Türkiye, 2015 ve 2016 yılını kayıp yıl olarak kapattı. Tabi ki bunda emperyalist güçlerin parmağı ve Fetöcülerin eli vardı. 2002 yılındaki Ak Parti iktidarı ile istikrarlı bir büyüme yakalayan Türkiye, Çözüm Süreci´nde de huzur ve güven dolu bir ortam sağlayarak istikrarlı ilerleyişini devam ettirdi.

Ama Türkiye´nin hızla büyümesinden ve dünyadaki sayılı yatırımlardan birkaçını yapıyor olmasından rahatsız olanlar vardı. Türkiye´nin önüne engel çıkartıp, bu büyümeyi engellemek lazımdı. Bunun içinde müdahale şarttı. Bu amaçla atılan birçok adım oldu ama en net adım ise Gezi Eylemleri ile başladı. Görünürde ‘Yeşil Duyarlılığı´ olan bu eylem, aslında planlı ve programlı hükümeti alaşağı etmenin bir yolu idi. Bunu ABD, yularını elinde tuttuğu Fetö teröristleri ile yapmaya karar verdi. O gün düğmeye basıldı ve bilinçli olarak büyütüldü. Planlar tıkır tıkır işlerken; basına sansür yapılıyor görüntüsü vermek ve toplumun büyük bir kesiminin öfkesini sokağa taşımak için bazı basın yayın organlarınca ‘Penguen´ belgeselleri oynatıldı.
Bununla medya kuruluşlarına baskı yapılıyor görüntüsü oluşturdular ve Türkiye´nin ilerlemesini yavaşlatmaya çalıştılar. Erdoğan´ın liderliğinde bu oyun bozuldu ve Türkiye yoluna devam etti. Gezi eylemleri ile istediklerini alamayanlar yine diğer oyunlarına devam etti. Ama bu oyunları gören Erdoğan yeni bir hamle daha yaptı ve bu işi erken seçime zorladı. 7 Haziran sonrası oluşan tabloyu fırsat bilen karanlık güçler, bir anda Çözüm Sürecini bitirdi. Terör saldırılarını başlatanlar bir taraftan da ‘Kurtarılmış Bölgeler´ ilan ediyor, özerklik hayallerini savuruyordu. Bu oyunu da gören iktidar terörle mücadeleye daha yoğun bir şekilde ağırlık verdi. Teröristlerle amansız mücadele etti.
Ama TSK ve Emniyete çöreklenen Fetöcü teröristler, bu süreci sabote etmeye başladı. Bilerek, kasten ve planlı bir şekilde asker, polis ve korucuların şehit edilmesine neden oldu. Komuta kademesindeki Fetöcü teröristler; 17-25 Aralık süreci, Dershanelerin kapatılması gibi olayların öcünü almak için gencecik fidanların toprağa düşmesine göz yumdu. Onlar için istikrarın bozulması ve kendi iktidarlarının yolunun açılması önemliydi. Nihayetinde bunlardan da başarı elde edemeyen Emperyalistler ve uşakları, son bir kez daha 15 Temmuz´da ortaya çıktılar ve bu ülkeyi işgal etmeye çalıştılar. Hamdolsun onu da başaramadılar.
Bunun gibi bir sürü olay nedeniyle Türkiye 2015 ve 2016 yılını kayıp olarak geçti. En büyük etkisi ise bu olayların ekonomiye oldu. İş adamı, sanayici, esnaf, vatandaş ve kamu üzerine düşen sorumlulukları yerine getiremedi. Önünü görmeyenler yatırım yapmaktan çekindi. Alış-veriş yaparken bırakın yorganına göre ayağını uzatmayı, bir havlunun içine sığmaya çalıştı. Psikolojik olarak etkilenen piyasalarda yaprak kıpırdamaz oldu. Son olarak Referandum sürecinin belirsizliği de kıpırdayan yaprakların da dökülmesine neden oldu. Ama bütün bu zorluklar arasında Türkiye 2016 yılında yüzde 3´ler gibi büyümesini sürdürdü. Bugün 2017 yılının ilk çeyreğinin büyüme rakamları belli oldu. Bu zorlu süreci atlatan Türkiye büyüme rakamlarında beklentilerin üzerine çıktı ve yüzde 5 büyüdü. Tabi bu büyümeyi görmezden gelenler de olacak. Bunu küçümseyen asalaklar ortaya çıkacak. Bunlara itibar etmeyin ve yolunuza devam edin.
Açıklanan rakamlara göre Türkiye Çin ve Hindistan’dan sonra büyüme oranları bakımından 3´üncü ülke konumunda. Dünyanın sayılı ekonomilerini geride bırakan Türkiye, bu kadar zorluklara rağmen bu başarıyı elde etti. Açıklanan verilere göre o büyük ekonomiye sahip ülkelerden ABD, AB, Almanya, İngiltere, Fransa, Brezilya, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin büyüme hızı, yüzde 2´lerde kaldı. Türkiye ilk üçte yer alırken; dünya ekonomisine yön veren başta ABD olmak üzere saydığım diğer ülkeler 10´uncu sıralarda yer aldı. Yani var olan pastadan Türkiye payını artırmaya başladı. En büyük büyümeyi Çin 6,9 ile Hindistan ise 6,1 ile elde etti. Türkiye, geride hem psikolojik hem de gerçekten bir savaşı bıraktı. Sadece yurt içinde yaşananlar bile bir ülkenin kaldıramayacağı olaylardı. Bunun yanı sıra Türkiye´yi dize getirmek isteyenler diğer terörist grupları da harekete geçirdi. Her atılan adımı bertaraf eden Türkiye, emin adımlarla yoluna devam etmeye başladı.
Bunca olayı atlatan Türkiye, ikinci çeyrekte daha da büyüyecek. Teşvikler, düzenlemeler ve stresli ortamların son bulması en küçükten en büyüğüne kadar bütün ticaretle uğraşanları rahatlattı. Referandumdan da ‘Evet´ oyunun çıkması bahaneleri de ortadan kaldırdı. Bugün büyüme oranları yüzde 5. Ama bu bize yetmemeli ve yetmez de…
Türkiye, daha hızlı ve daha sağlam büyümesine devam etmeli. Büyük işlere imza atmalı. 10 Bin Dolar seviyelerindeki Gayrisafi Milli Hasılasını en yakın zamanda 15 Bin dolarlara çekmeli. Katar´ın 140 Bin dolarlarda olduğu milli gelire ulaşmak mümkün gözükmese de Türkiye üzerinde oynanan oyunları iyi okumalı ve yoluna devam etmeli. Büyüksün sen Türkiye. İçerden ve dışarıdan tezgâhlanan bütün oyunları bozdun ve bozmaya devam ediyorsun. Bu başarını da devam ettirecek güçtesin. Artık önünde bir engel kalmadı. Sistem de değişti. Büyüme oranları sürmeli ve dünyaya yön veren ülkeler konumuna artık Türkiye gelmeli diye düşünüyorum…