Rusya'nın St. Petersburg Devlet Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Türk Filolojisi Bölümü'nün 180. kuruluş yıldönümü anısına düzenlenen “Türk Halklarının Dilleri ve Edebiyatları” adlı akademik konferansa çok sayıda Türkolog katıldı.

St. Petersburg Rus-Türk Kültür Merkezi, St. Petersburg Devlet Üniversitesi ve Rusya Ulusal Kütüphanesi’nin organize ettiği konferans şehrin merkezinde bulunan Oktyabrsky Oteli ve Rusya Ulusal Kütüphanesi’nde gerçekleşti. Konferans çerçevesinde dünyanın farklı ülkelerinden gelen 82 Türkolog Türk Filolojisi hakkında birçok akademik seminer verdi. Türkiye’den de yaklaşık 20 Türkolog seminerlerde Türk filolojisi ile ilgili akademik çalışmalarını katılımcılara sundu.

“HALK DİPLOMASİSİ EN İYİ DİPLOMASİDİR”

Konferansın açılış konuşmasını yapan St. Petersburg Devlet Üniversitesi Türk Filolojisi Bölüm Başkanı Nikolay Telitsin, üniversitelerinde Türk Filolojisi bölümünün Şarkiyat Fakültesi’nden daha önce açıldığına dikkat çekti. Telitsin, Türk filolojisinin Rusya ve Türk dili konuşulan ülkeler arasındaki ilişkilerde önemli rol oynadığına vurgu yaptı.
Telitsin yaptığı açıklamada: “Bu tip uluslararası konferanslar akademisyenlerin yenilikçi fikirler etrafında toplanmalarına olanak sağlıyor. Bu konferansın amaçlarından bir tanesi de birbirini akademik çalışmalardan tanıyan Türkologları bir araya getirip tanıştırmaktır. Buraya gelenler sadece akademik çalışmalarını sunmuyor, aynı zamanda sohbet ediyor ve daha yakın ilişkiler kuruyor” dedi.

Son günlerde Rusya ve Türkiye arasındaki siyasi gerilimin iki ülke arasındaki yakın ilişkileri etkilemediğini belirten Nikolay Telitsin: “Bana göre en iyi diplomasi halk diplomasisidir, çünkü toplumun üst kesimiyle değil alt kesimiyle yürütülür” şeklinde konuştu.

EN ÖNEMLİ ETKEN EĞİTİM

Konferansa Türkiye’den katılan Fatih Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Gümüşkılıç, dünyanın farklı yerlerinden gelen meslektaşlarıyla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türk-Rus ilişkilerinin en önemli etkeni olarak eğitimi gösteren Gümüşkılıç, “Bu tip sempozyumlar ilişkilerde çok büyük rol oynuyor. Rusya ve Türkiye arasında kurulan yakın ilişkileri sürdürmek, eğitimden geçiyor. Özellikle Rus ve Türk ilim adamlarının bir araya geldiklerinde çözemeyecekleri problem yok, diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

“EDEBİYAT VE SANAT KALICI, SİYASET GEÇİCİDİR”

Konferansa katılan Türk şair Ercan Yılmaz edebiyat ve sanat vurgusu yaptı. Yılmaz yaptığı açıklamada “Bu konferansın Türkoloji alemine katkısının büyük olacağını düşünüyorum. Yeni bakış açılarıyla buradan Türkiye’ye döneceğiz. Türk edebiyatının ne kadar büyük bir edebiyat olduğunu dışarıdan baktığımızda ve başkalarından dinlediğimizde daha iyi fark etme imkanına sahip oluyoruz. Rus akademisyenlerin Türkçe konuştuğunu görmek, Türk edebiyatına vakıf olduklarını görmek, bizim için oldukça önemli” şeklinde konuştu. Türk ve Rus halklarının benzerliklerine dikkat çeken Yılmaz, edebiyatın ve sanatın kalıcı siyasetin ise geçici olduğunu söyledi. Şair Ercan Yılmaz verdiği demeçte “Geçtiğimiz bir takım tarihsel ve kültürel süreçlerin yakınlığı, benzerliği bizi ortak bir kader birliğine sürüklüyor. Birçok meseleye aynı noktadan baktığımızı görmek beni çok mutlu etti. Edebiyat ve sanat kalıcı şeylerdir. Günlük gelişen politik temelli sıkıntıların geçici olduğunu düşünüyorum. Güncele dair bazı sıkıntılar tarihte de olmuştur ama biz onları değil Dostoyevski’yi, Tolstoy’u ve Puşkin’i okuyoruz” dedi.