İnsanların hedefi olduğu gibi Milletlerin de Dünya yüzeyinde hedefleri vardır. Bu sözü bu şekilde değil de şu şekilde söylemek belki daha doğrudur: “Bazı insanların bu Dünya’da manevi hedefleri olduğu gibi bazı Milletlerin de bu Dünya’da manevi hedefleri vardır.”

Elhamdülillah, bu Dünya’da hasbelkader gelmiş bir insan olarak manevi bir hedefim var. O hedef, “bu Dünya’da sırat-ı müstakim, yani ilim ve hikmet üzere yaşamak ve iyilik ile doğruluk üzere hareket etmektir.” İnşaallah bu hedefime vasıl olurum. “Niyet iyi, akıbet iyi.”

Bu yazıda elbette şahsi planda ve bir insan noktasında hedeften bahsetmeyeceğim. Bu yazıda, Millet temelinde, Ümmet temelinde bir hedeften bahsedeceğim. Türk Milleti’nin hedefi olan, Kızıl Elma’dan bahsedeceğim. Elbette, bu hedef, ezelden ebede kutlu bir hedeftir. Türk Milleti’nin Ümmet-i Muhammed içerisinde yer aldıktan sonra da, bu hedefe doğru yürüyüşü daha da hız kazanmış ve daha da manevi bir hal almıştır. Biz Kızılelma hedefinde, Ecdadımızın yolunda, yürüyen bir nesiliz. Bu hedefi çok iyi biliyoruz ve ruhumuzda yaşıyor ve yaşatıyoruz. Ruhumuzda ezelden ebede yaşayan bu hedefe elbette vasıl olacağız.

Şimdi, bu hedefin ne olduğunu da net bir şekilde açıklayalım. Bundan önce, geçen hafta başlattığımız Suriye Afrin Harekatından bahsedeyim. Biliyorsunuz, Ordumuz önce havadan ve sonra da karadan Suriye Afrin’e girerek büyük bir askeri harekat başlattı. Maksadımız Ülkemizin güvenliği ve huzurudur. Bu güvenlik ve huzurun tesisi için Afrin’de yuvalanan terör örgütleri PKK/YPG ve benzeri şer odaklarını yok etmek gerekmektedir. Tabii bu hedefin yanında en büyük hedefimiz de, Dünya’da büyük bir güç olmaktır. İşte bu hedef için Suriye’ye giren ordumuzun bir askeri, kendisine “nereye gidiyorsunuz” diye soran bir gazeteciye, “Kızılelma’ya” diye cevap vermiştir. Bu cevap ve gazeteci ile askerimiz arasındaki bu küçük diyalog büyük bir ses getirdi ve bir haftadır gündemde “Kızılelma” var. Kızılelma Hedefimiz bir haftadır yoğun bir şekilde gündemde yer tutmaktadır.

Gelin bu yazıda, “Kızılelma, Kızılelma” dediğimiz bu hedef, bu maksat, bu yürüyüş nedir? Bunun üzerinde zihnimizi yoralım ve düşünce geliştirelim.

"Kızılelma" Neresi?

Esasında, Kızılelma, Doğu’dan Batı’ya doğru gerçekleştirilen her seferin maksadıdır. Bizim Batı’ya doğru ilerleyişimizin her adımı Kızılelma Ülküsünün bir yansımasıdır. “Kızılelma Batı’yı Ele Geçirme Ülküsüdür.” Batı’yı Ele Geçirme Ülküsü denildiğinde de sakın toprak ve mülk anlaşılmasın. Yani, Batı’yı toprakları ve mülkü için ele geçirmek gibi bir maksadımız asla ve kat’a olamaz. Zaten böyle bir maksadımız olduğunda, Bizim de sömürgeci Batılılardan farkımız kalmaz. Batılılar sömürge için ve emperyal maksatlarını gerçekleştirmek için devamlı Doğu’ya göz dikmişlerdir. O göz dikme tamamen maddi ve tamamen çapulcu bir anlayışın ürünüdür. Çapulcu Batılı yağma ve talan mantığıyla asırlardır Doğu’nun hazinelerine göz dikmiş ve İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı, Hollanda’sı, İtalya’sı, İspanya’sı çok asırlar öncesi bu yağmayı başlatmıştır. Bu yağmaya daha sonra ABD’si, de katılmıştır.Bu Devletler sömürgecilikte önde giden alçak Devletlerdir. Doğu devamlı surette bu alçak vahşiler tarafından sömürülmüştür. Sözde medeni, ancak özde birer vahşi olan bu saydığım Devletler Doğu’yu ve özellikle de Müslümanları hedef tahtasına alarak düşman görmüşlerdir. Bu alçak Ülkeler, Bizleri Haçlı mantığıyla devamlı olarak sömürmüş ve Bizleri esaret altında tutmaya çalışmıştır. Biz ise bu vahşilere, yani Batılılara medeniyet götürmüşüz. Kızılelma Ülküsü, Batı’yı Ele Geçirerek onlara medeniyet götürme hedefidir.

