Adolphe Sax 1846'da tasarladığı müzik aleti saksafonun patentini almak için yaptığı başvuruda sunduğu saksafonu seramik, ahşap, bakır, cam, bunlardan hangisinden üretmiştir?

28 Haziran 1846 – Adolphe Sax Saksafonun Patentini Aldı

Saksafon çoğunlukla pirinçten yapılan, koni ve “S” biçiminde olan, ağızındaki kamışla ses çıkaran bir çalgıdır. 1840’lı yıllarda, Adolphe Sax’ca bulunmuştur. Saksafon genellikle pop ve caz müziği ile ilişkilendirilse de, önceleri klasik batı müziği ve ordu müziği çalgısı olarak tasarlanmıştı.

Geçmişi

Saksafon, 1840’ların başında Paris’de yaşayan Belçika’lı müzik aygıtları yapımcısı ve klarnetçi Antoine-Joseph ‘Adolphe’ Sax tarafından tasarlandı. ‘’Saksafon’’ adı da “sax’ın sesi” anlamını taşır. Sax’ın 1846’da patentini aldığı konusunda değişik görüşler öne sürülse de, genel kanı, ophicleide çalgısına klarnet ağızlığı eklenmesiyle ortaya çıktığıdır. Gerçekten de Sax, babasının klarnet ve ophicleide üretilen fabrikasında yıllarca çalışmıştır. Sax’ın 1846’da aldığı patentten sonraki yirmi yıl boyunca, saksafon yalnızca Sax’ın fabrikasında üretildi. 1966’de, patent süresinin bitiminden sonra saksafonda öteki üreticiler tarafından bir çok değişiklik yapıldı.

Yapısı

Saksafon, klarnetteki gibi, içi yuvarlak ya da dört köşe oyulmuş, tek kamışlı ağızlık kullanır. Tuş sistemi ise flütle benzerlik gösterir. Saksafon, metalden yapılan bir enstrüman olmasına rağmen, yapısı ve kökeni gereği, bakır üflemeli değil, tahta üflemeli çalgılar arasında sayılır. Saksafonlar çoğunlukla pirinçten yapılıp, üzerlerine saydam vernik, altın ya da gümüş ile kaplama yapılır. Vernik ya da öteki kaplamalar pirincin paslanmasını önlediği gibi, ses niteliğinin artmasını ve çalgının görüntüsünün ilgi çekici olmasını sağlarlar. Değişik dönemlerde, saksafon yapımında plastik ve tahta gibi değişik gereçler de denenmiştir. 1930 öncesinde saksafonların verniklenmeden ya da kaplama yapılmadan satışa sunulmaları yaygındı. 1960’lara dek ise, bazı saksafonlar ucuz olmaları için gümüşle değil, nikelle kaplanırdı.

Saksafon Çeşitleri

Saksafon topluluğunun, en büyüğünden en küçüğüne on üyesi; kontrabas, bas, bariton, tenor, C-ezgi, alto, F mezzo-soprano, soprano, C soprano, sopranino saksafon olarak sayılabilir. Soprano, Alto, Tenor ile Bariton saksafonlar en çok kullanılan saksafonlardır. Bazı orkestralarda arada sırada Bas saksafonun da kullanıldığı olur. Saksafon çalmaya yeni başlayanlar genellikle alto saksafondan başlayıp, deneyim kazandıktan sonra tenor ya da bariton ile çalmayı sürdürürler. Alto saksafon özellikle klasik batı müziği alanında ön planda tutulur. Çalması daha zor olan soprano ise 1960’lardan sonra caz müziğinde belli ölçüde yaygınlaşmıstır. Bas, sopranino ya da kontrabas saksafonlar günümüzde üretilse de, büyük saksafon orkestraları dışında ender olarak kullanılırlar ve daha çok özel ilgi duyanlara seslenirler.

Ağızlık

Ağızlıklar kauçuk, plastik ya da metal gibi değişik gereçlerden yapılırlar. Ender olarak tahta ve cam olanları da bulunur. Bazıları, metal ağızlıkların yaygın olan plastik ağızlıklara göre daha “canlı” ses çıkardığı, bazıları ise ses tonundaki değişikliklerin ağızlıkta kullanılan gereçten değil, biçiminden geldiği kanısındadırlar. İçleri içbükey olarak oyulmuş ağızlıklar Adolphe Sax’ın özgün tasarımına daha yakın olup, daha yumuşak tonlarda ses çıkardıkları için klasik batı müziği saksafoncularınca yeğlenirler.

Kamışlar

Klarnet gibi saksafon da ses çıkarmak için tek kamış kullanır. Saksafon kamışları klarnettekilere oranla daha geniş olurlar. Değişik saksafon çeşitleri (alto, tenor, vb) değişik boyutlarda kamışlar kullanır. Her çalgıcı kendi biçemine uygun kamışı birçok üreticinin ürünleri arasından seçebilir. Kamışların ses gücü, 1 ile 6 arasındaki sayılarca ölçülendirilmiştir. Yine değişik üreticilerin aynı ölçülendirmeyi kullandıklarını söylemek güçtür. Örneğin Rico’nun 3 sayılı kamışı Vandoren’in 3 sayılı kamışına oranla çok daha yumuşaktır.