Merkez Ayşe Gümüşer İlköğretim Okulu “Kültür ”“Edebiyat ve Kütüphanecilik” Kulübünün davetlisi olarak okulu ziyarete gelen ünlü şair, yazar ve editör Bahaettin Karakoç, Okul Müdürü Nurullah Cavlı, arkadaşları ve öğrencilerce sevgi gösterileriyle karşılanarak kendisine çiçek takdim edildi. Şair Karakoç, ilk olarak Okul Müdürü Nurullah Cavlı'nın odasına alındı. Burada çıkacak olan okul dergisi için Türkçe öğretmeni Mehmet Kurt önderliğinde, Sümeyye AKILLI, Tuğçe KAZICI ve Mücella KARA isimli öğrenciler tarafından dergi için ünlü şairle bir röportaj gerçekleştirildi. Üstadın röportajda çok neşeli olduğu görüldü. Kendisiyle röportaj yapan öğrencilere iltifat ettiği gözden kaçmadı. Röportajdan sonra öğretmenler odasına geçildi ve Üstat, Ayşe Gümüşer İlköğretim Okulu öğretmenleriyle tanıştı ve onlarla hasbihal etti. Şair Karakoç öğretmenlerin sorularını cevaplandırdı. Burada kendisine okula gelmesinden dolayı okul müdürü Nurullah Cavlı tarafından küçük bir hediye takdim edildi. Peşinden okulun çok amaçlı salonuna geçildi ve burada bir program gerçekleştirildi. Okul öğrencilerinden Ezgi Doğan, üstadın “Yürek Kırmızı Bir Güldür Seninle” şiirini okudu. Peşinden Bahaettin Karakoç'u anlatan bir slayt gösterisi izlendi. Programın bundan sonraki bölümünde söyleşiye geçildi ve Üstat Bahaettin Karakoç, öğretmen, veli ve öğrencilerden gelen sorulara cevaplar verdi. Söyledikleri çok manidardı. “Ben daha önce hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım, siz bir ilki gerçekleştirdiniz, ilk defa bir okulun programına katılıyorum.” dedi. Ayrıca üstat, “Buraya gelirken arkadaşlara söz verdiğim için gelmiştim ama görüyorum ki bu program çok ince düşünülmüş, hazırlıklar yapılmış, buradaki öğrencilerin ilgisini görünce düşüncelerim değişti.” dedi. Bu programın hazırlanmasında emeği geçen Okul Müdürü Nurullah Cavlı'ya, Türkçe Öğretmeni Mehmet Kurt'a ve herkese teşekkür etti. Söyleşiden Notlar: Bir öğrencinin, “Sizi yetiştiren hocalarınızı ziyaret ediyor musunuz?” sorusu üzerine: “Hocalarımızı unutmak demek, insan olmanın kapılarından birini kapatmak demektir.” dedi. Bu sözü çok beğeni topladı. *Şairler yollardaki taşları, dikenleri atan insanlardır. Yolları açanlardır. *İnsan başka insanları, en başta bizleri yaratanı düşünmüyorsa, onun istekleri doğrultusunda yaşamayı düşünmüyorsa boştur. *Ben çok iltifat gördüm ama her övüldüğümde yerin dibine girmek istedim. Övülmeyi sevmem. *Dünyaya bir daha gelsem yine şair olmak isterim. *Her işin kolayına değil, zoruna talip olmak lazım. *Ben yazmazsam yaşayamam. *İki huyum var: Dönek değilim ve ne kendimi ne de başkasını, hiç kimseyi kandırmadım. *Söyleşinin ardından üstat hazırlanan stantta kitaplarını imzaladı. Öğretmen, öğrenci ve veliler şairin kitaplarına büyük ilgi gösterdiler. Veliler de gelerek üstada kitaplarını imzalattılar. *Üstat kendisi için özel hazırlanan okul gazetesini inceledi, yapılan hazırlıklardan dolayı bir kez daha teşekkür etti. *Daha sonra bir lokantada üstatla beraber yemek yendi ve program tamamlanmış oldu: Okul Müdürü Nurullah Cavlı şu bilgileri verdi. “Ayşe Gümüşer İlköğretim Okulunda, Kültür ”“Edebiyat ve Kütüphanecilik Kulübü çalışması olarak, bir okul dergisi çıkarma hazırlığı içerisindeydik. Okul dergimizde ünlü bir kişi ile röportaj yapma fikrimiz vardı. Bu kişinin “Bahaeddin KARAKOÇ” olmasının faydalı olacağını ve hatta kabul ederse kendisini okulumuzda ağırlayabileceğimizi düşündük. Bu program, Kültür ”“ Edebiyat ve Kütüphanecilik Kulübü tarafından organize edilecekti. Çok heyecanlanmıştık. Çünkü