Öğretmenlik hayatının yarısından çoğunu kürtlere hizmet etmiş biri olarak kürt halkına birkaç soru sormak istiyorum…





1993 yılında saldırıya uğradığımızda yanımızda şehit olan Mustafa Boz’un katillerini, saldırı yapılan sokaktaki onlarca kişiden hiç biriniz görmediniz mi? Mustafa’mızın kanı o cinayeti gören kansızlar yüzünden yerde kaldı, bunu biliyorsunuz değil mi?



Ekmek almaya giden astsubayları kahpece enselerinden vuran teröristler ne kadar kahpeyse, o cinayet gözlerinin önünde işlenirken ses çıkarmayanlar da en az onlar kadar kahpedir, bunu da biliyorsunuz değil mi?



Sokak arasına hendekler kazan, yolları tuzaklayan ve o bombalı tuzaklarda kardeşlerimizi şehit eden teröristler ne kadar alçaksa, evinin yanına, sokağının içine kurulan tuzağı görüp de bunu ihbar etmeyen sizler de alçaksınız bunu da biliyorsunuz…



Eşinin ve çocuklarının yanında namertçe şehit edilen polis memurunun katilleri de sizlerin aranızdan ateş etti, ama hiç biriniz kılınızı kıpırdatmadınız niye ki?





Ya neden bizim sizlere emanet ettiğimiz yavrularımıza, yiğitlerimize sahip çıkmıyorsunuz? Neden emanete ihanet ediyorsunuz? Neden biriniz de ortaya çıkıp “bu çocuklar bizim misafirimizdir, canımıza almadan onlara dokunamazsınız” demiyorsunuz?



Neden zalimlerle birlik oluyorsunuz?



“Zulme rıza göstermek de zulümdür!” bunu biliyorsunuz değil mi?



PKK denilen namussuz terör örgütünün hücre evlerini, hangi evlere yerleştiklerini, hangi sokaklara bomba yerleştiklerini her biriniz tek tek bal gibi biliyorsunuz, peki neden güvenlik güçlerimizi bundan haberdar etmiyorsunuz?



O kırılası elinizle karşı çıkmayın tamam da… Neden ihbar etmiyorsunuz?















Ödemediğiniz elektrik paralarıyla, devletten kaçırdığınız vergilerle aldığınız o akıllı telefonları bir defacık olsun sizlerin güvenliği için orada bulunan kardeşlerimizin, canlarımızın canını korumak için kullansanız ölür müsünüz?















Şehit Hilmi Bardakçı'nın ardından Kürt Hakına Birkaç Soru















Ya “her kürt teröristtir” demiyorum, demem de…















Ama…















Kusura bakmayın aklım almıyor…















Gözünüzün önünde işlenen cinayetlere sessiz kalmanızı nasıl yorumlayacağım.















Yahu daha 36 saat önce…















Silopi’de canım kardeşim polis memuru Hilmi Bardakçı’nın da içinde bulunduğu zırhlı araçta bulunan 3 yiğidimiz sizlerin oturduğu sokağa yerleştirilen bombanın patlamasıyla şehit oldu.















Hani her evde 10-15 çocuğun olduğu, bir sokakta belki bin kişinin yaşadığı sokaktan bahsediyorum, tenha bir sokak değil.















O bombayı oraya yerleştirenleri görmediniz mi?















İsmail Talha’mızı, Zehra’mızı yetim bırakırken hiç Allah’tan korkmadınız mı?















Yahu hiç mi yüreğiniz sızlamadı?















Sesini dinleyeceğiniz bir vicdanınız yok muydu?















Neden ihbar etmiyorsunuz, neden “kahpeler tuzak kurdu aman dikkat” demiyorsunuz…















Kusura bakmayın…















Her kürt terörist değildir amenna…















Ama kurulan tuzakları görüp de ses çıkarmayan, ihbar etmeyen, güvenlik güçlerimizi uyarmayan herkes teröristtir.















Susanlara duyduğum nefret, o tuzağı oraya koyanlara duyduğum nefretten daha az değildir bilesiniz…































Yahu teröre karşı mücadele etmek için Şırnak’a gönüllü tayin isteyen Hilmi’mizi siz neden tabutla yolladınız geri…















Sokakta gezerken gördüğü sizin çocuklarınızı İsmail Talha’sının, Zehra’sının yerine koyan ve öyle seven bir yiğitten bahsediyorum.















O bomba patlarken, çocuklarınızın saçlarını okşayan ele ihanet ettiğinizin fakında değil miydiniz?















İsmail Talha’nın bakışlarını gördünüz mü sahi?















O bakışları gördünüz ve halâ utanmadan karınızın yanında “erkek” gibi yatabiliyor musunuz? Çocuklarınızın yüzüne utanmadan bakabiliyor musunuz?















Tescillenen kahpeliğinizin yüzünüzde bıraktığı lekeyi evlatlarınız görmüyor mu? “Yüzündeki bu kara nedir baba, anne” demiyor mu?















Sorarlarsa onlara “kalbimizin karası yüzümüze vurmuş” dersiniz, olur mu?















ŞEHİT HİLMİ BARDAKÇI FOTO GALERİ















Kürt kardeşlerimden özür diliyorum…















Ama Hilmi’m şehit olmuşken, İsmail Talha’mın bakışları yüreğime ok gibi saplanmışken, Havva bacım yetimlerine sarılmışken susamam.















Susarsam kalbim kurusun…















Siz de susmayacaktınız… Sokak aralarına tuzaklar kuran kahpelere karşı koyacaktınız… Yapamadınız bir telefonla ihbar edecektiniz…















Hilmi’m bu gün yaşayacaktı ki, bakın ben ne destanlar dizecektim sizin için.















Ama kusura bakmayın…















O bombayı patlatan el de, susan dil de birdir benim için…















O kadar…















ŞEHİT KARDEŞİM HİLMİ BARDAKÇI'NIN ARDINDAN















NOT: Yarası olmayan hiçbir kürt kardeşim gocunmasın…  Yazı zulme rıza gösteren, susan, seyreden, gözünü kapatan herkese yazılmıştır. Bu siz de olabilirsiniz, anneniz babanız da olabilir, kardeşinizde... Yazıyı okuyun hissenizi alın...







 

- - - - - - -