11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Basın Müşaviri Ahmet Sever, ABDULLAH GÜL İLE 12 YIL Yaşadım, gördüm, yazdım isimli son kitabıyla Türkiye'nin en çok konuşulan ismi oldu. Abdullah Gül'ün Köşk yıllarında yaşadıklarına ilişkin perde arkası olayları kaleme alan Sever bu defa kitabını www.bidebunuizle.com'da gazeteci Yavuz Oğhan'a anlattı.

İşte Ahmet Sever'in usta gazeteci Yavuz Oğhan'ın sorularına verdiği o cevaplar:

"TARİHÇİLERE BİR NOT BIRAKMAK İSTEDİM"

12 yıl hasber kader birinci elden tarihi olaylara tanıklık ettim. Tarihçilere bir not olarak bırakılması için bu kitap yazıldı. Bunun dışında bir anlamı yok. O kadar fazla anlam yüklemeye gerek yok.
Fikir tamamen bana ait. Abdullah Bey'in telkini asla olmadı. Kitap fikrini açtığımda yazma demedi teşvik de etmedi.
Öncelikle aynı mahallenin insanı değilim. Abdullah Bey, niye bizden biriyle çalışmıyorsun eleştirilerine çok muhatap oldu.
Bana da kendi tarafımdan senin oradan ne işin var diye tepki gösterdiler. 12 yıl çalışmak kolay olmadı.

ZAMANAMASI MANİDAR ELEŞTİRİLERİNE CEVAP

Kitap aslında seçimden önce çıkacaktı ama Abdullah Gül seçim sonrasına bırakmamızı istedi. Peki seçim öncesinde yayınlansaydı daha manidar olacaktı.
Bir dönemin perde arkasını yazmaktı amaç. Buradaki amaç asla AK Parti'ye, Tayyip Erdoğan'a zarar vermek değil.
-Şamil Tayyar 'Ahmet Sever Ak Parti'nin içine bomba attı' dedi. 
 
Benim bombalarla işim olmaz. Objektif olarak bir kitap yazdım.

TEPKİLERDEN KORKTUN MU?

Geçmişte yaşadığım için alışığım ben. Bir tepki bekliyordum ama tepki gelecek diye hiçbir şey yapmadan oturmak da bana göre değil. Ortada bir suç yok. Eğer sırsa, yayınlanması sakıncalı bir şey varsa sayın Abdullah Gül okuyup onay verdi. Sayın Gül'ün onay verdiği kitaba nasıl sır derler?

GÜL'ÜN MÜDAHALESİ OLDU MU?
 
Ben aslında katkı istedim. Olayların detaylarını anlatsın istedim ama herhangi bir katkı sunmadı.

KİTABIN İLK HÜRRİYET'TE YAYINLANMASI

Ben zaten yıllarca Doğan Grubu'nda çalıştım. Doğan Grubu'yla tekrar bir şey yapmanın altından bir şey aramak bana da ters geliyor. Mevcut medya düzeninde de pek tercih yok!

ABDULLAH GÜL'ÜN ETKİSİNDE KALDI MI?

Belli bir süreden sonra birlikte çalıştığın insandan kendisini soyutlayamazsın.
-Abdullah Gül hep Tayyip Erdoğan'dan farklı düşünmüş ama hiç harekete geçmemiş. 

PERDE ARKASINDA İNANILMAZ ETKİLİ OLDU

Kamuoyunda bağırarak söylemediklerini perde arkasında inanılmaz etkin oldu. Gördüğü yanlışları hep söyledi. Düzeltmeye çalıştı. 2002-2007 arasında zaten icraatin içindeydi. Orada etkinliği çok fazlaydı.
Cumhurbaşkanı olduktan sonra başka bir konuma geçti. Veto yerine düzeltmeyi seçti.
Veto ettiği taktirde Meclis'te aynen geçerse tekrar onaylamak zorunda.

GÜL'ÜN KAMUOYU ÖNÜNDEKİ 3 ÇIKIŞI

Twitter yasağını çıkıp açıkça delmesi, Anaya Mahkemesi'ne Tayyip Erdoğan'ın 'Saygı Duymuyorum' demesine karşılık 'Onlarla gurur duyuyorum', gazete patronuna 'Direneceksin kardeşim' çıkışları ortada.

AK PARTİ KURULDUĞU DÖNEMDEN FARKLI BİR NOKTAYA GELDİ

Ülke o kadar kutuplaştı ki bu durumda sağlıklı bir şey çıkmıyor. Şunu kabul etmek lazım, kurduğu dönemdeki Ak Parti başka bir duruma geldi.

AK TROLLER'İN SALDIRISINA UĞRADIM

O dönem bana AK Troller'den yoğun saldırı vardı. Bir yerden düğmeye basıldı ve yağmur gibi saldırı oldu. Odamda çalışırken arkadaşlar metin getirdi. Baktım Mehmet Barlas. Beni AK Partili olmamakla eleştiriyor. Cumhurbaşkanlığı gibi partiler üstü bir kurumda çalışmak için illa ki partili mi olmak lazım? Kendisi bir gazeteci olarak parti sözcüsü gibi yazılar yazıyor. Böyle birinin kalkıp bana eleştirilerde bulunması , insan ne diyeceğini bilemiyor.
-Ruşen Çakır'ın gözaltına alınacağıyla ilgili bir iddia var. Ruşen Çakır bunu size iletiyor siz de Gül'e iletiyorsunuz. 
Ruşen haber vermeseydi onu da gözaltına alacaklardı.

NEDİM'LE AHMET GÖZALTINA ALININCA...

Nedim ve Ahmet içeri alındığında tepkisini dile getiren bir metin hazırlattı. Sayın Gül ben Zaman'dan Ekrem Dumanlı'ya vereceğim sen de başka bir gazeteye verdim. Milliyet'e verdim. Sonra iki farklı manşet çıktı. Milliyet'teki doğru çıktı. Zaman'daki manşetle ilgili sayın Gül de şaşkındı.
Ben gazeteci kökenliyim, bu akreditasyon meselesi bana hep ters gelmişti. AKif Beki'nin Başbakanın Başdanışmanıyken 5-6 gazetecinin akreditasyon kartlarını iptal etti. Bazı gazetecilerin Ankara temsilcileri Cumhurbaşkanlığı muhabirlerini Başbakanlığa kaydırdı. Akif Beki'den bir mesaj geldi, bizim akreditasyonunu iptal ettiğimiz gazetecileri siz de almasanız Köşk'e dedi. Ben de kendisine çok geç dedim.