Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde daire müdürleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya gelen Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, "Yaşadığımız meşru hadise birbirimize olan güvenimizi sarstı. Bunu kabul etmek gerekir" dedi.
Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde daire müdürleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Vali Güvençer, Saruhanlı’da Kaymakam Erdoğan Kanyılmaz, Belediye Başkanı Hüseyin Yaralı, Emniyet Müdür Vekili Barış Bora Şenyurt, Jandarma Karakol Komutanı Jandarma Kıdemli Üsteğmen Sehat Karakuş, MASKİ Saruhanlı Koordinatörü Erdinç Karaköse, daire müdürleri ve sivil toplu örgütleri temsilcileri ile bir araya geldi.
Tanışma toplantısında konuşan Vali Güvençer, darbe girişiminin ardından kurumlardaki çalışanlar arasında belli bir güvensizliğin meydana geldiğini belirten Vali Güvençer, "El ele verildiğinde hiçbir güçlünün altından kalkılamaz derecede boyut taşıdığıdır. Karşılaştığımız sorunları çözememek veya daha iyisini yapamamak adına sınırlayacağımız bir mazeretimiz yok. Bir araya gelirsek pek çok şeyi bugünkünden çok daha iyi yapabilecek pozisyondayız. 15 Temmuz zaman maliyeti yarattı mı? Evet yarattı. Bu telafi etmek zorundayız. Yaşadığımız meşru hadise birbirimize olan güvenimizi sarstı. Bunu kabul etmek gerekir. Gelip geçici olmak zorunda özellikle kendi aramızda. Eğer bizler bir amaca yönelik olarak bir takım arkadaşlığını paylaşıyorsak öncelikle birbirimizi sevmek, sonrasında birbirimize güvenmek durumundayız. Devamlı ihtiyat devamlı şüphe olacak şey değil. Çalışma arkadaşına, silah arkadaşına sırtını dönemezsiniz. Doğru olan sevmek ve güvenmek. Akıllı insan aynı delikten iki kere ısırmaz. O anlamda cesur olmak ve ihtiyatımıza itibar etmek durumundayız. Saygımızı hepsinden önemlisi güvenimizi kaybedersek işler yürümez. Birbirimize güvenmek durumundayız" dedi.
"Çözüm odaklı çalışın"
Devlet kurumlarında çalışanlardan 15 Temmuz sürecinden bağımsız olarak sorunları çözmeye odaklanmalarını da isteyen Vali Güvençer, "Sorun çözücü olmaktan ziyade usule prosese takılabiliyor. Sonuca odaklanılmayınca da bazen bu sonuca giden bürokratik, mevzuat yollarında kaybolunabiliyor. Kamuda yürütülen işlerde üstün kamu yararı denilen bir kavram var. Kamu yararı gözetilmek zorundadır. Kamu yararını doğru yorumlamaz isek vatandaşı her türlü istek, yakınma beklentilerine üstün kamu yararı rezerviyle karşı çıkan pozisyona düşebiliyoruz. Kamu yararı herkesin kafasına göre yorumlayabileceği geniş bir kavram değil. Asıl zorluk orada genel işlemlerde kamu üstünlüğü dışında karşılaşıldığında vatandaşların taleplerinin karşılanması, sorunun çözülmesi ve işinin yürümesidir. Bu noktadan yola çıkılır, ancak üstün kamu yararı konusu bir şemsiye kavram olarak tepede tutmak ve ona göre denetlemek durumundadır. Bizler bir talep ve sorunla karşılaştığımızda o talebi karşılamak, sorunu çözmek konusuna ilk hedefimizi koyarsak mevzuat sadece atacağımız adımlar Türkiye genelinde uyumu ve eş güdümü sağlamak için bize bir yol haritasıdır. Yoksa o mevzuatın yol haritası teşkil eden hükümleri tek başımıza yapmamız gereken işler değildir. Sonuca odaklanmayıp sadece mevzuat hükümlerini yerine getirilmesine odaklandığımızda kendimizi yormuş oluruz. Sonuca da ulaşamıyoruz. Kamu idaresinin sorun çözüm odaklı çalışmasını önceliklendiriyorum" dedi.