İnkalar hangisini temel alan bir yöntemi zaman hesaplaması yaparken kullanmışlardır? Tırnak uzarken geçen süre, Fasulye filizlenirken geçen süre, Patates haşlarken geçen süre, Yumurta pişirirken geçen süre hangisidir?

Cevap: Patates haşlarken geçen süre

İnkalar Hakkında Kısaca Bilgiler

İnkalar ve İnka medeniyetiile ilgili olarak temel ve kısacas bilgilerin paylaşıldığı yazımız. İnka ne demektir ne anlama gelmektedir?


Eskiden Peru dağlarında yaşayanlara «İnkalar» denir. «İnka» sözü bu yerlilerin dilinde “Prens” anlamına gelir. Hükümdarlarına «İnka» denildiği için kurdukları medeniyet de tarihe «İnka Medeniyeti» olarak geçmiş, bu medeniyeti kuran halk da İnkalar diye tanınmıştır.

İnkalar, Güney Amerika’nın batısında büyük, ileri bir medeniyet kurmuşlardı. XVI. yüzyılda İspanyollar İnka ülkesini aldılar, yakıp yıktılar. Bugün Peru, Bolivya ve Ekvador düzlüklerinde İnkalar’ın torunları göçebe bir hayat sürmektedir.

İnkalar’ın tarihinin eski çağlan hakkında pek fazla bir şey bilinmiyor. Bu konuda anlatılanların çoğu birer efsaneden ibarettir. 1200 yıllarında İnkalar, bütün öteki yerli kavimlerini bir araya toplamışlar, İnka
İmparatorluğunun sınırlarını Peru dağlarının ötelerine kadar uzatmışlardı. İnkalar aldıkları yeni ülkelerin halkını daha önceden istila edilmiş ve İnkalar’a alışmış bölgelere gönderiyorlar, böylece her hangi bir isyanın çıkmasını önlüyorlardı. 1532’de kâşif Pîcarro bir avuç adamla İnka İmparatorluğu’nu istila etmeye geldiği zaman halk ne yapacağını şaşırdı. Hele İmparator Atahualpa esir düşünce kimse İspanyollarla savaşmak kuvvetini kendinde bulamadı.

İnka Medeniyeti

İnkalar yazı bilmiyorlardı; yalnız, düğümlü ipler sayesinde, yaptıkları işlerin hesabını tutmasını öğrenmişlerdi. Patates yetiştirmesini İnka çiftçileri bulmuşlardı, yabani bitkileri yenecek sebze haline getirmesini de iyi biliyorlardı. Amerika’nın yerlileri arasında yalnız İnkalar çiftçilikte hayvanlardan faydalanmasını öğrenmişlerdi.

İnkalar, dokumacılıkta da çok ileriydiler. Ayrıca, madenleri birbirine karıştırıp yeni alaşımlar elde etmekte, bunlardan güzel eserler meydana getirmekte ustaydılar. Müzikte de bir hayli ilerlemiş oldukları ele geçen aletlerden anlaşılıyor. İnkalar mimarlıkta, mühendislikte de çok ilerlemişlerdi. Yaptıkları yollar, köprüler, binalar bugün bile hayranlıkla seyredilir. Cuzco’daki büyük Güneş Tapınağı, İnka mimarlığının en güzel binalarından biridir. İnkalar, binalarını çok büyük taşlan bir araya getirerek yapıyorlardı. Bu taşlardan bazılarının ağırlıkları birkaç tonu buluyordu.

İnka ülkesinin zenginliği dillere destan olmuştu. Altın bulma hevesine kapılanlar, İnka ülkesine göz dikmişlerdi. Gerçekten de İnkalar tapınaklarını altından, gümüşten gayet değerli eşyalarla doldurmuşlardı.

Bunların hepsi de başlıbaşına, eşine ender raslanılacak kadar değerli sanat eserleriydi. Som altından maskeler, vazolar, tören kılıçları, hattâ törenlerde giyilen zırhlar ve diğer eşyalar Amerika’ya ayak basan Avrupalılar’ın gözlerini kamaştırmaya yetmişti.

İspanyol kâşifi Pizarro ile arkadaşlarının İnka ülkesini istilâ etmesinden sonra İnka-lar yüzyıllar boyunca işkence ve sıkıntı içinde yaşadılar, sayıları günden güne azaldı. Eski İnka devletinin nüfusu 8-9 milyonu geçtiği halde, bugün ancak 3 milyon kadar İnka kalmıştır, onlar da çeşitli bölgelere dağılmışlar, eski hüviyetlerini kaybetmişlerdir.