Kısa adı ESKADER olan Edebiyat Sanat ve Kültür derneği adına Yusuf Dursun ve Bestami Yazgan'ın sunuculuğunu yaptığı toplantıya ünlü şairimiz Bahaettin Karakoç Kahramanmaraş'tan katılacak. Mehmet Nuri Yardım da konuşmacı olarak gecede yer alacak. Programda Bahattin Karakoç'un şiirleri okunacak ve sanat anlayışı üzerinde durulacak. Şairin kendi şiirlerini seslendireceği gecede Karakoç unutamadığı hatıralarını anlatacak. Programın sonunda katılımcı şair ve yazarlar ile dinleyiciler de katkıda bulunabilecek veya soru sorabilecek. “Bahaettin Karakoç'a Saygı Gecesi” ile ilgili olarak ayrıntılı bilgi 0 (212) 5112323 ve 5112324 numaralı telefonlardan alınabilecek. Türk şiirinin yaşayan önemli ustalarından biri olarak kabul edilen Bahattin Karakoç'a, bu yılın başında ESKADER Ödülü verilmiş, “2008 Yılı Şiir Dalı”nda mükâfatlandırılmıştı. Soycak şair bir ailenin ilk erkek çocuğu olan Bahaettin KARAKOÇ, Kahramanmaraş'ın Elbistan İlçesi doğumludur. Baba ve anne tarafından oldukça varlıklı ve hoca takımından olduğu için gözlerini dünyaya açtığında oyuncaklarla değil kitaplarla karşılaşmıştır. İlköğrenimini sonradan Ekinözü adıyla anılan Celâ köyünde, orta öğrenimini ise Adana-Düziçi ve Ankara-Hasanoğlan Köy Enstitülerinde tamamladı. İlkokul 3. sınıfa giderken bir haftada eski yazıyı öğrendi ve bir ayda Kuran-ı Kerimi aktardı. Ölünceye kadar yakasını bırakmayacak olan şiir rüzgârına da aynı zaman diliminde yakalandı. 29 Ağustos 1944 tarihinde memurluğa atandı. Kahramanmaraş'ta ki sağlık kuruluşlarında 32 yıl 8 ay sağlık memuru olarak çalıştıktan sonra kendi isteğiyle emekli oldu. Askerliğini yedek subay olarak İstanbul'da 3.Bağımsız Korugan Taburunda yaptı. 4'ü kız 5'i erkek olmak üzer 9 çocuk babasıdır. İlk şiirini 1942 yılında “Yurt Gazetesi”nde yayınladı ve böylece sanat macerası başladı. 196'lara kadar yazıp çeşitli dergilerde yayınlattığı şiirlerinin hiç birini kitaplarına almadı. Esas sanat dönemi 1973'de yayınlanan “Seyran” kitabıyla başlar ve üslûbu netleşir. 1962'de Akşam gazetesiyle Türk Kadınlar Birliği'nin ortaklaşa düzenledikleri Türkiye çapındaki edebiyat yarışmasında hikâye dalında “İSA ile İSHAK” adlı hikâyesi ikincilik ödülü aldı. 1983 yılında KASD (Kayseri Sanatçılar Deneği) tarafından yılın şairi seçildi. 1986 yılında “Bir Çift Beyaz Kartal” adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği ödülünü aldı. 1986 yılında çıkarmaya başlayıp 37 sayı çıkardıktan sonra ekonomik sebeplerden dolayı kapatmak zorunda kaldığı “Dolunay Sanat ve Edebiyat Dergisi” ve ülkenin dört bir yanında kendini ispatlamış şairlerin katılımıyla 16 yıldır aralıksız gerçekleştirilen “Geleneksel Dolunay Şiir Şölenleri”yle şiiri ayağa kaldırmaya soyundu ve vermek istediği mesaj Türkiye geneline yayıldı. Kurmuş olduğu Dolunay Yayınları ile de yazarlık ve şairlik damarı olan gençleri edebiyat dünyasına kazandırmayı amaçladı. 1989 yılında Kültür Bakanlığı'nın tercihi ile Türkiye' yi tercihen “STRUGUA ULUSLAR ARASI ŞİİR AKŞAMLARI FESTİVALİ' ne katıldı ve burada bir de tebliğ sundu. 1991 yılında Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen münacat yarışmasında “Beyaz Dilekçe” şiiriyle birincilik kazandı. 1993'de “ Türkçenin Uluslar arası 2. Şiir şöleni” için gittiği Kazakistan'ın Başkalası Almaatı'da “Büyük Abay Ödülü”yle ödüllendirildi. Ayrıca “Uzunağaç Kolhozu”nda kendisine at hediye edildi, Çapan giydirildi. 