Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki, bu şiir festivali bir “şuur festivaliydi.” Neyin şuuru? Elbette ki, şiir adına, fikir adına ve manevi değerlerimizi adına bir şuur festivaliydi. Zihinlerde bu değerleri canlı ve diri tutmak adına gerekli bir çalışmaydı bu. Bu maksatla yola çıkılması bile anlamlıdır. Şiir festivalinde bu maksadın izlerini gördüm. Mesela, Şair ve Yazarlar Evi açıldı. Gençlerimiz kahvehanelere, kafelere değil de bu eve gelsinler diye. Gelirler mi, gelmezler mi? Gelseler de, gelmeseler de niyet budur. Niyet, gençleri şairler ve yazarlar evine çağırmaktır. Zaten, bu niyeti Belediye Başkanımız Mustafa Poyraz sık sık ifade etti. Bu niyet güzeldir. Gençler kafeye gidip de lak lak yaparak, lafazanlık ederek vakit öldürmesinler, Şairler ve Yazarlar evinde fikir ve düşünce üretsinler, daha iyi olmaz mı? Elbette daha iyisidir bu. Şiir Festivalinde şuur adına başka ne gibi etkinlik icra edildi. Mesela, Şairler Parkı açıldı. Parkta şairlerin şiirlerine yer verilmiş. Ne güzel bir düşünce bu. Parkta hem insanlar böylece düşünmeye çağrılıyor, hem de şiir teşvik ediliyor. Bunların yanında, Yazarlık Atölyesi açıldı. Yine şuurlanma için bir fırsat bu. İnsanlarımız gelsinler bu atölyede kendilerini fikir ve düşünce adına geliştirsinler. Etkinlik süresince şiirler okundu, şiirler söylendi. İnsanlarımız şiir düşündü ve fikir kıvılcımlarını bu noktada parlattılar. Bu da şuur demektir. Şiir dinletilerini ve şairlerin şiir okumalarını güzel bir düşünce olarak değerlendirdim. Şiir dinletilerinden Kenan Işık ile İbrahim Sadri dinletilerini, gerçi aynı kefeye koymamak gerekir. İbrahim Sadri bizi heyecana gark etti. İyi ve coşkulu bir gösteri oldu. Kenan Işık'ın şiir dinletisinde aynı havayı bulamadım. Kahramanmaraş ve Şiiri bir arada sunan, Kahramanmaraş halkından bir kısım insanların şiir hakkındaki düşüncelerini de aktaran sinevizyon gösterisi de hoştu. Şiir festivalinde gözlerimiz bazı kişileri görmek için arayıştaydı. Bunların arasında, Necip Fazıl Kısakürek'in oğlu Mehmet Kısakürek ve Erdem Beyazıt'ın kızı Milletvekilimiz Sevde Beyazıt Kaçar idi. Göremedik. Neden orada yoktular. Bir sebebi vardır, elbet. Gerçekten de şiir festivalinde, bizzat katıldığım üç gün boyunca, en çok ismi geçen iki Şairimiz var idi. Birisi Necip Fazıl Kısakürek, diğeri de Erdem Beyazıt idi. Necip Fazıl Üstadımızın şiirlerini, Sakarya Türküsünü, Zindan'dan Mehmed'e Mektupları ve Kaldırımlar Şiirini çeşitli vesilelerle, sık sık söyledik, dinledik ve şiir adına heyecanımız zirveye çıktı. Erdem Beyazıt Şairimizin şiirleri için de benzer duygular yaşadık. Bu duygu ve düşünce atmosferini keşke en yakınları da yaşasaydılar. Şiir festivali süresince İlimiz Milletvekillerimizin tamamını olmasa da, Sıtkı Güvenç Bey'i, Nevzat Pakdil Bey'i ve Mesut Dedeoğlu Bey'i birkaç etkinlik sırasında gördük. Orada olmalarından mutluluk duyduk. Programdaki bazı etkinliklere Adalet Bakan Yardımcımız Veysi Kaynak Bey de gelmişti. Yazımın bu bölümünde, Kahramanmaraş Şiir Festivali dolayısıyla, özellikle birkaç isme teşekkür etmek istiyorum. Başta Belediye Başkanımız Mustafa Poyraz'a, Başkan Yardımcısı Cevdet Kabakçı'ya, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Serdar Yakar'a, Bilgi İşlem Müdürü Hasan Balbaba'ya ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Program boyunca, bu etkinliğin başarısı için çaba sarfettiklerini, ince ayrıntılara kadar düşündüklerini bizzat müşahede ettim. (Etkinlikte noksanlıklar yokmuydu. Elbet vardı. Ancak etkinlik gerçekleştirmek zor iştir. Bu nedenle ufak-tefek noksanlığı hoş görmek gerekir.) Ayrıca, Belediye Görevlileri Eshabil Yıldız ve Halil Aydın da etkinlikler boyunca çaba ve koşturma içindeydiler. Kendilerine de teşekkür ederim. Bu etkinlik sırasında Ulaşım Hizmetleri Müdürü Talat Özdemir, Çevre Koruma ve Kontrol Şube Müdürü Mithat Karaaslan ve İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü Abdulkadir Kırmacı Beylerle de karşılaştık, sohbet ettik. Kendileri de genel olarak etkinlikle ilgili çalışmalarda katkı sağladılar. Hepsine teşekkürlerimi sunarım. Kahramanmaraş şiir festivali dolayısıyla şu iki hususu ve şu bir soruyu da yazarak yazımı nihayete erdiriyorum. Necip Fazıl Üstadımızın şiirlerinin ve mesajının halen kuvvetli ve sözlerin de halen heyecan verici olduğu gerçeğini, bizzat bu festivalde bir kez daha anladık. Bir Necip Fazıl'ın ya da ona yakın değerdeki bir şairin bir daha yetişmeyeceğini son dönem şairlerini orada bir arada görünce maalesef farkettik. Bu birinci husustu. İkincisi de, Kahramanmaraş konakladığımız otelde, Ülkemizin çeşitli yerlerinden gelen tanınmış birçok şairle bir arada olma, yemeklerde, lobide karşılaşma fırsatımız oldu. Ancak, buna rağmen, kolay diyalog kuramadık. Şairlerle diyalog kurmak zormuş bunu da anladık. Sorum da şudur: Kahramanmaraş Şiir Festivalinin Belediye ile birlikte Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesince müştereken icra edildiğini gördüm. Peki, bu etkinlik neden Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezince değil de İstanbul Şubesince icra edilmiş? TYB Genel Merkezince icra edilseydi, daha kapsayıcı olmaz mıydı? Evet, ayağımın tozuyla yeni geldiğim Kahramanmaraş'ımızdan ve şiir festivalinden kısaca bahsettik. Yukarıdaki hususlarla birlikte işin özü şudur. Bu festival, şiir festivali olarak, şiir adına şuurlanmaya ve düşünmeye katkı sağlamıştır. Netice olarak başarılı bir etkinliktir. Vesselam.