Kahramanmaraş'ın merkeze bağlı Döngel köyünde bulunan Direkli Mağarası'nda yapılan arkeolojik çalışmalar, 22 Temmuz'da yeniden başlıyor. Mağara dönemi yerleşimlerinden köysel yerleşimlere geçiş dönemine ışık tutan ve Türkiye'nin şuandaki tek mağara kazısı olma özelliği taşıyan çalışma ile 12 bin 740 yıl öncesine ait bulgulara ulaşılabilecek. Geçen yıl yapılan kazılarda bulunan ana tanrıça figürüyle insanoğlundaki "Tanrı inanışı" binlerce yıl geriye giderken, dünyanın pek çok ülkesinden arkeologların ilgisini çekmeyi başarmıştı. Merkeze 72 kilometre uzaklıkta bulunan Döngel köyündeki Direkli Mağarası'ndaki çalışmalara, 1959 yılında yaptığı araştırmayla ilk ışık tutan isim Prof. Dr. Kılıç Kökten oldu. Kökten'in yazdığı bir makaleden yola çıkılarak yürütülen çalışmalar doğrultusunda bölgede önemli aşamalar kaydedildi. Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Cevdet Merih Erek'in başkanlığında yürütülen kazı çalışmaları, 20 kişilik ekiple 22 Temmuz'da yeniden başlayacak. Mağara dönemi yerleşimlerinden köysel yerleşime geçiş sürecine ışık tutan ve yapılan yaşlandırma yöntemiyle M.Ö 10730 yıllara tekabül eden mağarada, yapılan çalışmalar doğrultusunda daha da eski dönemlere ait kalıntılara ulaşılması düşünülüyor. Epipaolitik döneme ait olan mağarada başlayacak kazılar öncesinde bölgeye gelen kazı başkanı Erek ve çalışmalara destek sağlayan Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) yetkilileri incelemelerde bulundu. SİT alanı ilan edilen ve tahrip olmaması için tel örgülerle kaplanan alanı inceleyen Yrd. Doç Dr. Cevdet Merih Erek, çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Özellikle geçen sene yapılan çalışmalarda mağaranın iç kuzey profili yakınlarında bulunan ana tanrıça figürünün büyük yankı uyandırdığını anlatan Erek, ABD'de düzenlenen bir sempozyumda da elde edilen buluntularla ilgili bilgiler verdiklerini kaydetti. Avrupa'nın birçok ülkesinden bilgi almak isteyen insanların çıktığını belirten Erek, bunun kendilerine gurur verdiğini söyledi. Mağaranın, mağara dönemi yerleşimlerinin sona ermesiyle köysel yerleşim yerlerinin kurulması arasında kalan geçiş süreciyle ilgili olduğunu dile getiren Erek, şunları söyledi: "Bu Epipaolitik dediğimiz bir dönem. Yapılan yaşlandırma yöntemleriyle de mağaranın 7. arkeolojik seviyesinin M.Ö 10730 olduğunu öğrendik. Hayvan kemikleriyle ilgili yapılan analizlerde bölgenin şuan yabancısı olmayan ama birçoğu da tür olarak yok olmuş hayvanların besin anlamında tüketildiğini öğrendik. Dünyada çok az uzmanı olduğu için henüz bitki tohum analizleri yapılmadı. Bunlara bir şey yaptırabilmeniz için de sıraya girmeniz gerekiyor. Ama şu ana kadar elde ettiğimiz bütün veriler çerçevesinde bu dönemle ilgili yapılan tek kazı bu mağarada yapılıyor." Bölgenin kazı olanakları ve coğrafi bakımdan araştırılması zor bir merkez olduğuna dikkat çeken Erek, "Çok büyük özveri istiyor. B:ütün ekip arkadaşlarım, öğrencilerim, burada benimle birlikte gönül veren insanların emeği çok fazladır. Tabii sonuçta güzel olması da bütün harcanan emeklerin değdiğini gösteriyor. Bundan dolayı da mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Çalışmaların 22 yıl sürmesinin planlandığını kaydeden Erek, Temmuz ayı içerisinde yaklaşık 20 kişilik ekiple gerçekleştirecekleri aşamaları şu şekilde sıraladı: "Bu seneki planlamalarımızda, güney plan programı olarak başladığımız ama şuanda naylonun altında kalan yerde kazılara devam edeceğiz. Bir de kuzey profilinde genişlemeyi planlıyoruz. Olabildiğince, zamanımız ve bütçemiz el verdiği sürece de aşağıya doğru geniş alanda bütün plan karelerini çalışarak inmeye devam edeceğiz. İndiğimiz her santimetre bizim için daha eskiye, yani 10 bin 730'lardan daha eskilere gitmek demek. Bu da Kahramanmaraş'ın en eski iskan alanlarından biri olan Direkli Mağarası'nın daha eski kültürel safhalarını görmemizi sağlayacak. Olabildiğince bunları çıkarmak yetmiyor. Bunları duyurmak, insanlara anlatmak, öncelikle Kahramanmaraş insanına bunun faydalarının neler olacağını anlatmak, bununla birlikte de bölgenin diğer değerleriyle birlikte adının duyulması, insanların buraya gelerek, bunlardan zevk alarak, iç içe yaşamasını sağlamayı hedefliyoruz."