1997'de Malatya Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu Malatya konulu şiir yarışmasında birincilik ödülü aldı. 1998”de iki aylık ”Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi SEVİYE” (Mart-Nisan 1998) 6. sayısını “Yaşayan Türk Şiirinin Dede Korkut'u Bahaettin KARAKOÇ” üst başlığı ile 2003'de “Mefkûre” dergisi 11.sayısını “Türk Şiirinin Yaşayan Aksakalı” üst başlığı ile Bahaettin Karakoç özel sayıları olarak çıkardı. Aylık fikir ve sanat dergisi Türk Edebiyatı ise Temmuz 2003 tarihli 357. sayısında kapağına şairin fotoğrafını koyarak “Şiirimizin Yüz Akı Bahaettin KARAKOÇ” spotuyla açtığı dosyada ona geniş sayfalar ayırmıştır. 2003'de Türkiye Yazarlar Birliği 25. yıl faaliyetleri yaşayan yazarlara saygı kapsamında “ Şehrin Kapılarında ki şair Bahaettin KARAKOÇ ve Türk Şiirinin Çeyrek Asrı” 2 gün süren (17 Mayıs 2003”“18 Mayıs 2003) bir program gerçekleştirdi. Çeşitli üniversitelerde şair ve sanatıyla ilgili çok sayıda bitirme ve yüksek lisans tezleri yapıldı. Onlarca şiiri yabancı dillerde çevrilmiştir. 2004'de sponsorluğunu başından beri Tarsus Belediyesinin yaptığı “Karacaoğlan Şelâle Şiir Akşamları” etkinlikleri içerisinde her yıl bir şaire verilen “Karacaoğlan Onur Ödülü”nü aldı. Şiir, Hikâye ve yazıları Hisar, Varlık Yıllığı, Türk Edebiyatı, Dolunay, Doğuş Edebiyat, Milli Kültür, Kültür ve Sanat gibi yüzlerce sanat edebiyat dergilerinde yayınlandı. Önceleri şiirine yakın olan şiir anlayışını son dönemlerde modern tarzla birleştirip kendine özgü yeni bir çizgi ortaya koymayı başardı. Bire bir yaşadıklarını yazan yazarken de yeniden yaşayan KARAKOÇ, gölgesi, çiçeği, meyvesi ve kendine özgü bir aroması olan şairlerdendir. Şiirde biçimi bir enstrümana benzetir, bunun da sesin vurgulayacağına özellikle vurgu yapar. “Yarar yönünden ister meyve versin ister gölge, ister yaş olsun ister kuru: ister bir tenhada dikili dursun ister bir eşya olarak evimizin bir yerinde otursun, ağaç hep aynı ağaçtır, muhakkak bir yerde ihtiyacımızı karşılar. Sağlam bir etik; ilkeli bir estetik helâl ölçekli bir yarar sarmalında şiir tıpkı bir ağaç gibidir; sanatı besleyen bu üç ana arterdir” diyen Karakoç bir yerde şiiri tanımlarken de “Kalbin bir zikir aracı olan şiir, trajik bir iç yangını, aşkın sıcak kanatları altında doğan bir kutsanmış sözler armonisi ve dört kelimeyle özetleyecek olursak evrensel bir dua biçimidir” der ve bu tanımlamanın sınırlarını daha da genişleterek “Mutlak gerçeğe, Mutlak Güzele Yönlenmenin dillenişi ve Kalbin Dirilişidir” hükmüyle noktalar. Bahaettin Karakoç'un sanatı hakkında Prof. Dr. Sadık Kemal Tural “Bahaettin Karakoç kırk yıllık şiir dünyamızın macerasında kendi şiir tekkesinin şeyhi olanlardan. Üslubu, hassasiyeti ve form kullanmasıyla adeta bir şeyhi “ derken” Prof.Dr. Ahmet Bican Ercilasun “Karakoç altın arayıcısıdır ve fakat yalnız altın arayıcısı değil, o bir dil kuyumcusudur da, Ay'ı, güneşi, dağı, düzü, geceyi, gündüzü bir mücevher halinde bize sunar ve müthiş bir söz virtüözüdür. Kelimeyle şiirle bizi büyüler ve Velûttur” Mola yok, yola devam” diyor ve hala sımsıcak şiirler yazıyor. ESERLERİ Mevsimler ve Ötesi (1962) Seyran (1973) Zaman Beyaz Bir türküdür (1974) Sevgi Turnaları (1975) Ay Şafağı Çok Çiçek (1983) Kar Sesi (1983) İlkyazda (1984) Bir Çift Beyaz Kartal (1986) Menzil (1991) Uzaklara Türkü (1991) Güneşe Uçmak İstiyorum (1993) Şiir Burcunda Çocuk (Antoloji-H.Özbay ve M. Tatçı ile beraber) Beyaz Dilekçe (1995) Güneşten Öte (1995) Dolunay Şiir Güldestesi (1996) Leyl ü Nehar Aşk(1997) Aşk Mektupları (1999) Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman (Ay ışığında Serenatlar)2001 Sürgün Vezirin Aşk Neşideleri (2004) Ben senin Yusuf'un olmuşum (2006) Gündemde Yine Aşk Var (2008)