuran kadının toplumdaki yeri, varlığı hak ettiği düzeyde değil ne yazık ki! Ve kadına reva görülen yaşam alanında maruz kaldığı davranışlar ‘’25- Kasım kadına şiddete hayır’’ gibi bir günün doğmasına neden olmuştur.

Gittikçe artan mağduriyet ve şiddetin dozu; babası, abisi, oğlu veya eşi tarafından öldürülme düzeyinde ve gün geçtikçe de sayısı artmaktadır. Kadının uğradığı şiddet çeşitleri ve rakamlarına bakıldığında konunun ürkütücü bir boyutta olduğu görülmektedir. Daha dün denecek yakın bir tarihte Türkoğlu ilçemizde genç bir kızımız, 17 yaşında erkek arkadaşı tarafından kafası ezilerek vücudunu parçalayarak ayrı yere gömüyor bu nasıl bir vahşet, Kahramanmaraş’ta boşanmak için eşini, kayınbabasını, kayınvalidesini öldüren bir koca mahvolan bir aile ürkütücü boyutta olan istatiki verileri yazmamıza gerek yok! Geleceğin kadınları kız çocuklarımızın uğradığı istismar sayısını da belirtmek istemiyoruz! Yazık, ülkemizin geleceği YÜCE DİNİMİZİN kesinlikle yasakladığı EYLEMLERLE karartılıyor!

21. Y.Y. da, kadına reva görülen, yaşatılan olaylarda ödenen bedelin faturası çok ağırdır ve ne yazık ki tüm topluma çıkmaktadır. Nasıl mı?

-Cinayet işlemiş psikolojik olarak bitmiş bir baba, abi, oğul veya koca,

-Üretime dayalı bir işinin başında ve ailesinin içinde olması gerekirken; hapishanede tükenmişlik sendromunda bir erkek,

-Yok olma sürecine girmiş bir aile,

-İstenmeyen bir şekilde, insanlık onuruna yakışmayacak bir biçimde ömrünü tamamlamış bir kadın,

-Tecavüz ve istismarla geleceği kararmış hatta yok olmuş kadınlar veya kız çocukları,

-Şiddet gördüğü için özgüven, saygı ve sevgisini kaybetmiş kadınlar veya kız çocukları

-Hayatının geri kalan kısmını fiziksel veya ruhsal olarak özürlü yaşamak zorunda kalan kadınlar, kızlar veya aile bireyleri.

Bu olumsuzluklara maruz kalmış bireylerin oluşturduğu toplum ve böyle hastalıklı toplumlardan oluşan bir halk! Düşünmesi bile ürkütücü. Ruh sağlığı bozuk insanlardan oluşan bir millet ve bunları yönetmek zorunda bir devlet.

Kurtuluş savaşında cephedeki erkeğinin yanında olmasını bilen Türk Kadını için devletimizin kurucusu, Başkomutanımız Atatürk ‘’Ey kahraman Türk kadını sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’’ sözleri ile de yücelterek gerçek makamına yerleştirmiştir.

Allah’ın Dünya’nın mimarı misyonunu yüklediği için Dünya’nın mimarı olan, Dünya’ya getirdiği çocukları yetiştirdiği için, Dünya’nın geleceği gerçek anlamda elinde olan kadının toplumdaki rolünün güçlendirilmesi için kamu adaletin, milli eğitim, kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”