Aşık Mahsun'i Şerif'in öğrencisi ozan Hasan Hüseyin Lenger, Karacaoğlan gibi şehir şehir dolaşarak bağlamasıyla türküler yakıyor. Halk ozanı Adıyamanlı Lenger, bir yıl içinde 40'ın üzerinde ile gittiğini, üstadı Karacaoğlan gibi sazıyla şehir şehir dolaşmayı sevdiğini söylüyor.

Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı dünyaca ünlü Side Antik Kent'i ziyaret eden Lenger, Apollon Tapınağı önünde yerli ve yabancı turistlere mini türkü konseri verdi. Aşık Veysel'lerin, Aşık Mahsun'i Şerif'lerin Aşık Emrahların, Muharrem Ertaş ve Neşat Ertaş'ların iz bıraktığı kutlu Anadolu toprağında kendisine aşık demeye utandığını belirten Lenger, Apollon Tapınağı'nda bağlamasıyla 'Ne ağlarsın benim zülfü siyahım', 'Uzun ince bir yoldayım', 'İşte gidiyorum çeşmi siyahım' ve Zahidem'i seslendirdi.

Türk Halk Müziği ve türküleri sevdirmek için turistik yörelerde turistlere yönelik halk konserleri verdiğini belirten Lenger, 57 yaşında olduğunu ve 50 yıldır bağlama çaldığını kaydetti. Aşıkların içindeki duygu patlamasının sazın tınısında dışarı vurmak için kaderlerinde şehir şehir dolaşmak olduğunu vurgulayan Lenger, "Adıyaman'da yaşıyorum ama; yıl içinde elime bağlamamı alarak şehir şehir dolaşıyorum. Sazımla sözümle bir anlamda karınca misali halk müziğimizi ve türkülerimizi sevdirmeye çalışıyorum. Antalya, Manavgat, Kemer, Alanya, Side'de bağlamam ile verdiğim mini halk konserlerine en fazla ilgiyi turistler gösterdi. Yabancı dil bilmesem de turistlerle müziğin evrensel diliyle anlaşıyoruz. Türkü bitinceye kadarda sessizce kulak kesilerek dinliyorlar. Buda benim çok hoşuma gidiyor." diye konuştu.

Türkülerin gelecek nesillere aktarılması ve sevdirilmesinde Aşık Veysel, Muharrem Ertaş, Karacaoğlan, Aşık Mahsun'i Şerif, Aşık Gülahmet, Aşık Nurşani ve Neşat Ertaş'ın bu ülkenin çok kıymetli değerleri olduğunu belirten Lenger, türküler bir ülkenin kimliği olduğunu, onun için türkülere sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

Çoğu halk ozanlarının sağlığında kıymetleri bilinmese de üç yıl önce hayatını kaybeden bozkırın tezenesi Neşat Ertaş'a bu milletin 7'den 77'ye sevgisini, türkülere sevdalı olduğunu gösterdiğini anlatan Lenger, şunları kaydetti: "Özellikle gençler arasında halk müziğine karşı son yıllarda ilginin yüksek olması biz halk ozanlarını çok sevindiriyor. Ülkemizin halk müziği alanında çok kıymetli değerleri var. Mesela Fransa Paris'te kürsüsü bulunan Dr. Talip Özkan, Fethiyeli cura virtözü Ramazan Güngör, Özay Gönlüm ve UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazinesi'ne alınan çam düdüğü ustası Denizlili Hayri Dev. Bunlar bizim en büyük değerlerimiz. Kıymetlerini iyi bilmemiz gerekir. Bizi en güzel türkülerimiz anlatır. Türkülerimize sahip çıkalım. Çocuklarımıza da türkülerimize sahip çıkmak için en az bir müzik aleti çalmasına yardımcı olalım."