Bahaeddin KARAKOÇ gibi Türk şiirinin en usta şairlerinden biriyle tanışma, sohbet etme imkânına sahip olacaktık. Teklifi götürdüğümüzde bizi kırmadı. Doğrusu çok şaşırmıştık. Büyük sanatçılar kaprisli olur demişlerdi, biz Bahaettin Karakoç'ta zerresini görmedik. Bu da büyüklüğünün göstergesiydi.” Türkçe öğretmeni Mehmet Kurt ise “Bahaettin hocamız gibi duygu ve düşünce dünyamızın mimarlarından birini ağırlamaktan çok mutluluk duyduğumuzu ve öğrencilerimiz için bunun çok güzel bir fırsat olduğunu söyleyebilirim. Öğrencilerimiz çok büyük bir insanı tanıdılar ve onunla sohbet etme imkanı buldular.” dedi. Bahaettin Karakoç kimdir? Soyca şair bir ailenin ilk erkek çocuğu olan Bahaettin Karakoç, Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesi doğumludur. Baba ve anne tarafından oldukça varlıklı ve hoca takımından olduğu için gözlerini dünyaya açtığında oyuncaklarla değil kitaplarla karşılaşmıştır. İlköğrenimini sonradan Ekinözü adıyla anılan bugünlerde ilçe olan Celâ köyünde, ortaöğrenimini ise Adana-Düziçi ve Ankara-Hasanoğlan Köy Enstitülerinde tamamladı. İlkokul 3. sınıfa giderken bir haftada eski yazıyı öğrendi ve bir arada Kuran-ı Kerim'i aktardı. Ölünceye kadar yakasını bırakmayacak olan şiir rüzgârına da aynı zaman diliminde yakalandı. 29 Ağustos 1944 tarihinde memurluğa atandı. Kahramanmaraş'taki sağlık kuruluşlarında 32 yıl 8 ay sağlık memuru olarak çalıştıktan sonra kendi isteğiyle emekli oldu. Askerliğini yedek subay olarak İstanbul'da 3. Bağımsız Korugan Taburunda yaptı. 4'ü kız 5'i erkek olmak üzere 9 çocuk babasıdır. İlk şiirini 1942 yılında “Yurt Gazetesi”nde yayınladı ve böylece sanat macerası başladı. 1960'lara kadar yazıp çeşitli dergilerde yayınlattığı şiirlerinin hiçbirini kitaplarına almadı. Esas sanat dönemi 1973'te yayınlanan “Seyran” kitabıyla başlar ve üslûbu netleşir. 1962'de Akşam gazetesiyle Türk Kadınlar Birliği'nin ortaklaşa düzenledikleri Türkiye çapındaki edebiyat yarışmasında hikâye dalında “İSA ile İSHAK” adlı hikâyesi ikincilik ödülü aldı. 1983 yılında KASD (Kayseri Sanatçılar Derneği) tarafından yılın şairi seçildi. 1986 yılında “Bir Çift Beyaz Kartal” adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği ödülünü aldı. 1986 yılında çıkarmaya başlayıp 37 sayı çıkardıktan sonra ekonomik sebeplerden dolayı kapatmak zorunda kaldığı “Dolunay” Sanat ve Edebiyat Dergisi ve ülkenin dört bir yanında kendini ispatlamış şairlerin katılımıyla 16 yıldır aralıksız gerçekleştirilen “Geleneksel Dolunay Şiir Şölenleri”yle şiiri ayağa kaldırmaya soyundu ve vermek istediği mesaj Türkiye geneline yayıldı. Kurmuş olduğu Dolunay Yayınları ile de yazarlık ve şairlik damarı olan gençleri edebiyat dünyasına kazandırmayı amaçladı. 1989 yılında Kültür Bakanlığı'nın tercihi ile Türkiye'yi tercihen “STRUGUA ULUSLAR ARASI ŞİİR AKŞAMLARI FESTİVALİ' ne katıldı ve burada bir de tebliğ sundu. 1991 yılında Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen “münacat” yarışmasında “Beyaz Dilekçe” şiiriyle birincilik kazandı. 1993'te “ Türkçenin Uluslararası 2. Şiir Şöleni” için gittiği Kazakistan'ın Başkalası Almaatı'da “Büyük Abay Ödülü”yle ödüllendirildi. Ayrıca “Uzunağaç Kolhozu”nda kendisine at hediye edildi, Çapan giydirildi. 1997'de Malatya Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu “Malatya” konulu şiir yarışmasında birincilik ödülü aldı. 1998”de iki aylık ”Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi SEVİYE” (Mart-Nisan 1998) 6. sayısını “Yaşayan Türk Şiirinin Dede Korkut'u Bahaettin KARAKOÇ” üst başlığı ile 2003'te, “Mefkûre” dergisi 11.sayısını “Türk Şiirinin Yaşayan Aksakalı” üst başlığı ile Bahaettin Karakoç özel sayıları olarak çıkardı. Aylık fikir ve sanat dergisi Türk Edebiyatı ise Temmuz 2003 tarihli 357. sayısında kapağına şairin fotoğrafını koyarak, “Şiirimizin Yüz Akı Bahaettin KARAKOÇ” spotuyla açtığı dosyada ona geniş sayfalar ayırmıştır. 