Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazreti Muhammed’in (sav) izinden hakkıyla gidilmediği için İslam dünyasının yeni bir fetret dönemi yaşadığını söyledi. Kavmiyetçilik, mezhepçilik ve zalimliğin bugünkü kadar prim yapmadığını belirten Erdoğan, “İslam dünyası bugün bir fetret dönemi yaşıyor. Suni sınırlar, parçalanmış kalpler, tel örgülerle ayrılmış ruhlar, İslam dünyasını çepeçevre sarmış durumda.” dedi.

Çekmeköy Beldiyesi ve Marmara İlahiyat Fakültesi’nin iştirakiyle düzenlenen "Biz O’nu Çok Sevdik" Siyer-i Nebi Yarışması Ödül Töreni, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı.

'MOLOTOF KOKTEYLİ İLE DOLAŞAN GENÇLİK İSTEMİYORUZ'

Ödül töreni öncesi konuşmasına, programı düzenleyenlere emeklerinden ötürü teşekkür ederek başlayan Erdoğan, “Mühim olan bu yarışmayı kazanmak değildir. Bizlere iki cihan saadetinin kapılarını açan o mübarek peygamberimizi anlamayı, anlatmayı kendine dert edinmek inanın dertlerin, sıkıntıların en güzelidir. Ellerine kalemi alarak nur peygamberini, güllerin elçisini kağıda aktaran bu gençliği gördükçe ülkem adına, milletim adına ne kadar gururlandım bilemezsiniz. Biz işte böyle bir gençlik istiyoruz. Elinde döner bıçaklarıyla dolaşan bir gençlik istemiyoruz, molotof kokteyli ile dolaşan gençlik istemiyoruz. Demir bilyeler atacak sapanlarla dolaşan gençlik istemiyoruz. Biz, saygıyı, sevgiyi özellikle de sevgili peygamberimizin izinde bulan bir nesil istiyoruz. Kitabını, peygamberini bilen, inancını yaşayan, tarihine kültürüne özellikle de vukufiyeti olan bir gençlik, bu ülkenin bekasının teminatıdır.” şeklinde konuştu.

Dünyadaki kağıtların tümü doldurulsa, mürekkeplerin hepsi kullanılsa bile rahmet peygamberinin anlatılamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Muhammed’in (sav) vefatı sonrası Hz. Ömer’in üzüntüsü ve Hz. Ebubekir’in “Kim ki Hazreti Muhammed’e tapıyorsa, bilsin ki o ölmüştür. Kim ki Allah’a ibadet ve kulluk ediyorsa, bilsin ki Allah Hay'dır, ölümsüzdür.” sözlerini hatırlatarak şöyle devam etti: “Sevgili kardeşlerim, gençler, işte ubudiyyet budur, kulluk budur. Ama bugün kula kulluk edenlerin ne yazık ki acı dramlarını yaşıyoruz. Bugün o sıkıntıları yaşıyoruz. Farkında değiller, kula kulluk ediyorlar. Bizler bugün Müslümanlar olarak Hazreti Ömer’deki sevgiyi, aşkı, bağlılığı yüreğimizde taşırken, aynı şekilde Hazreti Ebu Bekir’deki itidali de muhafaza etmek, yaşatmak mecburiyetindeyiz.”

Bir zamanlar yasaklanan Kur’an-ı Kerim dersleri ve Siyer-i Nebi derslerini okullarda tüm çocukların öğrenebilmelerine imkan sağladıklarını belirten Erdoğan, “Ama bakıyorsunuz birileri çıkıyor, Kur’an’a meydan okuyor, birileri çıkıyor bakıyorsunuz sevgili peygamberimizin o yoluna, sünnetine meydan okuyor. Ve bunlar bunu yaparken de ne yazık ki demokrasiden bahsediyor, özgürlüklerden bahsediyor, bunlardan bahsediyor. Herhalde bunlara milletimiz gereken dersi vakti geldiğinde gerekli yerde verecektir. Bu ülkede kimse kalkıp da, “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” ifadelerine yasak getiremez, asla yasak koyamaz. Bu tür çevreler var mı? Var. “Ezan sesinden rahatsız oluyoruz” diyenler var mı? Var. Ben o zaman diyorum ki; işte bunlara en güzel dersin verileceği mahal, demokrasilerde sandıktır. Burada gereken dersin verilmesi lazım.” diye konuştu.

