Arka Sıradakiler, Suskunlar, Seksenler, Kurt Kanunu, Aşktan Kaçılmaz gibi televizyon dizilerinden tanınan ünlü oyuncu Pelin Akil, Aliağalı hayranlarıyla söyleşide bir araya geldi.

Akil, tarihi antik şehirlerde binlerce kişilik amfi tiyatroların görüldüğünü ve bunların devlet tarafından tarihi eser olarak tescillenip koruma altına alındığını hatırlatarak, "Tiyatronun yapıldığı yeri koruma altına aldığımız gibi, o eserlerin yapılış amacı olan tiyatro sanatını niye yeterince kollayamıyoruz. Öte yandan binlerce yıl önce kurulan şehirlerde bile tiyatrolar varken, niçin günümüzde halen tiyatro binası olmayan şehirler var?” diye sordu. Akil, insanlara sanatın çocuk yaşlardan itibaren sevdirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bir ülkenin ekonomik ve toplumsal kalkınması, ancak o ülkenin kültürel kalkınmasıyla olabilir.” dedi.

Aliağa Belediyesi, Ramazan ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında oyuncu Pelin Akil’i Aliağalı hayranlarıyla buluşturdu. Aliağa Belediyesi Çok Amaçlı Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen söyleşiye konuşmacı olarak katılan ünlü oyuncu Pelin Akil, moderatör Atilla Arcan’ın sorularını yanıtladı. Sanatı, insanlığın en önemli ve en değerli olgusu olarak niteleyen Pelin Akil, insanlara sanatın çocuk yaşlardan itibaren sevdirilmesi gerektiğini söyledi. Sanatın önemini vurgulayan Pelin Akil, “Bir ülkenin ekonomik ve toplumsal kalkınması, ancak o ülkenin kültürel kalkınmasıyla olabilir.” dedi.

HATTA CUMHURBAŞKANI BİLE OLABİLİRSİNİZ

Bir ülkede sanatın gelişmesi için uzun vadeli yatırımlar yapılması gerektiğini ve hemen her toplumda sanatçıların kolay yetişmediğini anlatan Pelin Akil, şöyle konuştu: “Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, sanatçıların önemini; ‘hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız’ sözleriyle dile getirmiştir. Ancak büyük önderimiz bir sanatçının değerini böylesine güzel bir ifadeyle tabir ederken, günümüz Türkiye’sinde sanatçılara ne kadar önem verildiği tartışmaya açıktır. Sanat ve sanatçı dünyanın gelişmiş ülkelerinde el üstünde tutulup her yeri geldiğinde onurlandırılırken, bizim ülkemizde ya yeterince algılanmıyor, ya da benimsenmiyor. Bu noktada devletin ya da yerel yönetimlerin sanata yeterli desteği vermediğini gerekçe göstererek, yakınmakta doğru değildir. Zira bir ülkede sanat gelişecekse bu ancak toplumun topyekûn katılımıyla gerçekleşebilir. Biz bireyler olarak yeterince kitap okumazsak, tiyatroya gitmezsek tiyatronun devlet eliyle desteklenmesi belki tiyatroları yaşatır ama toplumu geliştirmez. Bunun içindir ki sanatı insanlara çocukluk yıllarından itibaren sevdirmeli ve ilgili kurumlar nezdinde projeler geliştirmeliyiz.”

SANAT MUCİZEVİ BİR ANLATIMDIR

Sanatın evrenselliğine inandığını belirten Akil, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlığın en önemli ve en değerli olgusu olan sanat; din,dil, ırk, mezhep ayırmaksızın insanları ortak bir platformda birleştirebilen mucizevi bir anlatımdır. Özellikle insanı insana insanla insanca anlatma sanatı olan tiyatro neredeyse insanlığın var oluşundan bugüne ulaşan en eski kültür mirasıdır. Günümüze ulaşmayı başarmış antik şehirleri incelediğimizde oralarda binlerce kişilik amfi tiyatrolar görüyoruz. Bu tiyatrolar devlet tarafından tarihi eser olarak tescilleniyor ve koruma altına alınıyor. Bu bağlamda sormak istiyorum; tiyatronun yapıldığı yeri koruma altına aldığımız gibi, o eserlerin yapılış amacı olan tiyatro sanatını niye yeterince kollayamıyoruz. Öte yandan binlerce yıl önce kurulan şehirlerde bile tiyatrolar varken, niçin günümüzde halen tiyatro binası olmayan şehirler var.”

HOCAM, ‘SENDEN BİR ŞEY OLMAZ KIZIM’ DERDİ

Kariyer öyküsünü anlatan Pelin Akil, “İstanbul Üniversitesi’nde müzikal okudum. İstanbul Üniversitesi’nde okuduğum yıllarda oyuncu Şebnem Sönmez’in öğrencisiydim. Şebnem hoca çok disiplinli, çok sert bir hocaydı. Tembellik yaptığım zamanlarda bana ‘senden hiçbir şey olmaz kızım’ derdi. Bana böyle şeyler dediği zaman çok üzülürdüm. Mezun olacağım dönemde Şebnem hoca bana, ‘bence sen tiyatroya başlamalısın’ dedi. Bana, 'senden bir şey olmaz' diyen Şebnem Sönmez, ‘ben yetenek görmediğim kişilere bunu önermem’ diyerek, tiyatroya başlamamı sağladı. Şebnem hocanın önerisini dikkate aldım ve tiyatro yapmaya karar verdim. Yeditepe Üniversitesi Tiyatro bölümüne girdim. Şu an hala tiyatro bölümünde okumaya devam ediyorum. Oyunculuğu severek yapıyorum. Eğitimini aldığım bir mesleği yapıyor olmak beni ayrıca mutlu ediyor.” diyerek, oyunculuk konusunda hevesi olan gençlere telkinlerde bulundu.