Madina Hakuşeyeva’nın aktardığına göre, Kuzey Kafkasya’daki uzmanlar, Çerkes dilinin bölgede önümüzdeki 50 yıl içerisinde yok olmaya yüz tutacağını belirtiyorlar. Ve ekleyerek, Putin’in yeni dil yasa tasarısı nedeniyle daha az insanın bu dilde eğitim alacak olmasının bu süreci daha da hızlandıracağı yorumunu yapıyorlar.

Dilbilimci Madina Hakuşeyeva.

Kabardin-Balkar İnsani Araştırmalar Enstitüsü’nden bir Çerkes dilbilimcisinin Kavkaz Uzel yayın portalından Gor Aleksanyan’a aktardığına göre, dilin ölmesi aynı zamanda bu dili konuşanların asimilasyonu ve ulusun hayatta kalma mücadelesinin tehdit edilmesi anlamını taşıyor. ” (kavkaz-uzel.eu/articles/321345/).

Kavkaz Uzel muhabirinin aktardığına göre, bölgedeki diğer uzmanlar da aynı noktalara vurgu yapıyor. Daha da önemlisi, Moskova’nın Rusça dışındaki dillere karşı bu saldırısının sadece Çerkesleri değil, protesto zamanının geldiğini düşünen bütün Kuzey Kafkasya halklarını radikalize ettiği ve kışkırttığı görüşündeler.

Kabardey-Balkar’dan 135 aydının ve toplumun önde gelen figürünün kaleme aldığı açık mektupta “Letonya ve Ukrayna’da Rus dilini korumaya çalışan insanlarla aynı görüşlerin paylaşıldığı “ belirtiliyor ve “Rusya Federasyonu vatandaşı olan ,ancak Rus olmayan ebeveynlerin kendi cumhuriyetlerinde çocuklarına kendi istekleri doğrultusunda eğitim verememesine anlam verilemediği” vurgulanıyor.

Yürürlüğe sokulması teklif edilen “ gönüllü dil öğretimi” yasa tasarısı, geçmişte yerel dillere büyük zararlar veren “seçmeli ders” uygulamasına bir dönüş olarak değerlendiriliyor. Sonuçta, Çerkesler ve diğer Kuzey Kafkasya halkları direnmeden pes etmeyecek.

Çerkes aktivist Asker Soht’a göre, 80 yıldır yürürlükte olan ve sorunsuz işleyen mevcut sistemin neden “birdenbire” değiştirilmeye çalışıldığına dair hiçbir ikna edici açıklama yok. Bunun bir sonucu, olarak Çerkes toplumundaki memnuniyetsizlik giderek artıyor.

Soht’a göre, bu yasa yürürlüğe girer ve hükümleri uygulamaya konursa, bu durum, bütün Adıgey ve Kuzey Kafkasya’da geniş çaplı protestoların fitilini ateşleyecektir. Sonuçta devlet, yerel dilleri ve kültürleri korumakla yükümlüdür ve böyle bir uygulamadan herhangi bir protesto veya direnişle karşılaşmadan sıyrılması mümkün olamaz.

Adıge Ulusal Tiyatrosu direktörü Kasey Kaçhegog’a göre, anadil sorunu sadece Adıgey’de değil tüm Kuzey Kafkasya’daki halkları konsolide etme potansiyeline sahip. Birçok merkezde protesto girişimleri olmasına rağmen şu ana kadar çoğu başarısızlıkla sonuçlandı.

Çerkes tarihçi Marat Gubzokov’a göre, bu yasanın yürürlüğe girmesi Kafkas halkları için kabul edilemez. “Ümit ederim ki halkın baskısı bu yasa teklifinin geri çekilmesini sağlar. Aksi takdirde gelecek Çerkesler için çok daha karanlık olacak’’