Hülya Avşar, kızı Zehra ile beraber bayram tatili için dört günlüğüne Londra'ya gitti. Sokaklarda özgürlüğün tadını çıkaran Avşar, Sinan Özedincik'e özel hayatının yanı sıra kızı Zehra ile ilgili de pek çok konuda itiraflarda bulundu.

İşte röportajdan satır başları;

'PARA İÇİN ACUN'UN YANINDA DEĞİLİM'

-Acun Ilıcalı ile çalışmanız konusunda, 'Para için bu programlarda jüri üyeliği yapıyor' diye eleştiriliyorsunuz. Siz ne düşünüyorsunuz?

Çok saçma... Çok şükür Allah'a; hayatımı, çocuğumun hayatını, ailemin hayatını garanti altına aldım. Bunca yıldır bunu yapmamak için gerizekalı olmam gerekirdi. Bunca zamandır bu noktaya gelmezsen, gerizekalısın demektir zaten. Para ve reklam peşinde koşan, asparagas haberleri kovalayan hiç kimse, benim bulunduğum noktada olamaz. Bunuunutmayın; eninde sonunda patlarlar! Bunların peşinde koşanların, kafasıve bakış açısı farklı oluyor; kendilerini işlerine veremiyorlar. Beneğleniyorum, işin keyfini çıkarıyorum; sanatçı değil miyim zaten? Sahneye bile çıkıyorum; bu işi sadece televizyonda yapmak marifet değil ki! İşimi, mesleğimi çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Ben artık Hülya Avşar'ım; 'Aman yaa, banane yaa' demiyorum. Önce kendime ve işime saygıduyacağım ki, bana saygı duysunlar.

'ERDOĞAN'I SEVDİĞİMDEN GİTTİM'

-Neden her konuda konuşma ihtiyacı duyuyorsunuz?

Kendime saygı duyuyorum, bu memleketteki insanlara da saygıduyuyorum. Birileri acı çekerken, birileri sorun yaşarken, benim bununlailgilenmeme lüksüm yok. Benim Başbakan'a gitme sebeplerimden biri de bu işte. Ne Gezi Park'çı oluşum, ne de olmayışımdan gittim. Hiç öyle bir şey yok; ben insanım. Başbakan, tanıdığım ve sevdiğim biri olduğu için gittim. Recep Tayyip Erdoğan'ı gerçekten çok seviyorum çünkü kendisini tanıma fırsatı buldum; nasıl biri olduğunu biliyorum. Sırf bu yüzden görüştük. Aradığımda beni kabul edeceğini biliyordum. Gittim ve anlattım; neden böyle oluyor bilmek istedim. Benim bütün sorunum; egoist olamayışım. Bütün mesele bu.

'EN ETKİLİ ALBÜMÜM BU'

-Bu hafta albümünüz çıktı ve hemen ikinci baskıya girdi. Hatırladığım kadarıyla daha önce hiçbir albümünüz bu kadar çabuk ilgi görmemişti, değil mi?

Evet, ilk kez bir Hülya Avşar albümü hemen ikinci baskıya giriyor. Önceki albümlerden daha iyi oldu; açıkçası hiçbir albümüm bunun kadar etkili olmadı. 'Bana Bir Koca Lazım' şarkısının klibini, tamamen tanıtım amacıyla çektik. Aslında esas şarkılar diğerleri. Bu albüm için üç-dört klip daha çekeceğim. Ama önce şu tanıtım işlerini bir bitirelim.

'BİZ DE ÇOCUK OLDUK İÇKİ İÇTİK ÖPÜŞTÜK'

-Zehra'nın okulu nasıl gidiyor, dersleri nasıl?

Zehra, MEF'te Lise 2'nci sınıfa gidiyor. Geçen sene cofladı, bu yüzden bütün yaz matematik ve geometri çalışmak zorunda kaldı. Bütün yaz tatilini mahvettim; oturttum, yaz boyu ders çalıştırdım.

'BEN BUNLARA İZİN VERİYORUM KARDEŞİM!'

-Özellikle bu kış, Zehra için çok iyi geçmedi sanırım. Kızınız 'demlik fırlatma'meselesiyle gündeme geldi. O günlerden sonra Zehra'yı pek fazla dışarıdagörmüyoruz; yasak mı geldi?

Bundan sonrası için buradan herkese sesleniyorum: Benim kızımı sokakta görebilirler, içki içmiş veya belki elinde sigara ile görüntülenmiş olabilir. Ben bunlara izin veriyorum kardeşim! Diğerlerine b.k yemek düşer! Benim kızım; benden gizli, bilmediğim bir şeyi asla yapmaz. 15 yaşında ve gençliğini yaşayacak. Hangimiz o yaşlarda gizli gizli sigara içmedik, alkol almadık ki? Hatta benim kontrolümde, arada bir içsin istiyorum ki; içince neler oluyor görsün. İyi bir şey mi, kötü bir şey mi anlasın istiyorum. Buradan ilan ediyorum; karışmayacaklar benim kızıma! Kızıma böyle davrandığım için dengeli bir çocuk oldu. Biz 18 yaşında başladık bunlara, onlar 15'te başlıyor. Benim hiçbir yasağım yok; bunu herkes bilsin.


-Bugüne kadar her konuda, herkese cevap verdiniz ama canınızı sadece Zehra'yla ilgili haberler yakıyor sanırım, doğru mu?

Kesinlikle, evet. Bunca yıllık meslek hayatımda, bundan başka canımıyakan hiçbir haber olmadı. Zehra'ya zarar verecek her şeyde, o kişiyi bulup gırtlağına yapışırım! Zehra'nın son olayları sırasında ettiğim küfürler kadar, hayatım boyunca küfür etmedim. Çok acımasızca yapılıyor her şey. Ben Yılmaz'ın (Erdoğan) çocuğuna yapılanlara da, Sibel'in (Can) çocuğu için yazılanlara da üzülüyorum. Yazık! Ben Engincan'ın tarzını beğeniyorum, helal olsun; çocuğun bir tarzı var en azından. Hepimiz çocuk olduk; sigara içtik, içki içtik, dans ettik, öpüştük... Bu çocuklar bunları yaşayacak ama sen görmeyeceksin.