Bugün pazar.. Hepimizin en kutsal vatandaşlık görevimizi yapmak için sandığa gitme günü.
Gidip oylarımızı kullanacağız ve yarın, dünden de, bugünden de güzel bir Türkiye'ye uyanacağız..
Sonuca aldırmadan söylüyorum bunu.. Çünkü her sandık öncesi olduğu gibi gerilen hava, gene her sandık sonrası olduğu gibi yumuşayacak.. İş ve dış düşmanlarla baş etmek, mutlu, müreffeh Türkiye'ye ulaşmanın yolunun Yenikapı Ruhu'ndan geçtiğini görecek ve yumuşayacağız..
"Ne olur" endişeniz olmasın, fikriniz ne olursa olsun, endişe yok!..
Türkiyem, yarın umutlu günlere uyanacak..
Böyle bir günde, size hoş ama düşünerek okunacak bir yazı sunuyorum..

***

Çarşamba gecesi Cemal Reşit Rey salonunda, Kuzey Kafkasya devletlerinden Dağıstan'ın o dünyaca ünlü Lezginka Dans gurubunu nasıl harika duygularla izledim.. 1990'dan beri ilk defa geldiler ülkemize. Yıllardır özlemle beklediğim o kültür, 27 yıl sonra tekrar geldi..
Kökümüz Kuzey Kafkasya.. O müzik, o oyunlar.. Kan çekiyor bir defa.. İkincisi..
Ankara Gençlik Günlerimde bir Elbruz Bey vardı. Kuzey Kafkasya Kültür Derneği'nin unutulmaz hocası.. Bir dans gurubu vardı, düzenlenen gecelerde Ankara sallanır, kocaspor salonunda tek boş yer kalmazdı. Elbruz Bey, Ankara Koleji Folklor ekibinin de Kafkas Dansları hocasıydı. Kız kardeşim Serpil de o guruptaydı.. Nasıl keyifle izlerdik..
Birbirinden güzel danslardan sonra finale doğru Elbruz Bey de o yaşına rağmen sahneye fırlar ve müthiş hüner ve fizik isteyen dansları, gençlere taş çıkartacak şekilde oynardı. Hele ağzında tuttuğu keskin bıçakları teker teker yerdeki kütüğe saplarken, bütün salon ayağa kalkardı..
Lezginka, bana Ankara gecelerini değil sadece, köyümü de hatırlattı. Bandırma veAnkara'dayken, köyü ayakta tutan babaannemizi kaybedene dek her yaz gittiğimizköyümü..
İlk yarının final dansı, "Köyde şenlik"ti.. Bütün köy gençlerinin, kızlı erkekli eğlendiği bir geceyi anlatıyordu koreografi.. Rengarenk kılıklı, uzun ve bellerine kadar uzanan örülmüş saçlarıyla genç kızlar.. O kızlara hava atmak için olmadık hünerler sergileyen delikanlılar.. Kaç, göç yok..
Bizim köy de öyleydi.. Mesela tarladan toplanan ve bahçeye bir dağ gibi yığılan mısırların kabukları soyulacak. Al sana "Köyde şenlik.."
Beş numara lüks lambası yakılır, bir direğe asılır, köy kızları ve delikanlıları yığının etrafına toplanır.. İlk havayı köydeki tek bizim gramofondaki taş plaklardan gelen Yesari, Münir, Safiye şarkıları verir, sonra da köy korosu girerdi işe.. Mısırlar bitince de, bir delikanlının elinde, Kafkas Akordiyonu belirir, sabahın ilk ışıklarına dek sürecek Çerkes Oyunları başlardı.. 6 yaşımdan 15 yaşıma dek yaşadım o unutulmaz yaz gecelerini..
Hele Çerkes düğünlerine gidince.. O zaman işte iyice muhteşem olurdu gece.. Unutulmaz olurdu..
Kuzey Kafkasya Dansları doyulmaz güzellik, estetik, zarafet, ama öte yanda, sertlik, mertlik, hüner, akrobasi, hatta cambazlıktır.. Öyle olduğu için de, dünyanın beş kıtasında, yapıldığı her yerde hayranlık uyandırır..