Batı, Dünya’daki kötülüğün mihveri ve merkezidir. O mihver ele geçirilerek kötülük ortadan kaldırılmalıdır. Kızılelma Ülküsü Batı’nın kötülüğünü ortadan kaldırmak hedefidir.Bizim ecdadımızın Batı’ya yönelik her seferinin ana düşüncesinde Batı’nın kötülüğünü yok etmek ve ıslah etmek mevcuttur. Çünkü Batı ve özellikle Vatikan Kötülük Merkezi olarak görülmektedir.

Şimdi burada bir açıklamada daha bulunmak istiyorum. Batı Kötü derken, elbette tüm Batılıları kötü olarak nitelendirmiyorum. Vatikan kötü derken elbette tüm Hıristiyanları kötü olarak nitelendirmiyorum. Öyle Batılı insan vardır ki masumdur, iyidir ve insani yönden çok üst noktadadır. Bunlara saygım vardır. Öyle Hıristiyan vardır ki, yüreği iyidir, aklı-ı selimdir, vicdani ve insani yönden de örnek alınacak noktadır. Bunlara elbette saygımız vardır.Bizim Batı Kötü derken kasdımız, Batı’ya asırlardır hakim olan sömürgeci zihniyet ve Haçlı Düşüncesidir. İşte kötü olan bu zihniyet ve düşüncedir. Biz de zaten Batı’nın zihniyetini ve Haçlı Düşüncesini ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bizim Kızılelma dediğimiz hedef esasta budur.

Evet Dostlar, Osman Gazi'nin Bizans üzerine gitmesi, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'un fethi ve ardından Vatikan'daki Papalığı ortadan kaldırmak üzere sefere çıkması, Osmanlı'nın Viyana muhasarası hepsi de birer Kızıl Elma'dır. Kötülüğü ortadan kaldırmak üzere yapılan her Türk ve Osmanlı Seferi, bir Kızıl Elma'dır. Kızıl Elma bir değil bin ayrı noktadadır. Ancak merkezi tek bir yerdedir. O nokta Vatikan'dır.

Fatih Sultan Mehmed asıl noktayı hedef almıştı. Hedefi tam onikden vurmak istiyordu. Fatih, "kötülüğün merkezi Vatikan”ı ele geçirmeyi planlamıştır. Fatih Sultan Mehmed işi kökünden çözmek istiyordu. Bu planını öğrenen Papa'nın Adamları Fatih'i zehirleyerek şehid ettiler. Bu hedef o tarihte gerçekleşseydi ne olurdu? Kıyametin kopmaması için sebep kalmazdı. Kötülük merkezi Papalık ortadan kaldırılacak, Kızıl Elma'ya ulaşılacak, ondan sonra “sen sağ, ben selamet, gelsin kıyamet.”Ancak, Bizim kıyamet kopana kadar yapacak çok işimiz ve yerine getirecek çok görevimiz var. Kızılelma işte bu görev ve hedeftir.

Evet, Batılıların sömürgeci maksatlarla düşündükleri Haçlı Seferleri varsa, Bizim iyilik hedefli bir Kızılelma’mız var. Bu hedefe varacağız, İnşallah.

Kızılelma, kötülüğü ortadan kaldırıp iyiliği yaygınlaştırıp tüm Dünya’nın gönlünü kazanmaktır.

“Ey Dostlar, Kızılelma esasında gönül almadır.” Vesselam.