''Dünyanın en etkin 5 ajansı'' arasına girmeyi 100. Yıl Vizyonu'nda ana hedef olarak seçen ve bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Anadolu Ajansı, 92 yıl önce bugün çıktığı haber yolculuğunu ilkelerinden taviz vermeden sürdürmenin gururunu yaşıyor. Kurtuluş mücadelesinin verildiği dönemde üstlendiği kritik görevle Cumhuriyet tarihi içinde özel bir yere sahip Anadolu Ajansı, milli mücadelenin başladığı süreçte, bağımsızlık mücadelesini tek ve güçlü bir kanaldan hem yurda hem de dünyaya duyurmayı başarmanın haklı kıvancını taşıyor. -Ajans fikrinin ortaya çıkışı- 6 Nisan 1920'de kurulan Anadolu Ajansı, halkı milli mücadele konusunda aydınlatıp, bilinçlendirirken, aynı zamanda tehdit ve tehlikelere karşı uyarmış, şanlı mücadelenin sesi olmayı başarmıştır. Mondros Mütarekesi ile beraber başlayan işgallere karşı silahlı ve fiili mücadelenin yanı sıra Anadolu'nun dört bir yanında çıkarılan yerel gazetelerle hem işgallerin haksızlığı dile getirilmiş hem de bölgelerin sesi duyurulmuştur. Anadolu Ajansı'nın kuruluşu da milli mücadelenin dönüm noktası denilebilecek zor günlerine denk düşmektedir. İşgal sonrası İstanbul'da kalınmayacağını gören bazı aydınlar da Milli Mücadele'ye katılmanın yollarını aramışlardır. Anadolu Ajansı'nın kuruluş serüveni de işte tam bu süreçte İstanbul'un işgaliyle bazı aydınların İstanbul'dan Anadolu'ya gelişleri aşamasında gerçekleşir. İstanbul'un 16 Mart 1920'de işgal edilmesinden 5 gün sonra yola çıkan Yunus Nadi (Abalıoğlu) ile Halide Edip'in (Adıvar) bulunduğu iki kafile, 31 Mart'ta Geyve'de buluşur. Akhisar İstasyonu'nda verilen mola sırasında iki aydın, Ankara'ya ''gider gitmez bir ajans teşkilatı'' kurulmasını görüşürler. Yunus Nadi ve Halide Edip, ajansın adı konuşurlarken; ''Türk'', ''Ankara'', ''Anadolu'' seçenekleri arasından ''Anadolu Ajansı''nda birleşirler. -92 yıl önce kuruluyor- Halide Edip ve Yunus Nadi'nin de içinde bulunduğu heyet, 1 Nisan'da Ankara'ya ulaşır. Yunus Nadi'nin ifadesiyle ''4 veya 5 Nisan akşamı'' Mustafa Kemal Paşa'nın karargahı Ziraat Mektebi'nde yemekten sonra Anadolu Ajansı'nın kurulmasından söz açılır. Bu konuşmanın ardından Anadolu Ajansı'nın kuruluşu geciktirilmez ve 6 Nisan'da gerçekleştirilir. Mustafa Kemal Paşa, milli mücadelenin ateşini tutuşturduğu bütün yurda gönderdiği tarihi genelgeyle Anadolu Ajansı'nın kuruluşunu duyurmakla kalmaz; girişilen mücadelenin iç ve dış kamuoyuna duyurulmasının önemine de işaret eder. -Tarihi genelge- Mustafa Kemal Paşa imzalı Anadolu Ajansı'nın kurulduğuna ilişkin genelge, günümüz Türkçesiyle şöyle: ''İslam'ın canevi olan Osmanlı Saltanatı merkezinin düşman işgaline geçmesi, bütün ülke ve ulusumuzun en büyük tehlikeyle karşılaşması sonucu olarak bütün Rumeli ve Anadolu'nun giriştiği ulusal ve kutsal savaşım sırasında, Müslüman kişilerin iç ve dış en doğru havadisle aydınlanmalarının zorunlu bir gereksinme olduğu önemle göz önüne alınmış, bunun sonucu, burada en yetkili kişilerden oluşan bir özel kurul yönetiminde, (Anadolu Ajansı) adı altında bir kurum kurulmuştur. Anadolu Ajansı'nın en hızlı araçlarla vereceği havadis ve bilgi aslında Temsilciler Kurulumuzun belgeli ve asıl kaynaklarının sonucu olacağı için bu ajans bildirimlerinin oraca ve özellikle Müdafaa-i Hukuk örgütümüzce dahi seçilecek caddelere ve toplanılacak yerlere asılması, dağıtımı, dahası bucak ve köylere dek ulaştırılması yolunda, olabildiğince çok yayınlanabilmesi için ivedili düzenlemeler yapılması, sonucundan da bilgi verilmesi önemle rica olunur.'' -İlk büro- Halide Edip, Anadolu Ajansı'nın ilk bürosu olarak da kullanılan, milli mücadelenin ilk karargahı, Ziraat Mektebi'nin, Ajans için ayrılan bölümünü şöyle tasvir etmiştir: ''Ankara'ya geldiğimin beşinci günü, büyük sofaya açılan dar ve uzun odalardan birini bana ayırdı. Burasını bir nevi büro haline sokmuştu. Buranın eşyası, büyük bir yazıhane, dosya raflar, sandalye ile beraber iki masa, bir