İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde verdiği ‘15 Temmuz Ruhu ve Gençlik’ konulu konferansta, “Salâlar bu ülkede hiç bu kadar anlamlı olmamıştı." dedi.
Milli Türk Talebe Birliği Kayseri Şubesi tarafından ERÜ İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlik, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Temel Yeşilyurt, “Bugüne kadar pek çok darbe yaşadık. Bu sonuncusu çok farklıydı. Çünkü hiçbirinde insanımıza ateş açılmamıştı. Hiç bu kadar şehit vermemiştik. Bu kadar canicesine hiç tanık olmamıştık. Bu kalkışmaya karşı gençliğimizin duruşu, karşı çıkışı, son derece şanlı bir direniştir. En az bedrin aslanları gibi şanlı, Çanakkale kahramanları gibi yiğitçe bir duruştu.” dedi.
Prof. Dr. Yeşilyurt’un ardından Milli Türk Talebe Birliği Kayseri Şube Başkanı Akın Kaya kısa bir konuşma yaptı. Daha sonra kürsüye gelen İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ne olduğu, neyin amaçlandığı, arka planı ve bu teşebbüsü ders alarak neler yapılması gerektiği hususunda bir konuşma yaptı.
Müftü Güven, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"15 Temmuz akşamı saat 22.00 civarı eve gittim, yatsı namazını henüz kılmamıştım. Özel kalemimizden mesaj geldi ve bir darbe girişimi olduğu belirtildi. Evde dört çocuğum uyuyordu. Saat 23.00 gibi işin farklı boyutlara gittiğini gördüm. Abdestimi aldım, namazımı kılıp meydana inmeye karar verdim. Meydana inip en azından Valimizle, Büyükşehir Belediye Başkanımızla ve diğer üst düzey yöneticiler ile durumu değerlendirip, neler yapabileceğimizi konuşuruz diye düşündüm. Yakın bir arkadaşım arayıp durumdan bahsetti, ben de namazı birlikte kılıp daha sonra meydana da birlikte gidelim dedim. Birçok kişi eşiyle, çoluğu çocuğuyla helalleşti ve çıktı. Bir daha eve geri gelebileceğini hiç kimse düşünmedi. Bu ülke bir darbeler ülkesi olmuştur hep. Herkes darbelerin neler getirdiğini, zararlarının neler olduğunu iyi biliyordu. Bir kısmı duyarak, bir kısmı görerek, bir kısmı da fiilen acı hissederek birçok darbeye şahit oldu. Ben de 28 Şubat Postmodern Darbe’den sonra fiilen zarar gören kardeşlerinizdenim. Ben bu fakültede araştırma görevlisi iken bir anda lisans diplomam iptal edildi ve ben bir anda lise mezunu oldum. Darbe gecesinin ilk saatlerinde meydanda sadece bir kaç yüz kişi vardı. Cumhurbaşkanımızın herkesi şehirlerin meydanlarına davet etmesi ile bu sayı hemen artmaya başladı ve meydan doldu taştı. Diyanet İşleri Başkanımız ezan ve sala okunmasını tüm il müftülerine teklif etti ve uygulattı. Biz Kayseri’de Başkanımız henüz talimat vermeden Valimiz ile istişare ederek başlamıştık. Salalar bu ülkede hiç bu kadar anlamlı olmamıştı.”