Bilge Kağan Orhun Yazıtlarında Çin için hangi ifadeyi kullanmıştır? Çin, Tabgaç, Han, Mançu hangisi Orhun abidelerinde geçen bir ifadedir? Orhun Yazıtlarında Çin için geçen ifadeler haberimizde.

Bilge Kağan Yazıtı

Kuzey Yüzü

Cevap: Tabgaç

(K 1) İlahî göğün yarattığı Türk Bilge Kağan, bu devirde tahta çıktım. Sözlerimin tamamını dinleyin, özellikle küçük erkek kardeşlerim, çocuklarım, birleşik soyum, halkım ... güneyde Şadlar, kuzeyde tarkanlar, beyler, Otuz ... Otuz Tatar halkı ... ... Dokuz Oğuz Beyleri ve halkı, bu sözümü iyice işitin, sıkıca dinleyin! Doğuda güneşin.

(K 2) doğduğu yere, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı yere, kuzeyde karanlığın ortasına kadar, bu sınırların içerisindeki halkın tamamı bana bağlıdır. Bu kadar halkın tamamını düzene soktum. Şimdi onların endişesi yok. Türk Kağanı Ötüken dağlarında hüküm sürerse ülkede sıkıntı çıkmaz. Doğuda Şantung ovasına kadar sefer ettim. Denize bir kez bile varmadım. Güneye doğru Dokuz

(K 3) Ersinlere kadar sefer ettim. Tibet’e bir kez bile varmadım. Batıda Sır Derya’yı geçip Temir Kapıg’a kadar sefer ettim. Kuzeyde Yer Bayırkuların topraklarına kadar sefer ettim. Bu kadar yere sefer ettirdim. Ötüken dağlarından daha iyisi kesinlikle yokmuş. Ülke kurulacak topraklar Ötüken dağlarıymış. Burada hüküm sürüp Çin halkıyla ilişkileri düzelttim. Çinliler altını, gümüşü, ipeği,

(K 4) ipeklileri ihtiyaçtan fazlasıyla öylelikle verirler. Çin halkının sözleri tatlı, ipeklileri yumuşakmış. Tatlı sözle, yumuşak ipeklilerle kandırıp uzaktaki halkları bu şekilde kendilerine yaklaştırırlarmış. Yakına yerleştikten sonra da gereken kötülüğü orada düşünürlermiş. Bilgili ve yiğit insanları ilerletmezlermiş. Bir kişi suç işlerse bütün kavmini, halkını, akrabalarına varıncaya kadar öldürmezlermiş.

(K 5) Çinlilerin tatlı sözlerine, yumuşak ipeklilerine kanıp Türk halkından bir çoğunuz öldünüz. Türk halkı, mutlaka öleceksin! Güneye Çugay dağlarına, Tögültün ovasına yerleşeyim dersen, Türk halkı, mutlaka öleceksin. Kötü insanlar şöylece akıl verirlermiş: “Uzakta isen Çinliler ipeklinin kötüsünü verirler, yakındaysan ipeklinin iyisini verirler” diye öğretirlermiş.

(K 6) Cahil insanlar, bu sözleri ciddiye alıp yakınlaştığınızda çoğunuz öldünüz. Oralara gidersen, Türk halkı mutlaka öleceksin. Ötüken topraklarında yaşayıp sağa-sola kervanlar gönderirsen hiç sıkıntıya düşmeyeceksin. Ötüken dağlarında yaşarsan kurduğun ülke sonsuza değin ayakta kalacaktır. Türk halkı, toksun. Acıkacağını ya da doyacağını düşünmezsin. Bir doyarsan, tekrar acıkacağını düşünmezsin. Böyle olduğun için seni beslemiş olan hakanının

(K 7) sözlerini dikkate almayıp her yöne gittin. Oralarda tamamen yok oldun, tükendin. Geride kalanlarınız yarı ölü yarı diri her yere gidiyordunuz. Tanrı lütfettiği için, benim de talihim olduğu için kağan olarak tahta çıktım. Tahta çıktıktan sonra yoksul ve fakir olan halkı tümüyle bir araya getirdim. Yoksul halkı zengin ettim, az olan halkı çoğalttım. Acaba bu