de eski yazı makinesinden ibaretti. Ben İngilizce gazetelerin siyasete kaçan kısımlarını tercüme eder, Mustafa Kemal Paşa'nın katibi Hayati Beyin getirdiği telgraflar arasında, Anadolu Ajansı veya Hakimiyeti Milliye gazetesi için lazım olan parçaları keser, bundan başkada Mustafa Kemal Paşa'nın diğer muhaberatına ait yazıları hazırlardım.'' -İlk haber servisi- Günün zor şartları altında kurulan Anadolu Ajansı, ilk haberlerini servis etmeye 12 Nisan 1920 tarihinde başlar. İlk bülten şu şekildedir: ''Devlet Merkezimizin düşman işgali altına geçmesi üzerine Anadolu ve Rumeli'nin Müdafaa-i Hukuk azim ve kararlılığı içinde yiğitçe harekete geçtiği şu sıralarda din ve vatan kardeşlerimizin en doğru haber ve bilgiler alabilmelerini sağlamak için kurulan Anadolu Ajansı bugünden itibaren göreve başlıyor. Bugün alınan haber ve bilgilerin oralarda da mümkün olduğu kadar fazla kimse tarafından okunup bilinmesi gereğini arz ve açıklamaya yer yoktur. Bu amaçla oralarda dahi özel örgütler meydana getirerek her gün vereceğimiz bilgilerin telgrafhane kapılarında siyah levhalar üzerine yazılması ve yeterli araç olan yerlerde basılması, yayınlanması ve dağıtılması, nahiyelere ve hatta köylere kadar gönderilmesi hususlarının yerine getirilmesini hepinizin vatan ve millet sevgisinden ve yardımlarından rica ederiz. Bu başlangıçtan sonra, bugünkü son bilgiler aşağıdadır...'' İlk bültende memleketin içinde bulunduğu durum ortaya konmuş, bu çerçevede Anadolu Ajansı'nın kuruluş amacına yer verilmiştir. Bültende, Anadolu Ajansı bültenlerinin dağıtımının taşıdığı önemden bahsedilmiş, yine Ajans bültenlerinin dağıtımı için bir dağıtım ağı kurulması ve bunun düzenli şekilde işletilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. İlk bülteninde hem yurt içinden hem yurt dışından haberlerin yer alması da dikkati çekmektedir. Kuruluşu resmi bildirgelerle tüm yurda duyurulmaya çalışılan Anadolu Ajansı'nın bu tarihten sonra Anadolu'daki ulusal bağımsızlık mücadelesinin gerekçeleri, gelişme yönü ve diğer unsurları hakkında halkın en doğru iç ve dış haberlerle aydınlatılması yönünde haber vermesi amaçlanmış, bunda da başarılı olunmuştur. -Mustafa Kemal'in AA'ya gösterdiği ilgi- AA'nın kuruluşuna öncülük eden Mustafa Kemal Paşa, Anadolu Ajansı'nın yurt çapında etkinlik kazanması ve işleyişiyle de yakından ilgilenmiştir. Çeşitli merkezlere bu konuda uyarılar içeren telgraflar gönderen Mustafa Kemal, bu telgrafların birinde Anadolu Ajansı'nın haberlerinin iletilmesinde doğabilecek kusurların ''vatan suçu'' oluşturabileceğine de dikkati çekmiştir. -Yayın ilkeleri- Anadolu Ajansı, bültenleri hazırlanırken bugün olduğu gibi geçmişte de yayın ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınmıştır. Kurtuluş Savaşı süresince, milli birliği tehlikeye düşürecek kışkırtmalar ve yalanlara karşı milleti uyanık tutmak, ulusal mücadeleyi bağımsızlığa ulaştıracak karar ve hareketleri zamanında halka bildirmekle işe başlayan Anadolu Ajansı, halka doğru haber vermek yolunda çalışmalar yapmış, Büyük Millet Meclisi'nin aldığı kararları halka ileterek halk-hükümet bütünleşmesinin sağlanmasına önemli katkı vermiştir. -100. Yıl Vizyonu'nu- 92 yıldır haber maratonunu aksatmadan sürdüren Anadolu Ajansı, dünyanın sayılı ajanslarından biri olma hedefi doğrultusunda çalışmalarını aralıksız sürdürmekte. AA'nın 100. Yıl Vizyonu çalışmaları kapsamında, üniversitelerden danışmanlık hizmeti de alınarak stratejik planlar hazırlandı. ''Güvenilir, tarafsız, etik, hızlı'' habercilik anlayışıyla AA'nın organizasyon şeması, görev tanımları, logosu, kurumsal kimliği ve internet sitesi sektördeki gelişmeler ışığında yeniden düzenlendi. Ajansın 100. Yıl Vizyonu'nda ana hedef 2020 yılına kadar ''dünyanın en etkili ilk 5 ajansı'' arasına girmek olarak belirlendi. Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, ''100. Yıl Vizyonu''nu, 9 Nisan Pazartesi günü kamuoyuna açıklayacak.