Röportaj: Ökkeş Küçükdağılkan   Fotoğraflar:  Barış Burtaçkıray

Durmuş Deveci 2014 yılı içerisinde Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü olarak göreve başladı. 2016 yılının Kasım ayında görevinin 2. yılına girecek olan Sayın  Rektör Durmuş Deveci ile röportaj yapma isteğimizin olduğunu danışmanları ve özel kalemleri aracılığıyla şahsına bildirdik. Makamı itibariyle yoğun bir çalışma temposundan zaman fedakârlığı gösterip, bizi kırmayıp kabul ettikleri için pek bir müteşekkir olduğumuzu kendilerine ifade etmek isterim.

Makamında gayet mütevazi bir şekilde karşılandığımız Sayın Deveci ile kısa bir sohbetten sonra söz konusu olan Röportajımıza başladık.

- Durmuş Deveci Kimdir? Bize Biraz Kendinizden Bahseder misiniz?
Öncelikle hoş geldiniz, ilginiz ve alakanız için teşekkür ediyorum. 1964 yılında Adana’nın Karaisalı ilçesinde doğdum. İlköğretim ve Ortaokulu şehrimde tamamladıktan sonra Lise hayatımı Osmaniye’de bitirdim. Daha sonrasında 1988 yılında Çukurova Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun oldum. Aynı yıl Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalında Yüksek Lisansa Başladım. Akabinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olmamdan mütevellit Sivas’a gitmek zorunda kaldım. Doktora’ya Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde başladım lakin burada yine eğitimimin ikinci yılında yurt dışı imkanının ortaya çıkmasından dolayı Doktora eğtimimin ikinci senesinde yurt dışına çıkmam gerekti. İngiltere’nin  Birmingham şehrinde Birmingham Üniversitesinde Doktora eğitimimi tamamladım ve Sivas’a geri geldim. Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde Doçent ve Profesör olduktan sonra 2010 yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine Geldim. KSÜ Tıp Fakültesinde göreve başladım ve 2011-2014 yılları arasında KSÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı görevini icra ettim. Tabii ki Kahramanmaraş’a gelmeyi çok istedim çünkü kendi alanımda bu şehirde bir eksiklik olduğunu biliyordum. Bu eksikliği doldurmanın daha uygun düşeceğini hesap ederek ve artı olarak Kahramanmaraş’a bir şeyler katmak adına bu şehre gelmiş bulundum. Bu bağlamda ilk geldiğim yıllarda KSÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Bölümü ile ilgili çabalar sarf ettik ve sonuç olarak meyvesini bu içerisinde bulunduğumuz yıllarda görüyoruz. Mezun sayısını her yıl peyderpey arttıran bir bölüm haline gelen Fizyoloji Bölümü Gerek Şehrimize Gerek Üniversitemize artı bir değer olarak Fonksiyonunu sürdürmektedir. Tüm bunların akabinde mâlûm şu an içerinde bulunduğumuz Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörlüğüne 2014 yılında başladık.