(K 8) sözümde yalan var mı? Türk beyleri, halkı bunu dinleyin: Türk halkını derleyip ülke kuracağınızı buraya kazıdım, hata edip öleceğinizi de buraya kazıdım. Söyleyecek ne sözüm varsa bengi taşa kazıdım. Buna bakarak anlayın. Şu anki Türk halkı, beyleri, halihazırdaki beyler, sizler mi yanılacaksınız? Babam

(K 9) hakan ve amcam hakan tahta çıktıklarında dört yöndeki halkı nasıl düzenlemiş, nasıl hizaya sokmuşlarsa, tanrının lütfuyla ben kendim tahta çıktığımda da dört yöndeki halkı aynı şekilde düzenledim, hizaya soktum. … … .. Ben Türgeşlerin hakanına kızımı … pek büyük bir törenle aldım. Türgeş hakanının

(K 10) kızını pek büyük bir törenle oğluma aldım. … … … pek büyük bir törenle aldım. Dört yöndeki halkı hep ele geçirmiş, teba haline getirmiş, mağrurları kendisine secde ettirmiş, güçlülere önünde diz çöktürmüş. Yukarıda mavi gök, aşağıda kara toprak lütfettiği için

(K 11) halkımı gözüyle görmediği, kulağıyla işitmediği, doğuda güneşin doğduğu, güneyde aydınlığın ortasına, batıda güneşin battığı, kuzeyde ise karanlığın ortasına kadar yerleştirdim. Çil çil altınları, apak gümüşleri, kenarlı ipekleri, misk kokulu ipeklileri, has atları, aygırları, kara samur ve

(K 12) boz sincap derilerini hakanlık halkım için, kavmim için kazandım, elde ettim. ... ... dertsiz hale getirdim. Yukarıda Tanrının güçlü ... ... on bin ... ... ... halkı

(K 13) besleyin, onlara eziyet, sıkıntı vermeyin. Türk Beyleri, hakanlık halkımı ... ad verdim ... ... ... kazanıp ... ... ... bu hakanınızdan, bu beylerinizden, bu topraklarınızdan, memleketinizden ayrılmazsanız, Türk halkı

(K 14) ... iyilik bulacak, çadırına gireceksin, sıkıntı çekmeyeceksin. ... ... daha sonra Çin hakanından sanatçı, herşey getirttim, Çin hakanı benim sözümü kırmadı, sarayındaki has sanatçısını yolladı. Ona muazzam bir anıtkabir yaptırdım. İçini dışını muhteşem şekilde süslettim, taşlar yonturttum, taşlara kazıttım, aklımdaki sözleri yazdırttım. ...

(15) On Okların oğullarına, yabancılarına varıncaya kadar bunu görüp anlayın. Bengi taş kazıttım, ulaşılabilir yerde ise, böylesi ulaşılabilir bir yerde kazıttım, yazdırdım. Buna bakıp böylece öğrenin. O taştan anıtkabri diktirdim, kazıttım ... ...

Doğu Yüzü

(D 1) İlahî göğün yarattığı Türk Bilge Kağan, sözüm: babam Türk Bilge Kağan ... ... .. Altı Sir, Tokuz Oğuz, keçe ? çadırlı beyleri, halkı ... ... Türk Tanrısı ... ...

(D 2) üstüne hakan olarak tahta çıktım. Tahta çıktığımda ölecekmiş gibi düşünceli olan Türk beyleri, halkı sevinip kıvanıp yere bakan gözlerini yukarı kaldırdı. Böylesi bir vakitte ben kendim tahta çıkıp bunca önemli yasayı, dört taraftaki halkı yoluna koydum, düzene soktum.
(BK Doğu 2’nin sonundan Doğu 24’ün başına kadarki satırlar KT Doğu 1-30 ile ortaktır, oraya bakınız.)

