Osmancık ilçesinde Koca Mehmet Paşa tarafından yaptırılan İmaret Camii haziresinden getirilen, Çorum Müzesi bahçesinde sergilenen Selçuklu üslubunda yapılan ve kime ait olduğu bilinmeyen sanduka sergileniyor.

Beyaz renkli mermerden dikdörtgen prizma şeklinde, 178 santimetre uzunluğundaki mezar taşı, tüm yüzey üzerinde besmele ile birlikte ayet-el kürsi yazı süslemesiyle Osmanlı dönemi mezar süsleme sanatının zerafetini sunuyor.

Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, mezar taşları konusunda bilgi verildi. Arapça kökenli olan mezar sözcüğünün 'ziyaret yeri, ziyaret edilen, ölünün gömüldüğü yer' anlamlarına geldiği belirtilen açıklamada, ''Mezar yerine kabir, sin gibi sözcükler de kullanılmıştır. Toplu halde bulunan mezarlar ise mezarlık, kabristan, makber, mezaristan veya hazire olarak anılır. Hazireler, külliye, cami, tekke veya mescitlerin etrafında, genellikle kıble tarafında yer alan özel mezarlıklardır.

Türkler, insanın bu dünyadaki son durak yeri ve ahiret hayatının başlangıç noktası olan mezarlara büyük bir değer vermişler ve her biri bir sanat eseri olarak gösterilecek mezarlar yapmaktan geri durmamışlardır. Gösterilen bu ihtimam neticesinde toplumun sevdiği, saygı duyduğu önemli şahsiyetlerin gömüldüğü kümbet ve türbe gibi mimari mezar yapılar da ortaya çıkmıştır. Kültürümüzde sin taşı, hece taşı ve kabir taşı olarak da ifade edilen mezar taşı, mezarların üzerine dikilen taşları ifade etmektedir. Mezar taşları gerek yazıları, gerekse süslemeleriyle, Türk taş oymacılığının önemli bir bölümünü teşkil eder.'' denildi.

SELÇUKLU VE OSMANLI'DA MEZAR TAŞLARI NASILDI

Kültür ve Turizm Müdürlüğü ayrıca Selçuklu, Osmanlı ve eski dönemlerdeki beyliklerdeki mezar taşları konusunda da yapılan araştırma konusunda bilgi paylaştı. Açıklamada Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde, Türk ölü gömme geleneğinin uzantısı olan mezar taşlarının çeşitli şekillerde biçimlendiği ifade edildi. Anadolu mezar taşlarını sanduka-lahit formlu ve mezarın baş ve ayak ucuna dikey (şahide) olarak yerleştirilen biçimlerin yaygın olarak temsil ettiği belirtildi. Açıklamada ayrıca şunlara yer verildi:

''Sandukalar, baş ve ayak kısmında dikey olarak konan mezar taşları (şahide) olabileceği gibi olmayan örnekleri de mevcuttur. Osmanlı mezar taşlarında bol bulunması, kolay işlenmesi ve gözeneksiz yapısıyla ince ve detaylı motiflere imkan vermesinden dolayı genellikle mermer kullanılmıştır. Üzerlerinde tarih bulunmayan Osmanlı mezar taşları, yapıldığı dönem özellikleri itibariyle ölen kişinin yaşadığı dönemi bize bildirmektedir. Mezar taşlarına yazılan yazılara mezar taşı kitabesi denmektedir. Kitabe-i Seng-i mezar şeklinde ifade edildiği de olur. Mezarın kime ait olduğunu bildiren bu kitabelerde, bazen edebi bir yazı veya bir şiir yer almaktadır. Kitabe genellikle baş taşında yer alır. Osmanlı Mezar taşları hüsn-ü hat olarak ifade edilen, hat sanatı açısından ayrı bir değer taşımaktadır. Mezar taşlarında yazının yanı sıra sembolik bir dil de kullanılmıştır. Örneğin Osmanlı toplumunda insanların kullandığı başlıklar aynı zamanda sosyal statülerini de (cinsiyeti, mesleği, meşrebi ve mensubu olduğu topluluğu) ifade etmekteydi.''