BELİRLEYİCİ OLARAK İSLAM ALINMALI

İslam dünyasının yaşamış olduğu sıkıntıların temelinde Hazreti Peygamber'in bıraktığı, Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve peygamberin sünnetine sahip çıkılmaması olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizler, eğer rehberimizin izinden hakkıyla gidiyor olsaydık, coğrafyamızda bunca zulüm yaşanmaz, bunca kan akmaz. Bunca gözyaşı dökülmezdi. Irak’ta kim kimi öldürüyor? Müslüman Müslümanı, Suriye’de kim kimi öldürüyor? Müslüman Müslümanı. Yemen’de kim kimi öldürüyor? Müslüman Müslümanı, Libya’da kim kimi öldürüyor? Müslüman Müslümanı. Tek farkları var; mezhep. Onun için geçen bir ziyarette bir ülkenin en üst düzeydeki yöneticisine onu söyledim. Benim dinim Sünnilik değil, inanıyorum ki sizin dininiz de Şia değil. Bizim dinimiz İslam’dır, İslam. Olaya buradan bakmamız lazım. Şimdi biz burada belirleyici olarak dinimiz İslam’ı aldığımız zaman bu sapkınlardan kurtuluruz. Ama alamazsak bu felaketler devam edecektir.”

'İSLAM DÜNYASI FETRET DÖNEMİ YAŞIYOR'

Dünyanın adeta yeniden Hazreti Muhammed’in (sav) Risalet vazifesini aldığı dönemi yaşadığının altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün de bakıyoruz, petrol adına, doğal kaynaklar adına, mezhepçilik adına birileri fütursuzca mazlumların ahını alıyor, masumun, masumların kanını akıtıyor. Kula kulluk, adı konulmamış bir kölelik halinde giderek güçleniyor. Kan dökmeyi, zulmü, terörü, şiddeti kendilerine yöntem olarak belirleyenlerin iktidarı her geçen gün yaygınlaşıyor. Bu coğrafyada hiçbir dönemde kavmiyetçilik, mezhepçilik, zalimlik bugünkü kadar prim yapmamıştı. Adını doğru koymak lazım İslam dünyası bugün bir fetret dönemi yaşıyor. Suni sınırlar, parçalanmış kalpler, tel örgülerle ayrılmış ruhlar, İslam dünyasını çepeçevre sarmış durumda. Zannetmeyin ki zulüm payidar olur, zannetmeyin ki bu fetret dönemi ilanihaye devam eder. Müslümanlar elbette rahmet peygamberinin yolunu, izini yeniden bulacak. Bu konuda hepimize büyük sorumluluk düşüyor.” ifadelerini kullandı.

“Gazze’de, Suriyede, Irak'ta İslam adına, din adına kelle kesiliyorsa, başlar kesiliyorsa, Müslümanın itibarına, şerefine her gün lekeler sürülüyorsa onun mirasına layık olamamışız, ilkelerini sürdüremiyoruz demektir.” sözleriyle konuşmasını tamamlayan Erdoğan’a Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz tarafından Mehmet Çelebi koleksiyonundan Meryem Nevruzi’nin hat tablosu hediye edildi.

Tören, 1. Seyfullah Fatih Aydın, 2. Nursena Erener, 3. Abdullatif Çetin, 4. Fatih Çeliklioğlu ve 5. Gülistan Badur’a Erdoğan tarafından ödüllerinin takdimiyle sona erdi.