(D 24) Az olan halkı çoğalttım. Kudretli ülkesi kudretli hakanı olandan daha iyi bir hale getirdim. Dört taraftaki halkı alıp kendime bağladım. Türklerin düşmanlarını yok ettim. Onların hepsi bana bağlandılar. On yedi yaşımda Tangutlara sefer ettim. Tangut halkının düzenini bozdum, evlatlarını, haremini, sürülerini, mallarını orada aldım. 18) yaşımda Altı Çuv Soğutlara Soğutlara

(D 25) karşı sefer ettim, halkını orada bozguna uğrattım, Çinli askerî vali Ong elli bin askerle geldi, Iduk Baş’ta savaştım. O orduyu orada yok ettim. Yirmi bir yaşımdayken Basmıl Iduk Kut üzerine, ki benim halkım ve boyumdu, “kervan göndermiyor” diyerek sefer ettim. … …, bağladım, vergiye … …. çevirip getirdim. Yirmi iki yaşımda Çinlilere

(D 26) karşı sefer ettim. General Çaça ve emrindeki seksen binlik ordusuyla savaştım. Askerlerini orada öldürdüm. Yirmi altı yaşımdayken Çik halkı Kırgızlarla düşman oldu. Kem’i geçip Çik’lere karşı sefer ettim. Örpen’de savaştım. Askerlerini mızrakladım. Az halkını ele geçirdim. … … bağladım.Yirmi yedi yaşımda Kırgızlara karşı sefer ettim. Mızrak batımı batımı

(D 27) karı söküp Kögmen dağlarını aşarak ilerleyip yaya olarak Kırgız halkını uykuda baskına uğrattım. Hakanları ile Songa dağlarında çarpıştım. Hakanlarını öldürdüm, ülkelerini orada aldım. O yıl içerisinde Türgeşlere karşı Altay dağlarını aşıp Ertiş nehrini geçerek yürüdüm. Türgeş halkını uykuda baskına uğrattım. Türgeş hakanının ordusu ateş gibi, şimşek gibi geldi.

(D 28) Bolçuda çarpıştık. Hakanını, Yavgusunu, Şadını orada öldürdüm, ülkelerini orada aldım. Otuz yaşımda Beş Balık’a doğru sefer ettim. Altı defa sefer ettim. … … ordusunu tamamen yok ettim. Oradan içeride kalan ne kadar insan, … … yok olacaktı. … … davet etmeye geldi. Beş Balık bu sebeple kurtuldu. Otuz

(D 29) bir yaşımdayken Karluk halkı refah içerisinde bağımsız hareket eder hale geldi ve bize düşman oldu. Tamag Iduk Baş’ta savaştık. Karluk halkını öldürdüm, kalanlarını orada teslim aldım, … …. Basmılların avam halkı …, Karluk halkı toplanıp geldiler …, öldürdüm. Tokuz Oğuzlar benim kendi halkımdı. Gökle yer rasında kargaşa çıktığı için, gönüllerine

(D 30) hasetlik düştüğü için düşman oldular. Bir yılda dört kez savaştım. İlk önce Togu şehrinde savaştım. Togla nehrini yüzerek geçip ordusu … … ikinci olarak Argu’da savaştım. Askerlerini mızrakladım, ülkesini fethettim. Üçüncü olarak Çuş Başı’nda savaştım. Türk halkı sarsıldı, kötü

(D 31) olacaktı. Kurtulup dağılıp gelen askerlerini kaçırttım. Ölecek olanların çoğu orada dirildi. Orada Tongralardan bir kahraman grubunu Tonga Tegin’in mateminde çevirip dövdüm. Dördüncü olarak Ezgenti Kadız’da savaştım. Askerlerini orada mızrakladım, perişan ettim. ... ... Amgı kalesinde kışlarken kıtlık başgösterdi. İlkbaharda

