Hep bir arada meşakkat içinde yemeklerin en güzeli, içecekler , pastalar v.s. .. Özenle hazırlanmış bir güzel de yenildi afiyetle. O kadar güzel koyu bir sohbete daldığım bir sırada evin zili çalmıştı. Uffff tam da zamanını bulmuştu yaa derken; o derece güzel yemekler mideme öyle oturmuştu ki yerimden kalkana kadar bayağı zorlanmıştım. Ben kapıyı açmaya gelene kadar annem açmıştı bile kapıyı. Zaten önemli de değildi gelen:Akşamları dairelerin çöpünü toplayan kadındı yine. Yanında da 4 yaşlarında erkek çocuğu vardı. O ara çocuğa gülümsedim buruk bir şekilde. Çocukta hemen sağ yanağındaki gamzesiyle karşılık verince,adını sordum:"Ahmet" dedi... Ahmetçik benim lafa tutmam karşılığında "ağabey anneme geç kalmayayım" dedi ve o ufak elini salladı. O ara annem ufak bir çöp poşetini unutmuş,onu da verelim diyordu.Fakat kadın alt daireye inmişti bile. Alt komşunun sesini duyan annem selamlaşmak için "Kadriye hanııım" diye seslendi yukardan. Çocuk aşağıya inerken annemin seslenmesine gelen çöp toplayan kadındı. Annem tekrar "Kadriye hanım" diye seslenince merdivenlerdeki çöp toplayan kadın "buyurun hanımım" diye seslendi. Annesine seslenmediğini anlayan o küçük çocuk annesine seslendi bu sefer : "Anne sana seslenmedi ki o teyze,alt dairedeki Kadriye hanıma seslendi: Hem sen "hanım mısın ki...?" Suat GÜNEŞ