Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Ünlühızarcı, her tiroid nodülünün kanser olmadığını belirtti. Prof. Dr. Ünlühızarcı, “Hiçbir şikâyeti olmayan insanlara dahi ultrasonla tarama yaparsanız, toplumda her 100 kişiden 20 ile 50’si arasında tiroid nodülleri görülür. Ama bu nodüllerin sadece yüzde 5 veya 6’sı kanserlidir” dedi.
ERÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Ünlühızarcı, tiroid kanseri, tiroid kanserinin radyasyonla olan ilişkisi, toplamda görülme sıklığı ve tedavisi konusunda açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ünlühızarcı, “Papiller tiroid kanseri, tiroid kanserlerinin yüzde 80-90’ını oluşturan en büyük guruptur. Tiroid kanserleri, özellikle papiller tiroid kanseri, insanlarda en sık görülen kanserlerden birisidir. Yapılan hesaplamalara göre bu kanser türü, 5-10 yıl içerisinde kadınlarda en çok görülecek üçüncü kanser türü konumuna gelmesi bekleniyor. Papiller tiroid kanseri genellikle tiroid nodülünden gelişir. Ama tiroid nodülü toplumda son derece yaygındır. Her tiroid nodülü kanser değildir. Örneğin bugün hiçbir şikâyeti olmayan insanlara dahi ultrasonografi ile tarama yaparsanız, orada gördüğünüz nodülleri en küçükleri kaydetmek koşuluyla, her 100 kişinin 20 ile 50’si arasında tiroid nodülleri görürsünüz. Ama bu nodüllerin sadece yüzde 5’i veya 6’sı kanserlidir” dedi.
Tiroid kanserlerinin radyasyonla olan ilişkisi konusunda ise Prof. Dr. Ünlühızarcı, “Radyasyon ışınlarının direkt papiller tiroid kanserine yol açtığı konusunda net bir şey söyleyemeyiz. Özellikle baş boyun bölgesine radyoterapi dediğimiz doğrudan ışın alanlarda tiroid kanseri yönünden daha dikkatli olunması gerekir. Birde hastalığın ailevi boyutu vardır. Ailesinde tiroid kanseri olanların nödüllerine biraz daha dikkatli yaklaşılır. Onun dışında her nodülden, özellikle de 1 santimin üstündeyse veya 1 santimin altında ama şüpheli görüntüler varsa, mutlaka ince iğneyle bir örnekleme yapmak isteriz. Her nodül cerrahiye verilmez. Çünkü her nodülü cerrahiye verirseniz, 100 nodülün 90- 95’ini boşuna ameliyat etmiş olacaksınız” diye konuştu.
Papiller tiroid kanserlerinin tedavisi konusunda da bilgiler veren Prof. Dr. Ünlühızarcı, “Papiller tiroid kanserlerinin tedavisinde ameliyat yapılır. Belirli şartlarda radyoaktif iyot tedavisi yapılır. Seyrine gelince. Başka organ kanserleriyle karşılaştırıldığında son derece iyi bir seyri vardır. Bunlardan ölüm oranları son derece azdır. Hele ki erken dönemde tespit edildiğinde, oldukça başarılı sonuçlar alınır. Tedavisi cerrahi, hormon tedavisi, gerekli görülen bazı hastalarda radyoaktif tedaviden oluşmaktadır” şeklinde konuştu.
ERÜ Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Özcan da, ERÜ Tıp Fakültesi Hastaneleri radyoloji bölümlerinde radyasyon güvenliği önlemleri hakkında şu bilgileri verdi:
"Ben 35-40 yıldır radyasyonla uğraşıyorum. Radyasyonla da uğraşırken de kendimi koruyucu tedbirler alıyorum. Bütün personelimiz için bu tip tedbirleri uyguluyoruz. Bunlar bedenin alt kısmını koruyan kurşun gömlektir. 0,10 ila 5 milimetre kalınlığında kurşun gömleklerdir. Bu gömlekler içerisinde kurşun levhalar içerir. Ayrıca tiroid, radyasyona hassas bir organ olduğu için koruyucu boyunluk kullanılır. Bu boyunluğun içerisinde de kurşun levha mevcuttur. Bunların ötesinde radyasyonun gözde katarakt yapmaması için ise kurşun ihtiva eden gözlükler kullanılır. Bunun yanında radyoloji cihazlarının bulunduğu odaların içi, kapıları ve duvarları, radyasyon geçirmeyen özelliktedir."