(D 32) Oğuzlara karşı sefer ettim. Askerlerin ilki sefere çıkmıştı, ikincisi ise karargahtaydı. Üç Oğuz askerleri baskın yaptı. “Yaya olanları perişan oldu” diyerek teslim almak amacıyla geldiler. Askerlerinin yarısı evi barkı yağmalamaya, yarısı da savaşmaya gelmişti. Bizim sayımız azdı. Perişandık. Oğuz ... ... ... düşman ... ... Tanrı güç verdiği için orada mızrakladım,

(D 33) dağıttım. Tanrı buyurduğu için, kazandığım için, muhakkak ki Türk halkı böylelikle kazanmış oldu. Ben küçük kardeşimle birlikte bu şekilde başa geçip kazabnmasaydım Türk halkı ölecek, yok olacaktı. Türk beyleri, halkı işte böyle aklınıza koyun, böyle bilin. Oğuz halkı ... ... .. göndermeyeyim diye sefer ettim.

(D 34) Evini barkını yıktım, Oğuz halkı Tokuz Tatar ile bir araya gelip toplandı, Agu’da iki büyük savaş yaptım. Ordusunu bozguna uğrattım. Ülkesini orada teslim aldım. Bu şekilde kazanıp ... ... Tanrı lütfettiği için ben otuz üç yaşımda ... ... ... ...

(D 35) beslemiş olan kahraman hakanına karşı hata ettin. Yukarıda Tanrının, kutsal yer-su ruhlarının, amcam hakanın ruhunun bunu uygun görmediği besbelli. Tokuz Oğuz halkı memleketini bırakıp Çin’e göç etti. Çin ... ... ... buraya geldi, besleyeyim” diye düşündüm. ... ... ... halk ... ... ...

(D 36) yoldan çıktı ... ... ... güneyde, Çin topraklarında adı sanı yok olup gitti. Bu yerde bana kul oldu. Ben kendim hakan olup tahta çıktığım için Türk halkına ... ... ... etmedim, ülkeyi, kanunları en iyi şekilde düzenledim. Kutsal ... ... toplanıp ... ...

(D 37) orada savaştım. Askerlerini mızrakladım. Teslim olan teslim oldu, halkım oldu, ölenler öldü. Selenge boyunca aşağı doğru ilerleyip Karagan geçidinde evini barkını orada bozdum, ... ... dağlarına tırmandı.Uygurların Eltever’i yüz kadar askerle doğuya doğru kaçıp gitti. ... ...

(D 38) ... ... Türk halkı açtı. O sürüyü alıp besledim. Otuz dört yaşımdayken Oğuzlar kaçıp Çin’e sığındılar. Hayıflanıp sefer ettim. Kıskançlıktan ... ...çocuklarını, kadınlarını orada teslim aldım. İki Elteverli halk ... ...

(D 39) ... ... Tatavı halkı Çin hakanına bağlıydı. “Onlardan elçi, iyi sözler, dilekler gelmiyor” diyerek ilkbaharla beraber onlara sefer ettim. O halkı orada perişan ettim. Sürülerini, mallarını orada aldım. ... Askerleri derlenip toparlanıp geri geldi. Kadırkan dağlarında yerleş... ...

(D 40) ... ... topraklarına yerleşti. “Güneyde Karluk halkına katşı sefer et!” diyerek Tudun Yamtar’ı yolladım, gitti. ... ... Karlukların Elteveri yok olmuş, küçük kardeşi de bir kaleye kaçıp gitmişti ... ...

(D 41) ... ... “Kervanları gelmedi, şunları bir korkutayım” deyip sefet ettim. Muahfızları iki-üç kişiyle kaçıp gitti. Avam halkı “Hakanım geldi” deyip sevinip mutlu oldu. ... ... unvan verdim. Unvanı aşağıda olanın ... ...

Güney - Doğu Yüzü

(G-D) ... ... Kök Öng’ü yoğuru askerleri yürütüp geceli gündüzlü yedi gün boyunca susuz olarak geçtim. Çorak topraklara varınca öncü birlikleri ... ... Keçen’ e kadar ... ....

