Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 24 yıldır her 2 yılda bir farklı üniversitelerce düzenlenen Türkiye Tarla Bitkileri Kongresinin 12.’sine ev sahipliği yaptı. Türkiye 12. Tarla Bitkileri Kongresi KSÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Tarla Bitkileri Bilimi Derneğinin katkılarıyla düzenlendi.

12-15 Eylül 2017 tarihleri arasında düzenlenen Türkiye 12. Tarla Bitkileri Kongresinin açılış oturumu, 12 Eylül 2017 Salı günü KSÜ Cahit Zarifoğlu Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Kongrenin açılış konuşmasını KSÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Fatih Kıllı yaptı. Tarımın nüfusun sağlıklı beslenebilmesi, milli gelir ve istihdama katkısı, diğer sektörlere ham madde ve sermaye sağlaması, ihracata doğrudan ve dolaylı olarak etki etmesi ve biyolojik çeşitlilik ile ekolojik dengeye olan katkısı nedeniyle tüm dünya açısından vazgeçilmez bir sektör olduğunu vurgulayan Rektör Vekili Prof. Dr. Fatih Kıllı, tarım sektörünün ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla, toplumun bütün kesimlerini yakından ilgilendirdiğini söyledi.

Son 40 yılda tarım dış ticaretinin küresel bazda 25 kat artış gösterdiğini hatırlatan Prof. Dr. Fatih Kıllı, “Geçmiş dönemlerde elde edilen veriler, tarım-gıda dış ticaretinde önemli gelişmelerin yaşandığını, ülkelerin birbirlerine giderek bağımlı hale geldiğini göstermektedir. Önümüzdeki dönemde ise bu eğilimin daha üst seviyelere ulaşması beklenmektedir.” diye konuştu.

12. Tarla Bitkileri Kongresinin, dünya ticaretinin ana konusunu oluşturan ürünleri ve bu ürünlerle yapılan araştırmaları kapsaması bakımından önemli olduğunu ifade eden Rektör Vekili Prof. Dr. Fatih Kıllı, kongrenin ülkemiz tarım ve bilimine katkı sağlaması temennisinde bulundu.

KSÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kaygısız ise konuşmasında Kahramanmaraş’ın iklim yapısı, tarla bitkileri çeşitliliği ve tarımsal potansiyeline ilişkin bilgiler verdi. Tarım sektörü içerisinde önemli bir paya sahip olan tarla bitkilerinin, aynı zamanda insanların ve hayvanların temel ihtiyaçlarını gidermede de oldukça önemli bir role sahip olduğunu ifade eden Dekan Kaygısız, “Sorumluluğumuz fazla, yükümüz ağırdır. Fedakâr Türk çiftçisine hizmetin en iyisini yapmak ise asli görevimizdir. Dünyanın bir yerinde açlıktan veya güvenilir olmayan gıdadan bir canlı ölse sorumluluk bizim hepimizin omuzundadır. Hem Dünya'da hem de ülkemizde nüfus artışına karşılık tarım alanlarının giderek azalması, güvenilir gıda sorununu gündeme getirmiştir. Özellikle tarım topraklarının amaç dışı kullanımı, modern yetiştirme tekniklerinin kullanımının tam olarak yaygınlaştırılamaması, aşırı sulama, yanlış gübreleme, yanlış tarımsal ilaç kullanma gibi faktörler tarımsal üretimde sorunların oluşmasına neden olmuştur. Bu nedenlerle geleneksel tarım yerine mutlaka modern, sürdürülebilir ve bilinçli tarım uygulamalarını teşvik etmemiz gerekmektedir.” dedi.

Türkiye 12. Tarla Bitkileri Kongresi Düzenleme Kurulu Başkanı ve KSÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lale Efe de kısa bir selamlama konuşması yaparken, Türkiye 12. Tarla Bitkileri Kongresine katkı sağlayan kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkürlerini iletti.

Törende ayrıca 2015-2017 yılları arasında emekliye ayrılan çeşitli üniversitelerin Tarla Bitkileri Bölümü öğretim üyelerine ve katkı sağlayan kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür belgeleri takdim edildi.

Yağlı Tohum, İthalatta Petrolden Sonra ikinci Sırada Yer Alıyor

Açılış konuşmalarının ardından kongrenin açılış oturumuna geçilirken, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Arıoğlu, “Yağlı Tohum Üretiminin Türkiye Ekonomisine Sağlayacağı Katkılar” başlıklı bildirisini sundu. Arıoğlu, yağlı tohumların ithal ürünler içerisinde petrolden sonra ikinci sırada yer aldığını söyledi.

