Türk sinemasının dört yapraklı yoncası Hülya Koçyiğit, Lifetime TV’deki ‘Senin Mucizen’ programının konuğu oldu. Çarpıcı açıklamalarda bulunan Koçyiğit şunları söyledi: 

İlk bakışta aşk değildi benim hissettiğim. Bu kadar dürüst, efendi, düşünceli olduğunu görünce yavaş yavaş hayran oldum. Kız kardeşimle Büyükada’daydık. Ercan Aktuna da oradaydı ve bizimle konuşmaya başladı. O sırada Selim geldi. Bana iltifat etmeye başladı, tanıştık. Bir sene içinde evlendik.” Selim kıskançlığını belli etmedi, içinde yaşamış. Son 10 senedir bana diyor ki “Artık biraz da bana vakit ayırmanı istiyorum. Daha fazla vakit geçirelim.” O kampa gidiyordu, ben Anadolu’da her yerde film yaptım. Günlerce eve gelemiyordum. Özlem çektik o yıllar. Kavuşma heyecanı yaşadık.

Hayatımda yaşadığım en kötü şey kızım Gülşah’ın kanser olduğunu öğrendiğim andı. Öğrenince “neden benim çocuğum neden ben değil” gibi isyan ettim Allah beni affetsin. 2 sene sonra ben kanser oldum. Allah’a karşı gelinmez. Anne olarak çok sarsıldım. Kemoterapilerinde beni yanında istemedi. Çocuğunuzla sınanmak çok zor bir şey. Gülşah Allah’ın bana en büyük lütfu. 

Hem dost hem de rakibiz

Tacizle ilgili sorulara, “Ben yaşamadım. Yıllarca şöyle bir efsane vardır; ‘Starlık yönetmenin yatak odasından geçer.’ Bunda gerçek mutlaka var ki böyle bir laf edilmiş. Bugün, dün, yarın kadınlar bu haksızlığı bir şekilde açıklamalılar.”

4 yapraklı yoncayız ama aslında rakibiz. Birbirimizin işini almadık. Hepimizin ayrı yeri var. Birbirimizle meşgul olacak zamanımız yoktu. Yardımlaşmak, dostluk anlamında buluştuğumuz nokta; sinema. Bugün çok daha anlamlı dostlarız.