Deneme, batı kaynaklı bir yazın türüdür” diyen yazar Mustafa Okumuş un son eseri olan “Kendimiz olabilme erdemi” isimli kitabı okurları ile buluştu. Çarşamba günü, Şahika Sanatevi'ndeki tanıtım ve imza gününde konuşan Kahramanmaraş Kültür ve Sanat derneği Başkanı Abdülhakim Eren, yazar Mustafa Okumuş'un kültür ve sanata olan katkısını dile getirdi, eserlerinden ve özel yaşamı yanında, özgeçmişinden kesitler sundu. Kültüre ve sanata kendilerini adayan İnci Okulmuş, Oğuz Paköz, Mustafa Önyurt, Salman Kapanoğlu, Serdar Yakar, Dr.Gültekin Yazıcıoğlu, ve bazı isimlerin de katıldığı kitap tanıtım gününde konuşan Okulmuş, deneme, batı kaynaklı bir yazın türüdür diyerek açılışı yaptı ve bu türün kurucusunun 16. yy.ın ikinci yarısında yaşayan Fransız yazar olduğunu söyledi. Okumuş, deneme üzerine düşüncelerini aktardı; “Edebiyata yeni bir tür olarak girmesinde, Andre Gide ve Cacon'un önemli katkısı olmuştur. Ülkemizde Cumhuriyet döneminde ilgi görmüş, Ahmet Haşim, Suut Kemal Yetkin ve Mehmet Kaplan gibi ilk kuşak deneme yazarlarımız, Avrupa'da olduğu gibi denemeyi, eleştiriyle iç içe kullanmışlardır. İkinci kuşak yazarlarımız; Nurullah Ataç, Nermi Uygur, Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salah Birsel, Gültekin Akın ve Şevket Yücel bunlardan bazıları. Denemeyi eleştiriden ayırarak kendi öznel ve özgün alanına çekmişlerdir. Yeni kuşakta da birçok başarılı denemecilerimiz vardır. Onlar hayattalar. Edebiyat tarihi, elbette onların yerini ve konumlarını zaman içinde belirleyecektir” dedi. DENEMELER ÖZNEL VE ÖZGÜRDÜR Çevremizde çoğu kişilerin denemeyle eleştiriyi, denemeyle makaleyi, denemeyle felsefeyi birbirine karıştırdıklarını da söyleyen Okumuş, bu tür yazıların nesnel olup, iddia ve isbatı gerektiğini savundu. Okumuş sözlerine şu cümlelerle devam etti; “Denemeler, yazarın kendi nefsiyle sözleşmeleri ve içten gelme itirafları gibidir. Denemeci başka insanların, başka gerçekleri anlatırken, hep kendinden hareket eder. Demelerde “ben” büyük bir yer tutar, yazarın eğilimleri ağır basar. Deneme, öznel ve özgün bir alandır. Yazar kendinden hareketle, okuyucunun düşünsel derinliğini kullanmasına imkan vermek için onların, önüne bir takım seçenekler sunar, erdem gelişimine imkana hazırlar. Okuyucu bunların bir yerinde kendini buluyorsa, kendini sorgulamaya alır” Konuşmaların ardından yazar Okumuş, kendi eserini dostlarıyla paylaştı, basın mensuplarına ve gazeteci-edebiyatçı dostlarına birer kitap armağan etti.