- Şahsınızın Rektörlüğü İle Sonuçlanan Son Rektörlük Seçimleri Hala Yerel Anlamda Günceliğini Koruyor, Bu Süreç İle İlgili Kısa Bilgi Verebilir misiniz?
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki seçim sürecindeki yarış son derece büyüktü. Bu büyük yarış içerisine girmeye karar vermemde etkili olan unsur makamın büyüklüğü veyahut madde merkezli olmasından ziyade, Dekanlık görevimin bana verdiği görev şuuru ile alakalı idi. Şöyle ki; şahsımın Dekanlık süreci de pek bir sürprizli geçti. Geldiğim ilk yıllarda Tıp Fakültesi bünyesinde görev yapan Profesör unvanına sahip şahsiyetler pek çok yoktu. Bu, şahsım için bir avantaj olmuştu. Fakat bu avantajdan yararlanarak ‘Dekan olmalıyım’ diye bir hırs içerisine kesinlikle girmedim. Dekanlık görevine bir hafta geç başlamam ve çevremin bana göreve başlamam konusunda ki ısrarcı tutumu benim böyle bir hırs çılgınlığının içerisinde olmadığımın bir göstergesidir. Tamamen şartların ve durumların uygunluğu Dekan olmamı sağlamıştı. Fakat makam ve mevkii hastalığımızın olmayışı bize verilen görevi en iyi şekilde icra etmememiz anlamına da gelmiyordu. Yani madde merkezli hareket etmekten kaçınırım ancak bir görev yüklenmişse onu layıkıyla yerine getirme de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Dekanlık görevine başlamam bu görevi layıkıyla iyi yapmam anlamına geliyordu ve öyle de yapmaya çalıştım sonra bu görev şuuru beni Rektörlük yarışına tetikledi.  Bu görevden sonra Rektörlük yarışına girdiğimde ise yine aynı düşünce benim fikir dünyamda merkezde idi. Yani makam, mevki ve madde hırsından ziyade nasıl faydalı olabilirim sorusuna cevap vermek adına çıkılmış bir yol idi. Kahramanmaraş’a gelme amacım faydalı olabilmekti. Niyet hâlis idi âkıbetin hâlis olması kaçınılmazdı. Sonuç olarak Rektörlük aday sürecine girmiş bulunduk ve bu süreç gayet sakin geçti. Seçilmek adına çalışmalar yaptım fakat bu diğer adaylar kadar büyüklük arz etmedi. Esprili ve sakin bir şekilde geçen seçim sürecinin sonunda ilk altı kişi arasına girdik ve YÖK listesinin Cumhurbaşkanlığına iletilmesinden sonra bu göreve layık görülen kişi olduk. Tıpkı Dekanlık gibi aslında bir nevi Rektörlük makamı da şahsım için sürpriz oldu. 

- Rektör statüsünü isminizin önüne aldığınızda yaptığınız ilk faaliyet ne oldu?
Tabiri caizse gözü kara ve tehlikeli bir faaliyet yaptık. İlk faaliyetimiz 22 yıldır kullanılan Otomasyon Sistemini değiştirmek oldu. Aslında buna güncelleme de diyebiliriz. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Otomasyon sistemi uzun süredir kullanılan bir sistem olmakla birlikte işlevselliği yeterli olmayan ve şikayet getiren bir sistemdi. Dekanlığım görevini icra ettiğim yıllarda aynı zamanda Senato Üyesi olmamdan mütevellit bu şikayetlere şahit etmişliğim çoktur. Peki, neden gözü kara tabirini kullandım. Çünkü bu iş gerçekten tehlikeli bir iş idi. 22 yıldır kullanılan bir sistemi değiştirmek son derece risk barındırıyordu. Bu sistem bütün Üniversite’nin hafızası sayılırdı ve Öğrenci İşlerinin yürütüldüğü ve buna benzer birçok işlemin yapıldığı bir paneldi. Oluşturulacak yeni bir sistemin uyum sağlamaması halinde birçok sorunlar silsilesi ile mücadele etmek zorunda kalabilirdik. İşte biz bu risklere rağmen ilk faaliyet olarak bu sistemi değiştirdik. Şu anda ise Yeni Otomasyon Sistemi üzerinden gerek akademik çalışanlarımız gerekse öğrencilerimiz işlemlerini yürütmektedir. 


- Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz ve bu hedeflere ulaşabilmek için öngördüğünüz projelerinizden bahseder misiniz?
Yeri gelmişken çok yakınlarda hayata geçirmiş olduğumuz bir projeden bahsedeyim. Bir ilki gerçekleştirerek Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kalkınma Bakanlığı, DOĞAKA, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası ve Kuyumcular Odası işbirliğiyle ‘Tasarım ve 3D Modelleme Merkezi’ kurduk.  Ülkemizin Kuyumculuk konusunda önde gelen illerinden olan Kahramanmaraş'ın Kuyumculuk sektöründe aktif rol oynaması adına üzerimize düşen görevi yerine getirmişizdir diye umuyorum. 3D modelleme Merkezi kuyumculuğun yanı sıra metal mutfak eşyası mobilya ve diş protezi alanlarında da Kahramanmaraşlı üreticilerin gelişmesine yardımcı olacaktır. 

