Abdurrahman DİLİPAK'ın Yeni Akit'te yayınlanan yazısını yorumsuz olarak yayınlıyoruz...

Çocukluğum Maraş'ta geçti.. Babam Seyyidhanlardan.. Maraş'ta Suriye'den kaçıp gelen kardeşlerimize karşı sokağa dökülen insanlarla ilgili haberi gazetelerde görünce irkildim..

Maraşlılar feleğin çemberinden geçmiş bir halk.. Sütçü İmam, 1978 Maraş olayları, Muhsin Yazıcıoğlu suikastı derken birçok acıyı yaşamış bir şehir..

100 yıl önce bizim Suriye denilen eski Bilad-ı Şam'la aramızda bir sınır yoktu.. Bu sınırı ne biz ne de Bilad-ı Şam halkı çizdi. Bu sınırı İngilizler ve Fransızlar çizdi. Bu sınırların öte tarafındaki insanları yabancı saymak, bu İngiliz ve Fransız planına alet olmak anlamına gelir. Sütçü İmam'ın manevi mirasına ihanet etmek anlamına gelir.. Maraşlılara “Kahraman” sıfatını kazandıran iman, bu birlik ruhundan kaynaklanıyordu..

Scycos-Picot ya da Belfaur bizi bölen, parçalayan bir ihanet belgesi idi. Bu belgenin müdafasını yapmak bize düşmez..

Bugün o Suriye denilen yerden gelen insanlar bizim kardeşlerimiz.. Bölücülüğün alemi yok.. Biz aynı toprağın çocuklarıyız ve gün gelecek bu sınırlar aradan kalkacak..

Sınırın bu yanında kim neyse, öbür yanında da aynısı var..

Onlar bizim kardeşlerimiz.. Şarktaki müminin acısını garptaki duymuyorsa o bizden değildir diyen bir peygamberin ümmetiyiz biz..

Onlar Müslüman olmasalar bile mazlum bir halk olarak bize sığınmışlarsa, bizim onlara sahip çıkmamız dinimizin emri.. Zira haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır denmiştir..Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız, mazlum düşmanımız da olsa, zalim babamız da olsa..

Doğduğumuz ana baba, toprak, zamanı biz seçmedik. Derimizin rengini ve cinsiyetimizi biz seçmedik.. İnsanlar bundan dolayı üstün ve geri olamazlar..

Bugün Türkiye'de yaşadığımız güven ve refahın arkasında bana sorarsanız Somalilerin veSuriyelilerin duasının bereketi var. Bizler, eğer Allah rızası için kardeşlerimize yardım edecek olursak, Allah bu iyiliğimizin karşılığını bize 10 katı, yüz katı, hatta 700 katı ile geri verecektir.. Bugün biz bu hakikatın yaşayan tanıklarıyız..

Elbette bu insanların içinde de her türlü insan olacaktır. Dini, mezhebi, ideolojik, politik, ahlakifarklılıklar olacak. Mafyası da olacak, muhaberatçısı da. Ama bunların içindeki kötülerin sayısı bizim kendi içimizdeki kötülerden daha fazla ya da az değildir. 3 aşağı 5 yukarı aynıdır..

Tamam suçluya karşı çıkalım, ama bütün bir halka. Hele bu mazlum, bize sığınan Müslümankardeşlerimize bu misafirlere karşı topyekun bir red asla kabul edilemez..

Bu protestocular, kim bilmiyorum. Olsa olsa onlar Maraş'ın Gezicileridir.. Onlar İstanbul'da da var, Urfa'da da.. Başka yerlerde de varlar..

Asıl bu milletin inancına, tarihine, kültürüne, geleneğine, şanına uygun olmayan hal o protestocuların halidir.. Şecaat arz ederken sirkatlerini söylüyorlardır..

Gün gelecek bu kardeşlerimiz özgürce evlerine döndüklerinde, biz Suriye halkı, Filistin, Mısırhalkı ile el ele verip, tüm Arap yarımadasına, Afrika'ya, dünyanın en uzak diyarlarına gidecek. Onlar Türkiye'yi oralara taşıyacaklar.. Yeni bir medeniyetin ihyası ve inşası için el ve gönül birliği yapacağız..

Maraşlılar iyi bir iş yapmak istiyorlarsa, bu misafirlere ev tutup kadın-erkek, genç, çocuk herkesArapça öğrenmeye baksın.. Bunların çoğu Fransızca da bilir, dil öğrenmeye bakın. Bu kişilere işyerlerinizi tanıtın, yarın Suriye'de sizin bayiniz olsunlar, birlikte iş yapın, dünyaya açılın. Bu insanlar bize Allah'ın lütuf ve merhametinin bir vesilesi olacak inşallah..

Muhaberat'ın, derin yapıların, paralelcilerin, ulusalcıların oyununa gelmeyin..

Aileler çocuklarını bu konuda uyarmalı.. Bunlar kimlerse onlara karşı herkesin dikkatli olması,Maraş'ın şanına leke sürülmesine izin verilmemesi gerek..

Görüştüğüm Maraşlılar bu olayın bu şekilde basına yansımasından üzgünler..

Aslında münferit ve koca bir ilde belli birtakım siyasi çevrelerin kriz üretmek için sokağa döktüğü küçük bir grubun sebeb olduğu bir olay bu. İnşallah tekrar etmeyecek ve bu olay Maraşlıları bağlamayacak..

Maraş'ta öyle anlaşılıyor ki, gizli bir el, 15-16 yaşındaki çocukları milliyetçilik duygularını kullanarak, “Suriyeliler polis öldürmüş, bir kadın kaçırmışlar” gibi yalan yanlış birtakım haberlerle kışkırtarak sokağa çekmeye çalışıyorlar.. Ailelerin çocuklarına sahip çıkması ve bu yalan yanlış haberlere karşı da toplumun duyarlı olması gerekir..

Başka illerde de duyarlı dernek ve kişilerin bu tip yanlış işler konusunda dikkatli olmaları gerekir.. Birileri boş durmuyor. Fitne ve fesat için fırsat kolluyorlar. Yangına körükle gitmeye hazır bir sürü kişi var.. Allah'tan korkan, ahiret gününe inanan, bu milletin inanç, tarih, kültür ve geleneğine sahip insanlar bu tür oyunlara kolay kolay alet olmayacaklardır..

Asıl sorun bu sokağa dökülen çocuklar değil, onları sokağa döken perde gerisindeki karanlık yüzlerdir. Onları bulup ortaya çıkarmak ve gereğini yapmak da polisin ve yargının işi olsa gerekir.. Bu arada olay karşısında tepkisini gösteren Maraş'taki STK temsilcilerine ve vatandaşlarımıza da teşekkür ediyorum.. Maraş'ın gerçek temsilcileri bunlar.. Maraşlının alnına böyle bir leke sürmek isteyenleri Maraşlılar affetmezler..

Hayırlı Ramazanlar diliyorum. Şeytan Ramazan günü bile boş durmuyor.. Biz de daha çok çalışalım ve şeytanın çocuklarımızı çalmasına izin vermeyelim inşallah.. 

Selâm ve dua ile.