Güney Yüzü

(G 1) ... ... Çin’in süvari birliklerinin on yedi binden fazla askeri askeri ilk gün öldürdüm. İkinci gün piyade askerlerden çok sayıda öldürdüm. ... ...

(G 2) ... ... defa sefer ettim. Otuz sekiz yaşımda, kıi mevsiminde Kıtanylara sefer ettim. ... ... otuz dokuz yaşımda ilkbaharda Tatavılara karşı sefer ettim. ... ...

(G 3) Ben ... ... öldürdüm, evlatlarını, kadınlarını, sürülerini, malını aldım ... ...

(G 4) halkını ... kadınlarını yok ettim ... ... ... (G 5) yürüyüp ... ... ... (G 6) savaştım ... ... ...

(G 7) verdim. Kahraman askerlerini öldürüp balbal dikiverdim. Elli yaşımdayken Tatavı halkı Kıtany’dan ayrıldı, ... ... Töngker dağına ... ...

(G 8) General Ku’nun komutanlığında kırk bin asker geldi. Töngker dağında hücum edip vurdum. Çinlilerin Otuz bin askerini öldürdüm. Bir ... ... ... boyun eğdirdim. Tatavı ... ...

(G 9) öldürdü. Büyük oğlum hastalanıp vefat edince General Ku’yu balbal dikiverdim. Ben on dokuz yıl şad olarak görevde kaldım. Devleti yönettim. Otuz bir yaşımda

(G 10) tebam, halkım için daha iyisini elde ettim. /Buradan sonrası Bilge Kağan’ın oğlu Tengri Kağan’ın ağzından anlatılır/ Bu kadar şeyi temin edip babam hakan köpek yılında, onuncu ay, yirmi altıncı gün vefat etti (25 Kasım 734). Domuz yılının beşinci ayında yirmi yedisinde cenaze törenini yaptırdım (22 Haziran 735). Bukug Totok ... ..

(G 11) babası Büyük General Lisün’ün komuta ettiği beş yüz asker geldi. Kokılık ... ... altın ve gümüşü gereğinden fazlasıyla getirdi. Cenaze için tütsü getirip dikti. Sandal ağacı getirip kendisi ... ... cenaze töreni sırasında

(G 12) bunca insan saçını, kulağını kesti, kendi şahsi atlarını, kara samur, boz sincap derilerini sayısız getirip hepsini hediye ettiler.

(G 13) İlahî göğün yarattığı Türk Bilge Kağan, sözüm: “Babam Türk Bilge Kağan tahta çıktığında şu an buradaki Beyler, Şadapıt Beyler, doğuda Tölis Beyleri, Apa tarkan

(G 14) başta olmak üzere bunlara ilaveten Şadapıt Beyler, bu ... ... Taman Tarkan, Tunyukuk, Buyla Baga Tarkan ve ayrıca komutanlar, ... ... saray komutanları, Sevig Kül Erkin başta olmak üzere buna ilave komutanlar, bu kadar bey babam hakana pek çok

(G 15) saygıda ? bulundular, Türk Beyleri ve halkı fazlasıyla saygıda bulundular, övdüler. ... ... Babam hakan için ağır taşları, kalın ağaçları Türk Beyleri ve halkı hazırlayıp, düzenleyip getirdiler. Kendimde bu kadar ... ...

Güney-Batı Yüzü

(G-B) ... Bilge Kağan yazıtını ben Yollug Tegin kazıyıp yazdım. Bunca kabir binasını, süslemeyi, sanat içini … … hakanın yeğeni Yollug Tegin ben bir aydan dört gün fazlasıyla oturup kazıyarak yazdım, süslettim, yaptım.

Batı Yüzü

(B 1) ... ... ... ... (B 2) Bilge Kağan vefat etti. (B 3) İlkbahar geldiğinde yukarıda gökyüzü B 4) davullarının gümbürdercesine, tıpkı öyle, (B 5) dağlarda geyikler böğürdüğü vakitki olduğu gibi, işte böyle (B 6) düşünürüm. Babam hakanın anıt (B 7) taşını ben kendim hakan