Mersin Üniversitesi (MEÜ) bünyesinde kurulan Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi, alt yapı ve öğretim elamanı kadrosunu tamamladı. Havacılık ve uzay mühendisliği, pilotaj ve sivil hava işletmeciliği adı altında 3 bölümde eğitim verecek olan fakülte, önümüzdeki yıl ilk öğrencilerini bekliyor. Dekan Prof. Dr. Mustafa Taşkın, "Şu anda bütün alt yapımız hazır. 23 öğretim elamanını bulmuş durumdayız. Artık önümüzdeki yıl ilk öğrencilerimizi fakültemize bekliyoruz" dedi.
MEÜ, yeni bir fakültenin de kurulum çalışmalarını tamamladı. Rektör Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’nın geçen yıl dile getirdiği Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nin kurulum çalışmaları, alt yapısı ve öğretim elemanı ihtiyacı tamamlandı. Ayrıca uygulamalı mühendislik eğitimin de verileceği fakülte, önümüzdeki yıl ilk öğrencilerini almaya başlayacak. Fakülteyle ilgili açıklama yapan Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Taşkın, fakültede öncelikle dünyada akredite olmuş bölümleri seçtiklerini söyledi. Bu fakültenin bulunduğu bazı üniversitelerin belli bölümleri ayırdığını dile getiren Taşkın, "Ancak bizim yurt dışında yaptığımız araştırmalarda şunu gördük ki, yurt dışında böyle spesifik olan mühendislikler kabul görmüyor. Bu alan sadece Mersin ve Türkiye ile sınırlı olmadığı için tüm dünyada kabul gören bölümleri seçtik. 3 tane bölüm kurduk. Bu bölümler dünyada kurulması en zor olan bölümlerdir. Çünkü bu alanla ilgili yetişmiş elaman bulma şansımız çok sınırlı. Havacılık ve Uzay Mühendisliği kökenli akademisyenleri bulup bölümleri açabilmeniz gerekiyor. Yönetimlerimizin sayesinde şu anda 23 öğretim görevlisini bulmuş durumdayız" ifadelerini kullandı.
Türkiye’de 7 tane havacılık ve uzay bilimleri fakültesi bulunduğunu kaydeden Taşkın, "Ancak pek çoğunda havacılık ve uzay mühendisliği bölümü faal değil. Ülkemizde alt yapısını tamamlamış, öğretim görevlisi olan, bölümü faal hale getirmiş sadece 3 tane üniversite var. Biz bu bölümü aktif hale koyduğumuz anda hemen Türkiye’de 3. sıraya yerleşeceğiz. Buda bize ciddi katkılar sağlayacak. Sivil hava işletmeciliği bölümünü de biz Türkiye’de farklı bir konjonktürde değerlendirdik. Biz sivil hava işletmeciliği bölümünü lisans düzeyinde açtık ki bundan sonra Türkiye’de tüm sivil hava işletmeciliği yüksekokul, meslek yüksekokulu ve yada fakültelerin öğretim elemanı ihtiyacını karşılamak amacıyla bunu yaptık" şeklinde konuştu.

"Pilotaj bölümünde Türkiye’de olan bir sorunu biz ortadan kaldırdık"
Bazı bölümlerle ilgili Türkiye’de var olan bir sıkıntıyı da önceden tespit edip, çözüm bulduklarını vurgulayan Taşkın, "Pilotaj bölümü diye bir bölüm açtık. Pilotaj bölümü sivil veya askeri pilotların yetiştiği bir bölüm. Pilotaj bölümüne girerken öğrenciler sınavda elde ettiği başarının yanı sıra bir takım fiziki yeterlilikleri de sağlamaları gerekiyor. Bu başlangıçta tespit ediliyor. Ancak öğrencilerin pilot olup, olamayacağı ile ilgili kararlar öğrenciler lisans seviyesine geldiği 3. sınıfta veriliyor. 3. sınıfa gelene kadar öğrenciler teknik dersleri görüyorlar, bundan sonra belli oluyor. Belki ilk 2 senede derslerinde hep birinci olan öğrenciye 3. sınıfta diyorsunuz ki ’ben sizi pilot yapamıyorum’. Örneğin sizin gözünüz bozulmuş, yüksek basınca dayanıklı değilsiniz diye 3 yıl okuttuğunuz bir öğrenciye bunu söylüyorsunuz. Şu anda diğer okullar bu problemlerle uğraşıyor. Şu anda mevcut üniversitelerde her şey aceleyle kurulduğu için bunu planlamamışlar. Öğrenciler 3. sınıfa geliyor, sen pilot olamazsın. Peki ne olacak öğrenciler. Sıfırdan mı başlayacak. Biz o yüzden planlamamızı yaparken havacılık ve uzay mühendisliği ile pilotaj bölümünü birlikte götüreceğiz. Eğer bir öğrenci ara sınıflara geldiğinde pilot olamayacak konuma gelirse yatay geçişle havacılık ve uzay mühendisliğinden dersler alarak bu bölümden mezun olabilecek. Buda bu öğrencilerin travma geçirmesini önleyecek" diye konuştu
Sivil hava işletmeciliği bölümünün Türkiye’de en fazla tercih edilen bölümlerden biri olduğuna dikkat çeken Taşkın, "Çünkü bizim İstanbul’daki 3. hava limanımızın da açılmasıyla birlikte önümüzdeki 5 yıllık süreçte 10 bin tane sivil hava işletmecisine ihtiyaç duyulmaktadır. Buda az bir rakam değildir. Sivil hava işletmeciliği mezunları hava limanlarındaki tüm birimlerde kullanılacak insanlardır. Bir hava limanını işletecek kişiler bunlardır. Bu alanda bizim ülkemizin ciddi anlamda insan gücüne ihtiyacı var. Bunu da bu şekilde açacağız" dedi.

"Uygulamalı mühendislik kavramını getiriyoruz"
Fakülte olarak diğerlerine göre farklı bir çalışma da yapacaklarının altını çizen Taşkın, "Biz bir kere uygulamalı mühendislik kavramını getiriyoruz. Bu 3 bölümde okuyacak öğrencilerimizin tamamı bir yıl yabancı dil hazırlığı görecekler. Akabinde 3 yıl üniversite de mühendislik eğitim görecekler. Son yıl okula hiç gelmeyecekler. Son yıl şu anda yaptığımız ön görüşmeler neticesinde Türk Hava Yollarının atölyelerinde işçi, teknisyen gibi çalışacaklar. Bir yıllık iş yeri eğitimini bire bir yapacakları alanda olacaklar. Bizim Türkiye’deki mühendislik fakültelerinden farkımız bu olacak. Mevcut mühendisliklerde 4 yıl öğrenci okulda ders görüyordu sonra fabrikalara, sanayiye gittiği zaman sudan çıkmış balık gibi her şeyden korkuyordu. Sonra bu işi yapmıyordu. Biz bu sıkıntıyı uygulamalı eğitimle ortadan kaldıracağız. Bu yolla öğrenciler hem iyi yetişecek hemde sektörün ihtiyaç duyduğu elamanlar sektörün ihtiyacına yönelik yetişmiş olacak. Ayrıca havacılıkla ilgili uygulama atölye ve laboratuvarları kurmak çok pahalı bir yatırım. Bunu biz kuramayız. O yüzden bizde böyle yola gittik. Zaten dünyanın bir çok yerinde artık uygulamalı mühendislik kavramı yerleşiyor" şeklinde konuştu.