İşin, estetik ve zarafet yanı kızlardadır.. O uzun eteklerin altında adım atıldığını fark etmezsiniz.. Kızlar ekibi, sanki buzda süzülür gibidirler..
Sertlik, mertlik ve hüner ise erkeklere düşer..
Lezginka erkekleri akıl almaz, hatta fizik kurallarını zorlayan hareketler yaptılar, gene akla sığmaz bir tempoda.. Ama o hıza ve o zorluklara rağmen, müzikten kopulmadı, dansın ritmi, koreografisi bozulmadı..
Kolay değil.. 1958'de kurulmuş ekibin, o günden bu güne, Patagonya'dan Yeni Zelanda'ya dünyanın her yerinde gösteri yapması, festivallere katılması..
Gösteri sayısı binler.. Seyirci sayısı milyonlar.. Dünyanın en büyük Folklor Festivallerinden aldığı ödül sayısı 50'nin üstünde..
2014, Soçi'deki Kış Olimpiyatları'nın açılış ve kapanış törenlerinde ve arada düzenlenen Kültür Gecelerinde onlar..
2016'da Rusya Federasyonunda "En Başarılı Dans Gurubu" seçildiler.
Rusya Ulusal Birlik Günü Kutlamaları'nda Başkan Putin, Lezginka'yı özel kutladı..
"Ulusal Birlik.."
Buraya dikkat.. Rusya'yı geçin.. Sadece Lezginka'nın geldiği Dağıstan ülkesinde 33 etnik gurup yaşıyor.. Guruba adını veren Lezgi'ler bunlardan sadece biri.. 3 milyona yakın Dağıstan nüfusunun yüzde 13'ü onlar..
Ülke Kafkas Dağlarının en doğusunda.. Hazar Denizi'ne kıyısı var. Kara Komşuları, gene Kafkas ülkeleri.. Kalmuk Cumhuriyeti.. Çeçenistan.. Gürcistan.. Azerbaycan.. Kafkasya'yı kaça bölmüş, Çarlık devrinden beri Ruslar.. Bir de Dağıstan'a komşu olmayanları var..
Abhazya.. Adige.. Karaçay/ Çerkesya.. Kabardey/Balkarya.. Kuzey ve Güney Osetya.. İnhuçya.. Acaristan..
"Böl ve hükmet.." Birbirlerine düşürmek ki, aralarında itişmek ve birleşip Rusya'nın başına bela olmamak..
Hey dünya siyaseti.
Dağıstan halkının yüzde 99'u okumuş. Ülkede herkes, mecburen en az iki dil biliyor.. İçinde, kendi içlerinde de lehçelerle bölünmüş 33 etnik gurup barındıran ülkede insanların ortak anlaşma dilleri, zorunlu olarak Rusça oluyor tabii. Bir de kendi etnik dilleri var..
Kafkasya dil bakımından, Babil Kulesinden beter..
Babam "Bölgede 700'e yakın ayrı dil ve lehçe konuşulur.. 500 metre arası olan iki köyde yaşayanlar birbirlerinin dilini anlamazlar, öylesi" derdi..
Yani etnik yapıları, dilleri bu kadar farklı Kafkas uluslarının, Ermenistan da dahil, kıyafetleri, müzikleri ve danslarının bu kadar yakın olması, hatta ortak kültür oluşturması ilginç değil mi?.
Peki onlarca beyliğe bölünmüş, Rumu, Ermenisi, Yahudisi, Çingenesi.. Daha nesi nesi eklenmiş Anadolu'dan biz ortak bir "Ulusal Kültür" çıkarmadık mı?. Bir "Ulus" yaratmayı başarmadık mı?.
İçerden dışardan bizi bölmeye çok çalıştılar.. Hâlâ da çalışıyorlar ama, başaramayacaklar..
Çünkü "Biz. biziz!."
Fikirler ayrılır.. Normaldir.. Ama yüreklerimiz bir!.
Yarın güzel bir güne uyanmak için, şimdi oy sandığına!..