“ O zamanlar çocuk denilecek yaştaydık. Şehrin tek eğlence si ve insanların buluştuğu yerdi, yazlık ve kışlık sinemalar. Akşam yemeğini yerken, heyecanla gece gideceğimiz filmin, sevincini yaşar¬dık. Sinema kapısına varıncaya kadar, her birimiz sanki o filmlerdeki kahraman gibiydik. Kimimiz Ayhan Işık gibi iyi yumruk atardık, kimi¬mizde Cüneyt Arkın ın bindiği at'ta Köroğlu, Battal Gazi olurduk. Sarmaşık gülleri filmi ile körpecik aşklar tomurcuk açardı. 

Derken bir Ağustos akşamında mahalleli gençlerle, yazlık si¬nemanın önündeyiz. Sokağın başından gişeye kadar, uzun bir kuyruk ve sıra kaptırmama kavgası var. Rengârenk süslenmiş ışıklarla sinema sokağı aydınlatılmış, yeni sulanmış sokak toprak kokardı. Adeta bir panayır yeri gibiydi, sinema girişinde iki kartelâ(pano) vardı “ 

Bu mısralar Şair, Yazar Mustafa Önyurt'un Benim Sinemalarım adlı yazısından alıntıdır.
Geçmişteki sinemadan, bugün kentimizde çekilen dizinin setlerine doğru uzanıyoruz.  
   
 Kahramanmaraş'ın Dulkadiroğlu İlçesi, Kurtuluş Mahallesindeki Dedeoğlu Konağı(Şairler ve Yazarlar Evi) bu günlerde bir başka sanat dalına hizmet veriyor. 

Bedesten sokak ve Nakıp Sokağın kesiştiği yerde bulunan konak, TRT ekranlarında gösterime giren 7 Güzel Adam dizisine ev sahipliği yapıyor.

Ahşap evlerin sıralandığı sokaklar sessizliğini bozmuş, set ekibinin hummalı çalışmasıyla 
sokakta bir başka canlılık başlamıştı.

 Şair A.Erdem Bayazıt'ın geçmiş yıllarda İl Halk kütüphane Müdürlüğüne atandığı dönemlerin çekildiği sahneler, tam kadro oyuncu ekibiyle bu konakta çekiliyor.        
    
Yapımcısından, Yönetmeninden tutunda, çaycısına varıncaya dek herkes işini titizlikle yapıyor.
Habercilik adına mutlu olduğumuz nokta, bizlere o kadar sıcak yaklaştılar ki, bizlerde set çalışmalarındaki kareleri özellikle sizlerle paylaşmak istedik.

Özellikle Yapımcı İlksen Fırat Hanımefendinin setteki nezaketi takdire şayendi,sokağa kurulmuş çay ocağının yanında bir yandan kitap okuyor, bir yandan misafirlerine kahve ikram ediyordu.  Onun sanatla iç içe ve mütevazı yönü, herkese enerji dağıtıyordu.

Oyuncuların,  Kahramanmaraş ta ve bu tarihi mekânlarda olmaktan mutlu olduklarının ifadesi kameralara yansıyordu. Hepside enerjik ve rollerinin hakkını veriyorlardı. 

Set ekibiyle ilgilenen, aynı zamanda konakta görevli Şair, Yazar Mustafa Önyurt ağabeyimizin de sinemanın içinden gelmesi ve sinema dilini iyi bilmesi atmosferi daha da renkli bir hale getirmiş. Sayın Önyurt'tan  A.Erdem Bayazıt'a ait  Sana Bana Vatanıma adlı şiirinden  bir iki mısra yı dinleyerek setten ayrılıyoruz. 

 “Telgrafın tellerini kurşunlamalı”
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazen gelmesi beklenen, bazen ansızın çıkagelen 
Haberler bilirim, mektuplar bilirim"