Ayrıca elektronik belge sistemini hayata geçirmeye çalışacağız ve bu proje 2017 itibariyle aktif hale gelecektir diye umuyoruz. Bu proje ile daha kurumsal bir niteliğe kavuşmak ile birlikte daha işlevsel bir durum kazanacağız ve artı olarak dijital ortam sayesinde zaman tasarrufu sağlayabileceğiz.

Uygulamasına başladığımız diğer bir proje ise mesai kontrol sistemidir. Bu proje gerek benim çevremden gerekse diğer çevrelerden müspet veyahut menfi tenkitler alsa da kararlılığımız sonucunda hayata geçirilmiştir. Böylelikle üniversite bünyesinde çalışan her personelimizin mesaisini kontrol altında tutmuş bulunmaktayız. Tabii olarak bu uygulama da düzen ve intizamı getirmiştir.

Tüm bunların yanında Türkoğlu Arapça İlahiyat Programı binasının temeli atılarak çalışmalara başlanmıştır. Bu çalışmalardan sonra da memleketimize daha iyi hizmet edebilmek için Tıp Fakültesi Morfoloji (Morfoloji binası fiziki yapı itibariyle Ay ve Yıldız şeklinde tasarlanmıştır. Yapımına iler ki zamanlarda başlanacaktır.) Diş Hekimliği, Teknokent binaları ve yarı olimpik yüzme havuzu inşaatı başlatılacaktır. Hukuk Fakültesi ve Veterinerlik için dosyalarımız hazır ve çalışmalarımız devam etmektedir. Yine Avşar Kampüsü içerisinde bir Camii ve bir AVM yapımı sürmektedir. Uluslar arası arena da çok sayıda Üniversite ile karşılıklı işbirliği çalışmaları yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Bizim en büyük gayemiz dış dünya ya açılabilmek ve tanınabilirliliğimizi arttırmaktır. 

Bölge Hastanesi olma hedefine hızla ilerleyen Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi, 289 akademik, 1394 idari personeli ile sağlık alanında önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bunlardan kısaca bahsedecek olursak organ naklinde bütün altyapı tamamlanarak birçok başarılı ameliyat gerçekleştirildi, tüp bebek merkezinin kurulması ile bebek hasreti çeken ailelere hizmet verilmeye başlandı, ve ilk bebeklerimiz dünyaya gelmiştir. Kanser tedavisinin yapılabildiği Radyasyon ve Tıbbi Onkoloji Üniteleri ile Nükleer Tıp Merkezi faaliyete geçirildi, Diyaliz Ünitesi 18 yatağı ile hizmete başlamış ve Uyku Laboratuvarı Merkezi Hizmetleri artırılmıştır.

Ayrıca Sosyal Sorumluluk projelerinin devamı olarak bu yıl, giysi ihtiyacı olan öğrenciler için Kızılay ile işbirliği yaparak “Giysi Bankası” oluşturduk. 

