HSYK Seçimlerini değerlendiren Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Tekin "Bu adamlar gitmelidir, düşmelidir, yuvarlanmalıdır, tepetaklak olmalıdır." dedi.

İşte Arslan Tekin'in o yazısı:

AKP'li Mahir, HSYK seçimlerini kastederek  Bu seçimleri bir zümre kazanırsa biz de gereğini yaparız. Bu seçimleri gayrimeşru sayarız.” diyor.

Ak Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal,  “Efendi”  ne söylerse 10 adım daha ilerisini söylemeli ki, göze girsin! 13 bin hâkim ve savcıyı yok sayıyor,  “Biz varız, bizim hâkimimiz var, bizim savcımız var!”  demek istiyor.

Basın-yayın organlarında birçok köşe yazar Mahir'in sözlerini görmemezlik etmedi, çok şükür. Hâkim ve savcılar da Mahir'in söylediklerini okuyunca vicdanlarına bile ipotek konulmak istenmesine karşı öfkelendiler mi, yoksa  “Mahir böyle dediyse, HSYK seçimi nasıl olsa gayrimeşru sayılacak; iyisi mi onların desteklediklerine hepimiz oylarımızı verelim... Memleketin selâmeti için!”  mi dediler?

Mahir'in şu absürt sözlerini bütün hâkim ve savcılar okumalıdır:

17-25 Aralık Operasyonu'nu yapanlar, bugün gözümüzün içine baka baka HSYK'da kendi kontrollerini sağlamak istiyorlar. Bir grubun ya da zümrenin yargıyı ele geçirmek için oluşturduğu bu örgütlü koordinasyon isterse bu seçimleri kazansın, bizim için gayrimeşrudur. Çünkü biz sandıktan milletin oyları ile çıkmış milletin iradesini temsil eden seçilmiş hükümetiz. Milletin iradesi dışında birtakım ayak oyunları ile pazarlıklarla hareket edenlere, milletin temsilcileri olarak hükümet izin veremez.    

HSYK seçimleri ile ilgili önümüzdeki en büyük tehlike, iradesini nereden aldığı belli olmayan ve amaçları son derece açık olan bir zümrenin HSYK'yı yeniden ele geçirmeye çalışmasıdır. Bu durumda üzerimize düşeni yaparız. Askeri darbelere karşı parlamento bugüne kadar ne yapmışsa, bugün de yargı darbesine karşı gerekeni yapacaktır.” 

Hâkim ve savcılarımızı akılları sıra  “zümre/paralel”le bağlamak istiyorlar. Ama 17-25 Aralık operasyonlarında ortaya çıkan Cumhuriyet tarihinin en büyük hırsızlığının cevabın verebilmiş değiller. Hırsızlıkların kapatılması, hırsızlık yapacaklara göz yumulması için  “Uzun Adam çok yaşa!”  diyen hâkimler ve savcıları istedikleri yere getirmek bütün tezgâhları...

Mahir'in bu sözleri karşısında yine AKP'nin adamlarına oy vermeyi düşünen varsa suça iştirak etmiş olur!

Başbakan yardımcısı yapılan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş seçilmiş kelimelerle Mahir'in söylediklerinden başkasını söylemiyor:

  “Millî iradeyi yok sayarak Türkiye'nin bu 3 temel kurumunun (yasama, yürütme, yargının) hiçbirisi yapılandırılamaz, hiçbirisi bu şekilde yoluna devam edemez. Dolayısıyla HSYK seçimleri ortaya çıkar, seçimlerin ortaya çıkmasından sonra durum tekrar gözden geçirilir.” 

AKP Hükûmeti'nin hâkim ve savcıları ne hâle getirmek istediğinin örneğini bir fotoğraf ortaya koyuyor: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ savcının makamına oturmuş. Savcı ise Bakan'ın yanında ayakta ve eli önünde bağlı...

Bu fotoğrafın te'vili yoktur ve olacak budur!

Ha Kuzey Kore ha Türkiye!

Bu adamlar gitmelidir, düşmelidir, yuvarlanmalıdır, tepetaklak olmalıdır. Öyle tepetaklak olmalılar ki, en tepeye diktikleri zat de tutunamasın ve kendisini hâkimlerin karşısında bulsun; 17 ve 25 Aralık'ın hesabını bir bir versin!

Kimi seçerseniz seçin, ister şu fikirde, ister bu fikirde olsun ama asla AKP'nin ... yalayıcısı olmasın!