Güvenlik İş Sendikası Malatya İl Temsilcisi Çetin Tatar, ‘Taşerona kadro müjdesi’ olarak açıklanan, ‘özel sözleşmeli personel’ statüsü hakkında açıklama yaparak, “Taşeron işçiler, sözleşme değil kadro istiyor” dedi.
Güvenlik İş Sendikası Malatya İl Temsilcisi Çetin Tatar, Türk-İş Konfederasyonuna bağlı Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası Güvenlik-İş olarak büyük çaba ve emeklerle kazandıkları kadro hakkının, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, ‘Kamuda taşeron işçilerin bir kişisi bile dışarıda kalmayacak, hepsini kadroya alıyoruz’ açıklamasıyla büyük bir coşku yaşadıklarını, ancak Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklaması ile büyük hüsrana uğradıklarını aktardı. Tatar, “Güvenlik-İş Sendikası olarak taşeron işçilerine kadro verilmesi amacıyla hazırlanacak olan yasa tasarısının Maliye Bakanlığınca yapılan açıklamalar nezdinde, gerçekleştirilmeye çalışılanın aslında ‘taşeron işçilere kadro yerine hak gaspı’ olduğu ortadadır. Maliye Bakanlığınca yapılan açıklamalarla birlikte ortaya çıkan ayrıntılar bizlere bir nevi ‘Kamuda taşeron işçisiyle dalga geçilmeye’ çalışıldığını göstermektedir. Getirilmeye çalışılan yasa tasarısı ile birlikte, geriye dönük hakların ve kıdem tazminatının yok edilmeye çalışıldığı da ortadadır. ‘Taşeron işçiler haklarından feragat edecektir’ düşüncesi bile başlı başına düşünülen yasa tasarısının ortaya çıkardığı bir hayal kırıklığıdır. Neticesinde 3 yıllık imzalanması düşünülen sözleşme ile Özel Sözleşmeli Personel statüsünde iş güvencesinden yoksun bir biçimde kamuda çalıştırılmak istenen taşeron işçiler, sözleşme değil kadro istiyor” şeklinde konuştu.
Tatar, çalışma hayatını ilgilendiren ve taşeron belası gibi önemli bir sorunu çözmeye çalışan hükümet yetkililerinin, böyle önemli bir konuyu taraflara sormadan, ortak akıla başvurmadan ben yaptım olacak anlayışıyla yapmasının yanlış olduğunu belirtti. Bu durumun Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, sivil toplum kuruluşları ve sendikalar ile ilgili yaptığı açıklamaların tam tersi olduğunu söyleyen Tatar, “Hani bizlere sorulmadan, uzlaşılmadan çalışma hayatında kararlar verilmeyecekti, bizlerin kaderi Maliye Bakanlığında bir takım bürokratların masa başında aldığı kararlara mı kalacak, ülkemizde Çalışma Bakanlığı denilen kurum ne işe yarar. Çalışma Bakanını ilgilendiren bir konu da ülkemizin çalışma hayatında geldiği nokta ortadadır. Bizler özel güvenlik görevlileriyiz, bizler zaten bir statüye sahibiz, 5188 sayılı Özel Güvenlik Görevlileri Kanunu’na tabiyiz ve 4857 sayılı iş kanununa göre işçiyiz. Dolayısıyla düzenlenecek ve çalışma hayatında kaosa neden olacak bu statüyü asla ama asla kabul etmiyoruz. Özel sözleşmeli personel statüsüne geçmek isteyen taşeron işçilerine sınav şartının getirilmesi ise tam bir muammadır, sınavı kazanamayan taşeron işçiler açıkça işsiz kalacaktır, bu nasıl güvencedir. Taşeron tasarısının bu haliyle meclis de görüşülmesi sağlıklı değildir. Taşeron işçilere kadro veriliyor aldatmacası ile birlikte düzenlemenin yasalaşması halinde yaşanılacak durumun mevcut düzenden daha kötü bir halde olacağı ortadadır. Bizler Türk-İş Konfederasyonu’na bağlı Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası olarak gerekiyorsa taşeron tasarısına karşı meydanlara inerek hakkımızı arayacağız. Bu düzenlemenin bizi mevcut halimizden daha geriye götüreceğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Taşeron işçilerin hakkı kadrolu işçi olmaktır. Hakkımız olanı alana kadar, bu zamana kadar olduğu gibi özel güvenlik işçileri ve üyelerimiz için bundan sonra da her türlü mücadeleyi vereceğiz” diye konuştu.