Türkiye'de basın özgürlüğünün ele alındığı toplantıda konuşan Gürkan Çelik, 14 Aralık'ta basına yapılan darbeyi kınadıklarını söyledi. Çelik, "Türkiye'de özgür basın susturulmaya çalışılıyor. Ama özgür basın bu şekilde susturulamaz. Özgür basın zaten susmaz. Susturuluyor ise o basın özgür basın değildir." ifadelerini kullandı.

Basının çeşitli baskılarla susması halinde de özgür halkı susmayacağını söyleyen Çelik, "Sadece basın değil, özgür akademik dünyada susturulmaz. Özgür siyasetçi de susturulamaz. Ama milletin vekili dediğimiz susan siyasetçiler var. Onlar aslında 'minnet' vekilidirler. Bir şeye minnet ettikleri için, bir beklentileri olduğu için susuyorlar." dedi.

Eğitimci Zeki Arslan ise Türkiye basınının yıllardır zaten darbeleri yaşadığına dikkat çekti. Arslan, "Zaman olur veya başka gazete olur, bu insanların haklarına sahip çıkmak gerekiyor. Bu da demokrasinin, temel hakların ve dayanışmanın temel hakların bir gereğidir." şeklinde konuştu.

Hollanda Radio1 yorumcusu Rena Netjes ise "Türkiye'de en son Zaman Gazetesi ve Samanyolu televizyonuna yönelik hükümetin baskıcı politikalarını özgür basına darbe olarak adlandırıyorum, şiddetle kınıyorum. Bunlar bence Erdoğan'ın onayı ile yapılıyor. Bu durum Türkiye'de demokrasi eksikliğinden kaynaklanıyor." dedi.

Hollandalı bağımsız gazeteci Lars Anderson, basına Türkiye'de yapılan uygulamaların özgürlüğün ötesinde insan haklarına müdahale olduğunu söyledi. Anderson " Gazeteci meslektaşlarıma hükümetin uyguladığı bu baskıcı ve katı uygulamaları tasvip etmem mümkün değil. Bana göre Türkiye'de basın mensupları çok ciddi bir baskı altında görevini yapıyorlar. Aslında hemen hemen özgür basın da kalmadı gibi. Muhalif olanların da bu son tutuklamalar ile sesleri kesiliyor." şeklinde konuştu.