Yeni sezonuyla ekranlara gelen Kertenkele: Yeniden Doğuş’ta Komiser Murat rolüyle izleyicinin gönlünde taht kuran Ahmet Kayakesen çok sevildi. Ahmet Kayakesen kaç yaşında? Ahmet Kayakesen nereli? Ahmet Kayakesen "Broadway’de eğitim almadım, konservatuvar okumadım, setlerde piştim" dedi.

2005 yılından bu yana adım adım ilerlediği kariyerine, atv'nin sevilen dizisi 'Kertenkele: Yeniden Doğuş'un kadrosuna başrol olarak katılarak devam ediyor. Ahmet Kayakesen adını bilip yüzünü tanısak da hakkında çok az şey biliyorduk. Hal böyle olunca, kendisini yakından tanımak ve merak edilenleri öğrenmek için 'Kertenkele: Yeniden Doğuş'un setini ziyaret ettim ve çekim arasında uzun uzun sohbet ettik...
 
KERTENKELE'NİN YAKIŞIKLI OYUNCUSU AHMET KAYAKESEN
 
Bugüne kadar pek çok projede sizi izledik, bu sezon atv'nin sevilen dizisi 'Kertenkele: Yeniden Doğuş'a başrol olarak dahil oldunuz ama sizin hakkınızda çok az şey biliyoruz.

Evet, kim olduğumu kimse bilmiyor. (Gülüyor) Hatta kimlik bilgilerim bile yanlış biliniyor...
 
Evet, 25 yaşında gösteriyorsunuz ama internette 33 yaşında olduğunuz yazıyor. Bu doğru mu?
Hayır, 27 Eylül 1988 doğumluyum. Yani aslında 28 yaşındayım ama yaşımın büyük bilinmesinin nereden çıktığını da merak etmiyor değilim. Hatta İzmirli olduğum da yazıyor ama İzmirli de değilim. Baba tarafımdan Bulgaristan göçmeniyim, anne tarafımdan Arnavut'um.

HER GEÇEN GÜN DEĞİŞİYORUM
 
Nasıl bir geçmişe sahipsiniz?
Küçük yaştan itibaren İstanbul'da mahalle kültürüyle büyüdüm; sokaktan geldiğimi söyleyebilirim.
 
Sanki dadılarla büyütülmüş bir haliniz ve havalı bir tavrınız var...
Aristokrat olduğumu iddia edemem, tipim yanıltıyor olabilir. Araştırmayı, gezmeyi, görmeyi ve kendimi geliştirmeyi seviyorum. Her geçen gün de gelişiyorum ve değişiyorum.
 
Yaşama dair planlarınız arasında oyuncu olmak var mıydı?
Çok güzel bir çocukluk geçirdim ama bazen zor dönemlerim de oldu. Aslında oyunculuğa kafa yoracak bir hayat yaşamadım. 9 yaşımdayken babam vefat etti, daha sonra hayat başka gelişmeye başladı.

Ekmek mücadelesindeki o çocuğun aklına, oyuncu olmak nereden geldi?
Trakya Üniversitesi'nde Uluslararası Ticaret okudum. Kuzenim, cast direktörlüğü yapıyordu; onun vesilesiyle bir ajansa yazıldım, ara sıra deneme çekimlerine gittim. Gittiğim görüşmelerde kurduğum ilişkiler, beni oyunculuğa daha da meraklandırdı. Sonrasında, 'Oyunculuğu meslek olarak seçebilirim' diyerek, daha çok kafa yormaya başladım.

 Oyunculuk öncesinde okulunu okuduğunuz işi yaptınız mı?
O işi de yaptım. Önemli şirketlerden birinde, ithalat üzerine yedi ay kadar beyaz yaka olarak çalıştım. Çok mutsuz değildim ama erken emekli ettiler. (Gülüyor) Ben biraz daha çalışırdım ama o dönem reklam çekmeye başlamıştım.
 
Yeteneğinizden ziyade biraz da tipinizden dolayı bu yol açılmış diyebilir miyiz?
Evet, ilk üç ya da beş reklam filmimde tipten kazandım. Eğitimim yoktu ama içsel birtakım şeyler vardı. Belki de hırsım ve iştahlı oluşum bu işin yolunu açtı. İnsanlarla güzel iletişim kurup kendimi sevdirebiliyordum.
 
Sahici miydiniz, yoksa işi almak için mi samimi bir iletişim kuruyordunuz?
Hayatım boyunca ilişkilerimi çıkarlarım için kurmadım. Karışımdaki insanın kim ya da hangi statüde olduğuna bakmıyorum, seversem severim. Benim diyaloglarım gerçekten samimidir.