2003'te Türkiye Yazarlar Birliği, 25. yıl faaliyetleri, yaşayan yazarlara saygı kapsamında “ Şehrin Kapılarındaki Şair Bahaettin KARAKOÇ ve Türk Şiirinin Çeyrek Asrı” başlıklı iki gün süren (17 Mayıs 2003”“18 Mayıs 2003) bir program gerçekleştirdi. Çeşitli üniversitelerde şair ve sanatıyla ilgili çok sayıda bitirme ve yüksek lisans tezleri yapıldı. Onlarca şiiri yabancı dillerde çevrilmiştir. 2004'te sponsorluğunu başından beri Tarsus Belediyesinin yaptığı “Karacaoğlan Şelâle Şiir Akşamları” etkinlikleri içerisinde her yıl bir şaire verilen “Karacaoğlan Onur Ödülü”nü aldı. Şiir, hikâye ve yazıları Hisar, Varlık Yıllığı, Türk Edebiyatı, Dolunay, Doğuş Edebiyat, Milli Kültür, Kültür ve Sanat gibi yüzlerce sanat - edebiyat dergilerinde yayınlandı. Önceleri şiirine yakın olan şiir anlayışını, son dönemlerde modern tarzla birleştirip kendine özgü yeni bir çizgi ortaya koymayı başardı. Bire bir yaşadıklarını yazan, yazarken de yeniden yaşayan Karakoç, gölgesi, çiçeği, meyvesi ve kendine özgü bir aroması olan şairlerdendir. Şiirde biçimi bir enstrümana benzetir, bunu da sesin vurgulayacağına özellikle vurgu yapar. “Yarar yönünden ister meyve versin ister gölge, ister yaş olsun ister kuru; ister bir tenhada dikili dursun, ister bir eşya olarak evimizin bir yerinde otursun, ağaç hep aynı ağaçtır, muhakkak bir yerde ihtiyacımızı karşılar. Sağlam bir etik; ilkeli bir estetik helâl, ölçekli bir yarar sarmalında şiir tıpkı bir ağaç gibidir; sanatı besleyen bu üç ana arterdir” diyen Karakoç, bir yerde şiiri tanımlarken de “Kalbin bir zikir aracı olan şiir, trajik bir iç yangını, aşkın sıcak kanatları altında doğan bir kutsanmış sözler armonisi ve dört kelimeyle özetleyecek olursak evrensel bir dua biçimidir” der ve bu tanımlamanın sınırlarını daha da genişleterek “Mutlak gerçeğe, Mutlak Güzele yönlenmenin dillenişi ve kalbin dirilişidir” hükmüyle noktalar. Bahaettin Karakoç'un sanatı hakkında Prof. Dr. Sadık Kemal Tural, “Bahaettin Karakoç kırk yıllık şiir dünyamızın macerasında kendi şiir tekkesinin şeyhi olanlardan. Üslubu, hassasiyeti ve form kullanmasıyla adeta bir şeyhi “ derken, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, “Karakoç altın arayıcısıdır fakat yalnız altın arayıcısı değil, o bir dil kuyumcusudur da, ayı, güneşi, dağı, düzü, geceyi, gündüzü bir mücevher halinde bize sunar ve müthiş bir söz virtüözüdür. Kelimeyle, şiirle bizi büyüler ve velûttur. “Mola yok, yola devam” diyor ve hala sımsıcak şiirler yazıyor.” demiştir. ESERLERİ Mevsimler ve Ötesi (1962) Seyran (1973) Zaman Beyaz Bir Türküdür (1974) Sevgi Turnaları (1975) Ay Şafağı Çok Çiçek (1983) Kar Sesi (1983) İlkyazda (1984) Bir Çift Beyaz Kartal (1986) Menzil (1991) Uzaklara Türkü (1991) Güneşe Uçmak İstiyorum (1993) Şiir Burcunda Çocuk (Antoloji-H.Özbay ve M. Tatçı ile beraber) Beyaz Dilekçe (1995) Güneşten Öte (1995) Dolunay Şiir Güldestesi (1996) Leyl ü Nehar Aşk (1997) Aşk Mektupları (1997) Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman Ay Işığında Serenatlar (2001) Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004) Ben Senin Yusuf'un Olmuşum (2006) Gündemde Aşk Var (2008) [URL=http://www.haber46.com.tr/gallerydetails.asp?id=680#]FOTOGALERİ İÇİN TIKLAYINIZ[/URL]