- Muhakkak Takip Ediyorsunuzdur. Kahramanmaraş’ta Yerel Medya’da Şahsınız İle İlgili Muhtelif Yazılar Kaleme Alınmaktadır, Özellikle Bu Yazıların Muhtevası Kadrolaşma Başlığı Altında Yoğunlaşmaktadır. Bu Söz Konusu Yazılar İle İlgili Söyleyeceğiniz Bir Şeyler Var mı?
Öncelikle ben bu yaklaşımları ahlaki bulmuyorum. Bu şekil yaklaşımların doğru olabileceği kanısı bende hiç yer etmedi. Çünkü ihtivaları itibariyle dedikodu ağırlıklı ve etik anlayıştan uzak yazılar. Ben öncelikle şu görüşümü ifade etmek istiyorum. Bilim ile uğraşmak veyahut ilim irfan yapmak bu Üniversite’nin daha doğrusu tüm Üniversitelerin asli gayesidir. Bu bağlamda kadrolaşma ile bu gayenin yürümeyeceği aşikârdır. Çünkü bilim yapmak nitelik gerektirir. Söz konusu nitelikler hangi şahsiyette mevcut ise - Bu nitelikler bilimin gerektirdikleri olduğu kadar Ülke menfaatleri ve değerlerini de kapsayabilir -  Üniversite bünyesine o şahsiyet alınır. Bu Kahramanmaraşlı da olabilir, Kayserili de olabilir, Adanalı da olabilir. Memleketin bu konuda bir ehemmiyeti yok diye düşünüyorum ki zaten şahsımda böyle bir kadrolaşmayı uygun bulmamaktadır. Uygun bulsam şu an ben kendi memleketimde olurdum. Ortak gaye bu vatanın çıkarları doğrultusunda çalışmalar yapmaktır. Ayrıca şahsi kanaatim şudur ki bir Öğretim Üyesi veyahut Öğretim Görevlisi kendi şehri dışında çalışması daha uygundur. Şehrinden, ailesinden, çevresinden, yazlığından vs. uzak kalan bir kişi daha yoğunlaşmış bir çalışma ile daha nitelikli eserler verebilir. Malumunuz bilim ile hemhal olmak rahat bir kafa gerektirir. Bu rahat kafanın kendi şehrinde gerek çevresinden dolayı gerekse ailesel bağlardan dolayı bir türlü gerçekleşmeyeceği inancındayım. Tabi ki bu ilk başta söylediğim gibi şahsi kanaatim. Buradan tekrar başa dönecek olursak yani kadrolaşma ithamlarına, gerçekliği yoktur. Böyle bir durum içerisine hiç düşmedim, böyle bir olayı amaç edinmedim. Keza çok yakınlarda on tane öğretim görevlisi alımı yaptık. Bunların sekizi Kahramanmaraşlı olmakla birlikte ikisi farklı şehirlerimizdendir. Bunun gibi ihtilafın olmadığını gösterecek misalleri çoğaltabilirim. Bu konularda gerek şehir olarak gerekse Üniversite olarak Akademik başarıyı baz almamız, üretim yapabilecek bireylere hak vermemiz, kriteri memleketli anlayışına göre değil çalışkanlık anlayışına göre belirlemeliyiz. Bu bağlamda yaptığımız işlere konsantre olursak daha ileri seviyelere ulaşacağımızı ifade etmek isterim.

- Göreviniz Bittiğinde Nasıl Bir KSÜ Portresi İle Karşılaşacağız?

Tabiî ki öncelikle alt yapısı tamamlanmış ve artık olumlu çıktılar ile ürün veren ve kalite anlayışını temellendirerek diğer Üniversitelere örnek teşkil edecek bir Üniversiteye sahip olacağız. Bu doğrultu da kaliteli akademik şahsiyet alımına büyük özen gösteriyoruz. Yukarıda ifade ettiğim örneklik duruma gelme süreci doğal olarak kaliteli bir akademik kadro ile mümkün olacaktır. Bu yüzden temeli iyi ve sağlam atmaya özen gösteriyoruz. Ayrıca Tıp Fakültesi anlamında Avrupa standartlarına ulaşmış ve hizmetini bu standartlarda veren bir Üniversite durumuna ulaşmış olacağız. Bu Üniversitenin prestijini arttırdığı gibi Şehrinde itibarını artıracaktır. Diğer bir konu Yabancı Uyruklu Öğrenci sayısının artması olacaktır. Yabancı öğrencilerin sayısını gözle görülür seviye de arttıracağız. Bu bizim Üniversitemizi uluslar arası arenada akademik bir kurum yapacağı gibi aynı zamanda yurt dışında ki yüzümüz de olacaktır. Tabiî ki bu öğrencilere Türkçe eğitim vereceğiz, yani kesinlikle eğitim dilimiz Türkçe olacaktır. Bu bağlamda Dil Eğitim Merkezi kurmayı planlıyoruz. Burada Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinin öğrenimine önem vermek istiyoruz. Türkçe eğitim dili için gerekli iken İngilizce uluslar arası bir dil niteliği barındırıyor. Arapça ise ülkemizin Ortadoğu gibi önemli bir bölgeye yakın olmasından dolayı gereklilik arz etmektedir. Şu an Üniversitemizde ön lisans, lisans ve lisansüstü 33 ülkeden 707 öğrenci mevcuttur. Bu sayının çoğunluğunu Suriye uyruklu öğrencilerimiz oluşturur iken diğerlerini ise muhtelif coğrafyaların muhtelif ülkelerinden gelen öğrencileri oluşturmaktadır. 

- Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi bünyesinde ‘Engelli Öğrenci Birimi’ mevcut, bu birimin engelli öğrencilere sağladığı imkânlar nelerdir? 
 
Mümkün olduğunca ulaşılabilirliliği sağlamaya çalışıyoruz. Öncelik olarak engelli öğrencilerimizin veyahut çalışanlarımızın bulunduğu binalardan, çevrelerden başlamak üzere peyderpey diğer çevrelere ve binalara doğru Engelli bireylerimiz için ulaşılabilir ve yaşanabilir bir Üniversite oluşturmaya çalışıyoruz. Fakat bu alanda, merkezden alınan ödenek az miktarda gelmektedir. İster istemez bu çalışmalara da yansımaktadır. Ancak biz Üniversitenin kendi iktisadi imkanları ile elimizden gelenin en iyisini yapamaya çalışıyoruz. Görme engelli öğrencilerimiz için uygun yürüyüş yolları dış mekanlardan, iç mekanlara kadar yapılmış durumda. Keza, tekerlekli sandalye kullanan öğrencilerimiz için rampalarımız mevcut. Bazı fakültelerimize asansörler yaptık. Hatta yakın zamanda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize de asansör yaptırdık. Bu çalışmalarımız yeterli değil fakat iyileştirme çalışmalarımız sürecek ve engelsiz bir Üniversite oluşturana değin devam edecektir. 

- Eklemek istediğiniz başka hususlar var mı?
 
Şehrimizin Üniversitemize daha çok sahip çıkmasını arzu ediyorum. Hatta bunu canı gönülden istiyorum. Bir şehrin en gelişmiş kurumları Üniversitelerdir. Üniversitenin itibarı Şehrin itibarı olduğu gibi bu tam terside olabilmektedir. Ayrıca bu kurumlar bu şehrin dışarıya açılan kapısıdır. Gerek öğrencisine gerek kurumlarına gerek akademik camiasına iyi bakıldığı takdirde, şehir dışındaki prestiji bir nebze daha irtifa gösterir. Kurtul ile Öksüz aileleri veyahut daha öncesinde Üniversiteye yardımı olup ta bilmediğim aileler, şahsiyetler, kurumlar bunlara iyi örnektirler. Bu 1-2 aile veyahut kurum ile olacak iş değil. Hep birlikte tüm Sivil Toplum Kuruluşları, İş Adamları, Dernekleri, Kamu Kurumları ve Halkı ile kolektif bir şekilde etkili olabilecek fedakârlıktır. Bu fedakârlıklar ile el ele daha kaliteli bir Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi vücuda getirmek adına ümitli olduğumu ifade ederek sözlerime son vermek istiyorum. Röportajınız için, ilginiz ve alakanız için şahsınıza bir kez daha teşekkür ediyorum. 

Röportaj boyunca zamanı geniş tutarak tüm sorularımızı sabırla cevapladığı için, misafirperverliği için ve bizleri kabul ettiği için kendisine bir kez daha teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Ayrıca…

Röportaj süresi içerisinde Fotoğraf desteği için Barış Burtaçkıray’a teşekkür ederim.