Sözcü Yazarı Yılmaz Özdil "Türkiye’nin tüm aklı başında insanlarını bu mücadeleye destek olmaya çağırıyorum" başlıklı yazısında Eskişehir'e termik santral yapılmak istenmesini Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesini örnek vererek eleştirdi.

Yılmaz Özdil'in o yazısını yorumsuz olarak paylaşıyoruz:

İnanmayan, Yatağan'a baksın.
Elbistan'a baksın.
Soma'ya baksın.

*

Önce bitkiler ölür.
Sonra toprak ölür.
Kuşlar bile ölür, kuşlar.
İnsanlar ölmeye başlar.
Bebeler sakat doğar.

*

Profesör Yılmaz Büyükerşen'in Eskişehir mucizesine “termik santral” dikiyorlar!

*

Akılla bilimle kültürle sanatla, tarih şuuruyla, doğayla, hayvan sevgisiyle, yurtsever vizyonla yönetilen “rol model” şehrimiz… Örgütlü cehaletle imha edilmeye çalışılıyor.

*

Alpu Ovası'na dikiyorlar.
Tarımsal SİT alanı.
Birinci derece tarım arazisi.
Türkiye'nin en verimli bölgelerinden biri, buğday deposu.

*

Saman ithal ediyorlar, mümbit ovaya termik santral dikiyorlar.

*

Üstelik… “Verimli tarım arazilerine tarım ve hayvancılık amaçları dışında hiçbir yatırım yapılamaz” diye koruma kararnamesi var.

*

Bir milyon 250 bin ev düşünün, bunların hepsinin sobalı olduğunu düşünün, bunların yaz kış, gece gündüz demeden, 365 gün 24 saat aralıksız soba yaktığını düşünün… O kadar kömür yakacak santral!

*

Bacasından çıkan, gözle görülmeyen partiküller yüz kilometre çapında alana yayılacak. İnsanlar teneffüs edecek, hayvanlar teneffüs edecek. Bu tür hava kirliliğine Yatağan'dan bizzat şahidim, kuşlar bile ölüyor, kuşlar… Hayvancılık bitecek, meralar mahvolacak, gidin Elbistan'a, çevrenin ne hale geldiğini görün, kahırdan bakmaya dayanamazsınız.

*

Santralda hergün onbinlerce ton soğutma suyu kullanılacak. Bu değirmenin suyu nereden gelecek? Zaten kısıtlı olan yeraltı suları kuruyacak.

*

Zehirli atıksu nereye deşarj edilecek? Gondollarla gezilen, plajı bile olan pırıl pırıl Porsuk, kanserojen lağımı haline gelecek.

*

Köylüye yalan söylüyorlar.
Sanki fabrika kuruluyormuş gibi anlatıyorlar, “100 bin kişi işe alınacak, çocuklarınız işsiz kalmayacak, torunlarınız bile bu fabrikadan emekli olacak” diyorlar. “Santraldan çıkan ılık ve temiz su seralara verilecek, binlerce insan seracılıktan zengin olacak, çicek yetiştireceğiz, meyve yetiştireceğiz” diyorlar. “Santral sayesinde ılıman iklime sahip olacağız, bundan böyle don olmayacak, eksi bir'in altına düşmeyeceksiniz, herkes buraya taşınacak, cazibe merkezi olacaksınız, acayip para kazanacaksınız” diyorlar.

*

Dünyada sadece Sepetçi köyünde çıkarılan lületaşı, yok olacak… Çünkü termik santral, “beyaz altın” tabir edilen lületaşı maden yataklarının üstüne kurulacak.

*

Termik santralın kaplayacağı alan 1541 futbol sahası büyüklüğünde… Her yıl iki milyon ton kül, atık çıkacak, imha etmek mümkün olmadığı için, Alpu ovasına yığılacak. 422 futbol sahası büyüklüğünde zehirli atık dağları oluşacak. Arazide açıkta duracak, her yıl iki milyon ton daha yığılacak. Rüzgarla savrulacak, tarlalara bahçelere yayılacak, Eskişehir'in üstüne cam fanus gibi, kabus gibi çökecek.

*

Havası en temiz üç şehrimizden biri olan Eskişehir, soluk alınamaz hale gelecek, akciğer hastalıkları patlayacak, kanser patlayacak.

*

Kömürün kalorisi düştükçe, kül artıyor, bacadan atılan partikül miktarı artıyor. Beş bin kalorilik kömür “kalitesiz” kabul ediliyor, burada kullanılacak olan kömür sadece 2 bin 200 kalori… Kükürt oranı ise dört kat fazla!

*

Bölgenin muhtarlarını kafakola almak için güya bilgilendirme toplantısı yaptılar, birer çanta dolusu avanta dağıttılar, “termik santrala ses çıkarmasınlar, ahaliyi ikna etsinler” diye muhtarlara dağıtılan avantaların arasında neler vardı biliyor musunuz… Zeytinyağı, sabun, şampuan ve tüy dökücü krem vardı!

*

Siz hiç dünyanın herhangi bir ülkesinde kanser'e razı etmek için tüy dökücü krem dağıtıldığını duydunuz mu… Lütfen duyun!

*

Akılla bilimle kültürle sanatla, tarih şuuruyla, doğayla, hayvan sevgisiyle, yurtsever vizyonla yönetilen “rol model” şehrimiz… Örgütlü cehaletle imha edilmeye çalışılıyor.
Türkiye'nin tüm aklı başında insanlarını Eskişehir'in mücadelesine destek olmaya çağırıyorum.