Kahramanmaraş Kent Konseyi ile Kahramanmaraş Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği “Küresel Değişim İçinde Türkiye'de Demokrasi” konulu konferans gerçekleştirildi.

Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen konferansa Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Akademisyen-Yazar Prof. Dr. Eser Karakaş konuşmacı olarak katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan konuşmasında “Kahramanmaraş Kent Konseyimizin düzenlemiş olduğu “Küresel Değişim İçinde Türkiye'de Demokrasi” başlıklı konferansta, değerli hocamız Prof. Dr. Eser KARAKAŞ ile birlikteyiz. Bu vesile ile hepinize hoş geldiniz diyor, sizleri saygı ile selamlıyorum. Demokrasinin çok çeşitli tanımları yapılsa da “Halkın yönetime temsilcileri aracılığı ile katılması” tanımı en yaygın olanıdır. Türkiye, Tanzimat Fermanından bu güne dek demokrasi ve hukuk devleti kavramları üzerinde çalışan, fakat çok ağır yol alabilen ender ülkelerden biri olmuştur. Osmanlıda Meşrutiyetin ilanından bu yana halkın yönetime katılması talebinin bir türlü istenen seviyede gerçekleşmediğini görerek demokrasi arayışlarının da vesayet altında kalmasına şahit olduk. Devletin içine çöreklenmiş, devletin imkânlarıyla milleti hedef alan kökü çok derinlerde ve uluslar arası bağlantıları olan gizli örgütler hukuk önüne çıkarılmadıkça bu süreç tamamlanamayacak, demokratikleşme gayretleri sadece tartışılan bir hayal olmaktan öteye gidemeyecektir. İçe kapanmış bir Türkiye'yi şeffaf, denetlenebilir ve dünyaya açılmış demokratik bir ülke modeline doğru taşıyan her çalışmayı sivil toplum olarak alkışlıyoruz. İnsan hakları, özgürlükler ve eşit yurttaşlık kavramlarının çokça konuşulduğu günümüzde, referandumları, açıklanan demokratikleşme paketlerini ve açılımları büyük oranda yerinde buluyoruz. Türkiye gibi siyasetin en hacimli değiştirme kudretine sahip olduğu bir ülkede, çoğunluğun yanında azınlığın da kucaklandığını hissettiren değişimler milletimizin beklentileri içindedir. Çünkü demokrasi, aynı zamanda bir huzur arayışıdır, birlikte yaşama sanatıdır.  Hükümetlerin seçim başarılarının altında yatan en büyük sebebin halkın demokratik taleplerini iyi tespit etmesi ve doğru cevap vermesi olduğu gerçeğini hatırlatıyoruz.  İtiraf etmeliyiz ki Türkiye'deki demokrasi krizlerinin temelinde toplumsal kutuplaşmalar var. Tehlikeli olan da budur. Bu ülke neredeyse her dönemde kamplaşma süreci yaşadı ve çok ağır faturalar ödedi. Sağcı- solcu çatışmaları askeri darbelere ve Türkiye'nin onlarca senesini kaybetmesine sebep oldu. Alevi- Sünni kamplaşması toplumu derinden sarstı, bu ülkenin düşmanlarına büyük avantaj sağladı. Kürt-Türk kavgası onlarca yıldır körükleniyor, kayıpların envanterini tutmak bile mümkün değil. Laik-anti laik kutuplaşması da cinnet sınırını kadar taşındı. Bu kamplarda kendi menfaatleri için mevzilerini sağlam tutmak isteyenler, binlerce insanın ölmesine neden oldular; bu ülkede cenaze törenleri bile sabote edildi, kirli propagandalarla, masum insanlar itham altına alındı. İşte tüm bu problemlerin çözümüne daha çok demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü kavramlarıyla yaklaşılması en isabetli tercih olmalıdır. Türkiye, büyük bir mücadele, büyük bir çaba ve elbette büyük bir maharetle demokratik yüzünü ve ekonomik potansiyelini ortaya çıkardı. Şimdi sıra son cilayı atmaya geldi. 10 yılda Türkiye'nin yaptığı hamle dünyanın dikkatini çekiyor. Reformlar sayesinde Türkiye lig atlarken, sözüm ona uygar batının, demokrasi anlayışını da sorgulamamız lazım. Menfaatleri için demokrasiyi ayaklar altına alarak, kan ve göz yaşlarının akmasına göz yuman  batının demokrasi havariliği ne kadar inandırıcıdır? Mısır'da halkın seçtiği meşru bir iktidarın askeri darbeyle alaşağı edilmesine darbe diyemeyen, Suriye'de halkın taleplerine bombalarla karşılık veren bir yönetime ses çıkarmayan, ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da demokrasi adına yaptığı katliamlara göz yuman, İsrail'in yıllardır Filistin'de BM kararlarını hiçe saymasına tepki vermeyen, Çin'in Doğu Türkistan halkına uyguladığı soykırıma kör ve sağır olan, Afrika'da sömürdüğü halkın açlıktan ölmesine seyirci kalan batının demokrasiden ve insan haklarından bahsetmesi abesle iştigaldir.  İşte sivil toplumun sesi olan bizler, yerel demokrasinin yerleşmesi, sivil demokrasi ve sivil insiyatif gibi kavramların zihinlerde yer ederek demokratik kültürün içselleştirilmesi için gayret ediyoruz. Bu amaçla doğrultusunda da değerli aydınlarımızı sizlerle buluşturmaya özen gösteriyoruz. Ben bir kez daha değerli hocama davetimize icabet ettiği için, siz değerli misafirlerimize de katıldığınız için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.” diye konuştu.

Daha sonra Prof.Dr.Eser Karakaş yapmış olduğu konferans konuşmasında, Türkiye'deki demokrasi uygulamalarını örnekleri ile küresel boyutta değerlendirerek olması gerekenlere ilişkin çıkarımlarda bulundu. Programın sonunda davetlilerden gelen sorulara tek tek cevap veren Karakaş, kendisini davet eden Kahramanmaraş Belediyesi ile Kent Konseyi'ne teşekkürlerini iletti.

Soru cevap bölümünden sonra Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, katılımlarından ve katkılarından ötürü Prof.Dr.Eser Karakaş'a Maraş işi bakır tabak takdim etti.

Programa; Kahramanmaraş Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. M.Fatih Karaaslan, Kahramanmaraş Vali Yardımcısı Ahmet Turgay İmamgiller, KASİAD Başkanı Ali Arpasatan,  kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katılım sağladı.