KUYRUĞU HEP DİK TUTUYORUM
 
Instagram fotoğraflarınıza baktığımda da; manken gibi pozlarınız var...
Fotoğraf çektirmeyi ve çekmeyi severim. İşin, ışık ve açı kısmına kafa yoruyorum, kitaplar okuyorum. Hatta geçmişte teknik tarafa meraklı olduğum için yönetmenlerimle ters düştüğüm zamanlarım da oldu, 'Orası senin işin değil' dediler.
 
Bu meraktan dolayı ileride yönetmenliğe geçer misiniz?
Şu anda bilmiyorum ama hayatımdan beslenerek yazdığım birtakım hikayelerim var. Yazmayı severim, özellikle şiir çok yazarım. Normalde duygularımı kolay açığa çıkaran bir tarafım yoktur. Ufak yaştan beri gizlediğim taraflarım ve kalkanım, kuyruğu hep dik tutmamı sağlıyor.
 
"Sokaktan geldim" diyorsunuz ama günümüzde gerçeklerini anlatabilen insanlara pek alışık değiliz. Herkes saraylı gibi davranıyor, yanılıyor muyum?
Herkes entelektüel gibi görünmeye çalışıyor ama insanlar aslında anlıyor. Burası hayat; rol yapmanın bir anlamı yok. Broadway'a gidip eğitim aldım diyebilirim ve aksini de kimse ispat edemez ama bunlara gerek yok. Amerika'ya gitmedim, Broadway'de eğitim almadım, konservatuvar okumak için de vaktim olmadı ama ben setlerde piştim. Eksiklerimi de setlerde birlikte çalıştığım üstadlarla kapatmaya çalışıyorum.
 
Daha önce romatik- komedi tarzında projelerde yer aldınız ama bu sefer bir polisiye olan 'Kertenkele: Yeniden Doğuş' ile izleyiciyle buluşuyorsunuz. Karakteriniz 'Komiser Murat'tan biraz bahseder misiniz?
Sert ve hayatın zorluklarını yaşamış bir karakter. Bu karakterin yapısı benimle daha çok örtüşüyor. Hırslı, yaşanmışlıkları olan ve amacına ulaşmak isteyen bir tip... 'Murat'ı sevdim ve beni heyecanlandırıyor.
 
Bir dönem 'Komiser Memoli' vardı ve fenomene dönüşmüştü. 'Komiser Murat' da öyle olur mu?
Bu işin aksiyon tarafı var ve aslında 'Komiser Murat' da efsaneleşebilecek bir karakter. Çünkü gece başka, gündüz başka bir hayat yaşıyor. Kafası çok karışık...
 
'Kertenkele: Yeniden Doğuş'un kadrosuna bu sezon dahil oldunuz. Tutmuş bir işe girmeye tereddüt etmediniz mi?
İlk başta tereddüt ettim ama "Ben bu projede yer alacağım" dedim.
 
Bugün başrolsünüz ama yarının ne olacağı belli değil. B planınız var mı?
Yarının muamma olması beni endişelendirmiyor. B planım yok, zaten hayatım boyunca planlar kurarak yaşamadım. İnsanlarının beni tanıyıp sevmesi güzel ama bir gün oyunculuk yapamasam da, sabah uyandığımda kendimi kötü hissetmem. Zaten şu an kariyerimin başındayım, yani bir Al Pacino değilim ama çok emek veriyorum.

BEN DERDİMİ SEVGİLİMLE PAYLAŞIRIM
 
Kız arkadaşınız Burcu Binici de bir oyuncu; aynı mesleği yapan iki kişinin ilişkisi nasıl olur? 
Güzel bir iletişim, tabii bazen riskli anları da var. (Gülüyor) Sonuç olarak hep aynı şeyler konuşuluyor. Ben setten geldiğimde, o setten geldiğinde; evde ister istemez iş konuşuluyor. "İş işte kalmalı; arkadaşlarınla ne yaptın, günün nasıl geçti?" dediğim zamanlar oluyor. Tabii ki güç aldığım ve derdimi açtığım kişi yine kendisidir.
 
Birlikte yer aldığınız bir projede tanışmıştınız diye hatırlıyorum... 
Yok, dizide tanışmadık. Aynı sokakta oturuyorduk, yani komşuyduk.
 
Dizilerdeki rol arkadaşınızla gerçekte de birlikte olduğunuz sanılmıştı, bu durum sizi rahatsız etti mi? 
Oynadığım dizilerin hiçbirinde, hiç kimseyle o tarz bir iletişim kurmadım. Hayatınızda biri olsa da, olmasa da böyle yakıştırmalar hep oluyor.
 
Peki, ilişkinizin magazinselleşmesinden çekinir misiniz? 
Korkmuyorum ama sevdiğim bir mevzu değil. Bir gün belki olacak ama ben mahallemde oturayım, fotoğrafımızı çekmesinler isterim. Belli başlı gittiğim yerler var. Kahvemi içer, oturup arkadaşlarımla sohbet ederim. Popüler mekanlara gidip görüneyim derdim yok.