Yağın, insanın yaşamsal faaliyetlerini yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu enerjiyi karşılaması bakımından çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arıoğlu, “Mevcut besin maddeleri içerisinde enerji kaynağı olarak yağlar, ayrı bir öneme sahiptir. Zira 1 gram yağın vücutta yakılması sonucu 9,3 kalorilik enerji ortaya çıkmaktadır. Oysa 1 gram proteinin sağladığı enerji miktarı 4 kalori ve 1 gram karbonhidratın sağladığı enerji miktarı ise 4,5 kaloridir.” diye konuştu.

2016 yılı verilerine göre yıllık 203 milyon ton olan dünya ham yağ üretiminin ancak %8’lik kısmının hayvansal kaynaklardan sağlandığını, geri kalan %92’lik kısmının ise bitkisel kaynaklardan sağlandığını ifade eden Arıoğlu, Türkiye’de yağlı bitkilerin üretiminin, ihtiyacın çok altında olduğuna dikkat çekti.

“Türkiye’de yağlı tohum üretimine ayrılan alan, toplam ekilebilir alanların ancak %4’ünü oluşturmaktadır. Bu nedenle yerli üretimden sağlanan yağlı tohum miktarı, ülke gereksinimlerini karşılayamadığı için her yıl yurt dışından binlerce ton yağlı tohum ve ham yağ ithal edilmektedir. Yağlı tohum üretiminin yetersiz olması nedeniyle 2016 yılında 2.175 bin ton soya, 382 bin ton ayçiçeği, 239 bin ton kolza, 118 bin ton aspir ve 195 ton da keten olmak üzere toplam 3.109 bin ton yağlı tohum ithal edilmiştir.” diyen Arıoğlu, Türkiye’de yağlı tohum üretiminin yeterli olmamasının nedenlerini ise; günübirlik uygulanan yanlış tarım politikaları, yağlı tohumlara uygulanan pirim miktarının yeterli düzeyde olmaması ve primlerin zamanında ödenmemesi, birim alandaki getirisinin düşük olması nedeniyle, yetiştirildikleri bölgelerdeki alternatif ürünlerle rekabet edememesi, Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar gereği, yağlı tohum ve türevleri ithalatına getirilen fonların düşük olması veya vergilerden muaf tutulması, yağlı tohumlardaki üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle, dış pazar fiyatlarıyla rekabet edememesi ve üretimdeki bilgi yetersizliği nedeniyle verimin düşük olması şeklinde sıraladı.

Türkiye yağlı tohum ve türevleri ithalatının yıllara göre artan bir eğilim içerisinde bulunduğunu belirten Prof. Dr. Halis Arıoğlu, bu durumun Türkiye ekonomisine çok sayıda olumsuz etkisinin olduğunun altını çizdi.

Türkiye 2023 vizyonuna yönelik olarak yağlı tohum üretim gereksinimini değerlendiren Prof. Dr. Arıoğlu, “Normal beslenme kurallarına göre bir insanın günlük yaşamsal faaliyetlerini yerine getirebilmesi için yıllık toplam 23 kg yağ tüketmesi gerekmektedir. Uzun yıllar ortalamasına göre ülkemizde kişi başına yıllık 2,5 kg hayvansal yağ tüketildiği dikkate alındığında, bitkisel yağ tüketiminin 21,5 kg olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu veriler esas alınarak geleceğe yönelik bir hesaplama yapılacak olunursa, 2023 yılında ülkemizin gıda amaçlı toplam bitkisel yağ gereksiniminin 2 milyon ton olacağı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca yem, sabun ve boya sanayiinde yıllık 300 bin ton ve biodizel üretiminde de yıllık 300 bin ton ham yağ kullanılacağı dikkate alındığında, ülkemizin gereksinim duyduğu toplam yağ miktarı 2,6 milyon tonlara ulaşmaktadır. 2016 yılı verilerine göre yerli kaynaklardan sağlanan toplam bitkisel ham yağ üretimimizin 786 bin ton olduğu göz önüne alındığında, 2023 yılında bitkisel yağlı tohum üretiminin en az 3’e katlanması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

12-15 Eylül 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen kongre boyunca 205’i sözlü, 297’si poster olmak üzere toplam 502 bildiri sunulacak. Sunulan sözlü bildiriler KSÜ Doğa Bilimleri Dergisi ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisinde, poster bildiriler ise kongre web sayfasında yayınlanacak. Kongre, 3 gün boyunca Ziraat Fakültesi Konferans Salonlarında gerçekleştirilecek oturumlarla devam edecek.