Bursa Osmangazi Belediyesi tarafından bu yıl 16.’sı gerçekleştirilen Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Yarışmasında dereceye girenler ödüllerini aldı. ‘Sarışın Buğdayı Rüyalarımızın’ temasıyla şiir dalında düzenlenen bu saygın yarışmada Kahramanmaraşlı Şairimiz Yasin Mortaş "Şiir Rengi” isimli eseriyle ikincilik ödülüne layık görüldü.

Ahmet Hamdi Tanpınar Şiir Yarışmasına 18'i yurt dışından olmak üzere Türkiye'nin 75 farklı şehrinden toplam 736 eser katıldı. Amerika'dan, İngiltere'den Almanya'dan Azerbaycan'dan farklı farklı kültürlerden, farklı bakış açıları ile yüzlerce eserin katıldığı yarışma, Dr. Abdullah UÇMAN başkanlığında; Prof. Dr. Handan İNCİ, Prof. Dr. Yılmaz DAŞCIOĞLU, Metin ÖNAL MENGÜŞOĞLU, Ali GÜNVAR, İhsan DENİZ ve Ercan YILMAZ’dan oluşan seçici kurul tarafından değerlendirildi.

Mortaş, geçtiğimiz günlerde de Batman Valiliği tarafından yapılan “Kardeşlik” konulu şiir yarışmasında Kahramanmaraş’a ödül getirmişti.

Ödülünü 13 Mayıs tarihinde Bursa Osmangazi Belediyesi Tarihi Ördekli Kültür Merkezi'nde alan Şair Mortaş, bu önemli şiir yarışmasında ödüllerden birini Kahramanmaraş’a kazandırdığı için mutluluk duyduğunu dile getirerek seçici kurulda yer alan jüri üyelerine ayrı ayrı teşekkür etti.

Şiir Rengi

             Sen ki

aşk fotosentezi

a.

Yağmurlar giyinmiş

bir zamanla geldik buraya

benim üzerimde A d e m gömleği

senin üzerinde Havva titremeleri

Sonra düşürdük mısraımızdan aşk kelimelerini

  1. .

Biz

üşüyen duyguların üstünü

seninle örteriz

tozlu kelimelerini

yıkayıp asarız

yalnızlık balkonlarına

Ey K a l e m i n

K â ğ ı t s ı z ağrısı/şehrengiz

acının satırbaşı

sevincin imlası

ve üzülme çiçeği

yine

bu lekeli kentlerde

yanlışımızla kaldık biz

/ ve silgisiz

bu sabah

senin dilinle yazılan

bir kitap sordum sahaflara

/ yağmurdan sonra

gelir dediler

Biz seni

iklimlerden hüzün mevsimi biliriz

c.

Kelimelerin ısısı

kuyulardan çekilen ay ışığı

gecemize sarkıt özünü

Yakup'un gözündeki manalardan

bir bakraç su al yine

kanı aşka batmış Züleyha'nın

rüyalarına Yusuf bakışları serp

Ey

rüyalarımızın mütebessim şehri

yorumla bize yıldız bahçelerini

ben / unuttum

sana anlatacağım düşleri

Bilinç çölümüzün bilge suyu

içimize örülen yası örsele

ve hayata sinmiş karanlığı

çek gözlerimizden

siluetini şuurumuzdan silme

d.

Uzun saçlı gün

gece belikli elif

acılarla taranan sevgili

senin saçların

gece için kesildikçe

bir vaveyla tutanağı mühürlenir sözlüklere

sen yine

sessizliği

kusursuz bulutlardan

dinle

Çığlıkları

harf harf yakan

çağrının çerağı

sükutun rüya tutuşturan çıngısı

içimizin öğütülmüş başağı

ön ateşi duyguların

son kelimesi yanmanın

tashih edilen acıların alevi

imgeleri hece hece ayrıştıran

ve çağın ağrısını kemik gibi dilimizde tutan

sen yine

zamanın imlecini

ruhumuza ezberlet

ve mayalanmış gizini

içimize fısılda

lirik çıngılar sıçrat penceremize

kanın

kaynama saati

senin vuslatınla

başlasın

e.

Ey

his evimiz

ve hüznün ahengi

yak üşüme ritmimizi

-vakit çok akortsuz-

Muhayyilede raks eden kız

gel otur

bir beyitlik kalbimize

İftar çöreklerine benzeyen teninden çıkan buğuyu sal ruhun korlu odalarına da

halleri yakmasın

açılmamış çiçeğin solgun alfabesi

d u r

zaman

çok

yorgun

tut dudaklarında kımıldayan mısraı

sükut et

ve dinlen

ve yağmur karıncalanmalarıyla telaşını süsle de

s e r i n l e

yüzümüzün soğuk yanlarına bakmadan üfle sükutun manasını

f.

Senin alfabenle

girilen her kapıya

aşk kapısı gibi girmeli

Sen

h i ç l i ğ i n defterinde

içimize dürülmüş

dramsın

bükülmemiş

harflerle yazılansın

batırmadan kalbe

ki/

cebindeki saklanan aşk dili

bir serçe kuytusudur

düşler kanatlandıran

Hiçin rengine bulanıp bulanıp

hayalleri boyayan mihman

yoğun düşler odasında

yeryüzüne dağ gibi yaslanan

hatıraları damıt

dizelerin pırıltısını

içir göğünden

kımıltısız mevsimleri terlet bize

Sonra

uyandır

şerh ettiğin sırları

hakikat ırmaklarından

yokluğun

etimizde kımıldayan

var olmanın remzi olsun

Sen/ki

ilhamın önünde

sevgilinin fotoğrafına bakan

muti

Ey aşkın mayası

ruhun

silinmez

rengi

asrın

uyaksızlığına bırakma bizi.