Küresel Araştırma Merkezi (GRTC) Genel Başkanı Mustafa Önsay, 15 Temmuz’un Arap Baharı’nın bittiği gün olduğunu bildirdi.
Öönsay, küresel emperyalist devletlerin hiçbir zaman Müslüman halkın yanında olmadığını, bu ülkelerin her zaman kaos ortamının oluşması için çaba gösterdiğini ifade etti.
Önsay, "Darbe girişiminin sonuçları sadece ülkemizi değil birçok İslam ülkesini de etkilemiştir. 2010 yılında Arap coğrafyasında meydana gelen eylemlerin sonuçları Müslümanların zulüm görmelerine ve anarşizmin yayılmasına neden olmuştur. Küresel emperyalist devletlerin destekleri hiçbir zaman Müslüman halkın yanında olmayıp daime kaos ortamının oluşmasına yöneliktir. Son olarak Mısır ve Suriye de ki durum bunun tamamıyla özeti niteliğindedir. Arap baharı diye nitelendirdiğimiz bu kaos düzenin İslam coğrafyasında tam manasıyla oluşmamasının en büyük etkeni Türkiye’dir . Küresel güçlerin bu düzeni sağlamak için yapacakları belki son hamle Türkiye üzerinden tüm İslam coğrafyasına bir mesajdı. 15 Temmuz gecesi yaşadığımız bu darbe girişimi de bunu göstermektedir. AB ve ABD’nin darbe girişimi boyunca sessiz kalmaları ve darbenin olmayacağı netlik kazanınca yaptıkları açıklamaları her şeyi gözler önüne sermiştir. Ne kadar hükümet ve devlet yanlısı konuşmalarda bulunsalar da iç hukuk hakkında ki söylemleri ve tehditkar tavırları taraflarını net bir şekilde göstermiştir. Arap coğrafyası üzerinde kurmaya çalıştıkları hakimiyet ülkemiz üzerinde de kurma çabaları boşa çıkmıştır. Buna karşı bir çok İslam ülkesine de örnek teşkil edebilecek bir halk örgütlenmesi olanak sağlamıştır" dedi.
"Türk halka gereğini yapmıştır"
Darbecilerin artık boyun bükecek bir halkla yüz yüze gelemediğini belirten Mustafa Önsay, "Darbe girişiminin bu kadar büyük çapta olması ve tehlikenin hala devam ediyor olmasının en temel nedeni dış güçlerin bu girişime verdikleri desteğin büyüklüğü ile orantılıdır. Türkiye devletinin son beş yıl da dünya üzerindeki her mazlumun sözcüsü görevini üstlenerek uluslararası arenada hakları araması ve onlara sahip çıkması bugün başının eğdirilmek istenmesinin en büyük nedenir. Aynı zamanda hem ekonomik hem siyasal hemde askeri alanda ki kalkınması birçok batılı ve batı odaklı devletlere korku salmakla birlikte tehdit unsuru halini almıştır. Hükümetin iktidara geldiği andan itibaren dünya gündeminden eksik olmaması ve geçmişteki ecdatları ile olan bağlarını yeniden kurma çabaları emperyalist devletlerin koltuklarını tehlikeye düşürmüştür. Son 90 yılda istedikleri konuma getirdikleri Türk toplumu bugün buna karşı koydukları için darbe ile yüz yüze gelmiştir. Ülkemiz de bugüne kadar yapılan her darbe gibi boyun bükeceğini düşünenler hiç karşılaşmadıkları bir halkla yüz yüze gelmişlerdir. Atılan temellerin ne denli sağlam olduğunu ve kırılmaz bir iradenin gücüyle karşı karşıya gelmişlerdir" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’nin değil, İslam çoğrafyasının yaşantısını değiştireceği gündür"
Her şerde bir hayır olduğunu vurgulayan GRTC Genel Başkanı Mustafa Önsay, "Bugün karşılaştığımız bir diğer konu ise medeniyetler çatışmasının ne denli gerçeklik kazandığıdır. Hristiyan medeniyetinin İslam medeniyetine karşı ,batı medeniyetinin doğu medeniyetlerine her daim kontrol ve yönetme gayretidir. Bundan tam 100 yıl önce İslam dünyasının son kalesi olarak görülen bu coğrafya bugün de son kale görevi üstlenerek emperyalist devletlere karşı görevini tamamıyla yerine getirmiştir. Aynı zamanda İslam coğrafyasına önder niteliğinde emperyalistlere karşı nasıl durulacağını ve bunların oyunlarını nasıl ifşa edileceğini göstermiştir. Bugün İslam coğrafyasında oynanan Arap baharının son günüdür. Halkların küresel emperyalistlere karşı nasıl hareket edeceğini Türk toplumu göstermiştir. Hem içerideki hainlerin hem de dışardaki düşmanlar ile nasıl savaşılması gerektiğini örneklendirerek göstermiştir. Artık İslam medeniyetlerinin yeniden yapılanması gerekmektedir. Türkiye de meydana gelen bu olaydan sonra artık küresel emperyalistlere karşı konulabileceğini görmek gerekmektedir. 15 temmuz sadece Türkiye’nin değil tüm islam coğrafyasının yaşantısının değişeceği gündür. Türkiye’nin kaderi hiçbir zaman bağımsız değil tamamen İslam coğrafyasıyla bağlıdır. Geçmişten gelen bu düşünce ve bağ bu ülkenin üzerine büyük bir yük yüklese de bu toplumun kaldırabileceği bir güçtür. Her sorun ve sıkıntıdan anlının akıyla çıkan toplumumuz bu zor durumdan da büyük bir başarı ve tarih ile çıkacaktır. Aynı zaman da tüm islam coğrafyasında yeniden dirilişe ön ayak olacaktır.Her şerde bir hayır vardır." diye konuştu. (EFE)