Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır cemaati çalışıp dosya biriktirmesiyle karıncaya, hükümeti kendisine çok güvenip rahat davranmasıyla ağustos böceğine benzetti. Çakır'a göre Erdoğan da kendi hatalarının ve gücünün kurbanı. Ancak Erdoğan'ı zayıflatmak cemaati de güçlendirmeyecek.

Başbakan bu durumu “çok safmışız, bizi kandırdılar” diye açıklamaya çalışıyor. Doğruluk payı olduğu muhakkak, ama esas sorunun Erdoğan'ın cemaate (ve Gülen'e) güvenip hayal kırıklığına uğramasından ziyade, kendi gücüne aşırı güvenip karşısındakinin (cemaatin) gerçek gücünü ölçememesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ki yaşanan onca sert gelişmeye ve değiştirilen üsluba rağmen Erdoğan cephesinin cemaat olgusunu hâlâ kavrayamadığına ve bu nedenle yanlış stratejiler uyguladığına inanıyorum.

ERDOĞAN HATA YAPTI

Partisinin ve hükümetin neredeyse tek hâkimi olmasının, ana akım medyanın büyük bir bölümünü kontrol etmesinin de Erdoğan'ın yanlışlarını artırdığı düşüncesindeyim. İktidarı başkalarıyla paylaşmaya pek yanaşmayan Erdoğan denetim eksikliği nedeniyle daha fazla hata yaptı ve üzerinde yükseldiği zeminin aslında çok da sağlam olmadığını anlamamız için cemaatin yaptığı 2-3 operasyon yeterli oldu. Ancak buradan hareketle cemaatin zemininin sağlam olduğunu da söyleyemeyiz. Onlar da Erdoğan'ın gücünü yanlış hesaplamışa, 25 Aralık operasyonunu engellemeyi becereceğini kestirememişe benziyorlar.

ERDOĞAN'IN DÜŞMANLARI ÇOĞALIYOR

Hemen ardından gelen telefon kayıtlarının dolaşıma sokulması Erdoğan'ı ve hükümeti epey sarstı. Başbakan'ın reddedemediği ve hepsi ayrı ayrı büyük olay olan kayıtlar söz konusu. İstifte bunlardan yüzlercesi var demek hafif kaçabilir herhalde binlerce vardır. Başbakan'ın tüm bakanlarla, hatta herkesle konuşmalarının kaydedildiğini teorik olarak varsaymamız gerekiyor. Anlaşılan bunları seçerek kullanıyorlar. Önce Kürtlerle ilgili belgeler yayınlandı. Ardından Bahçeli ve MHP aleyhine kayıtlar geldi. Şimdi Doğan Grubu, Aleviler, Koç Grubu, yarın bir başkası... Yani Başbakan'ın düşmanlarını çoğaltıcı hamleler yapıyorlar.

HEP BİRLİKTE KAYBEDİYORLAR

Sonuçta dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde başbakanlar iş takibi filan yapmaz. Öte yandan yine demokratik ülkelerde din adamları başbakanlarının telefon kayıtlarıyla bu kadar yakından ilgilenmez.

Her iki taraf birbirini bu şekilde deşifre ettikçe hep birlikte kaybediyorlar. Cemaat Başbakan'a vurdukça kendisi güçlenmiyor. Erdoğan zayıflarken kendisi de zayıflıyor, itibar kaybediyor. Örneğin bundan sonra hangi siyasetçi Fethullah Gülen'e güvenip de elini sıkar. En fazla korkudan sıkar. Böylesine garip bir durum oluştu.