Ombudsman, çok az kişinin bildiği bir kavram ve kelimedir. Bu nedenle, önce ombudsman nedir, ne değildir, kısaca bir izah edelim. Ardından maya tutar mı tutmaz mı, bu hususta kısa bir analiz gerçekleştirelim.

Ombudsman ismi, bu kurumun ilk defa (18. Yüzyılın başlarından itibaren) uygulandığı yer olan İsveç’ten gelmektedir. Bu Kurumun kaynağının Osmanlı Devleti olduğu da güçlü bir ihtimaldir. Çünkü, İsveç Kralı Demirbaş Şarl, 1709 yılında Ruslara yenilerek Osmanlı Devleti’ne sığınmış ve yaklaşık beş yıl, Osmanlı topraklarında sürgün yaşamak zorunda kalmıştır. İsveç Kralı bu sürgün hayatında Osmanlı Devletinin önemli kurumu Divan-ı Hümayun’un çalışmasını yakından inceleme fırsatı bulmuştur.
Ombudsman, vatandaşları kamu kurumları karşısında korumak ve karşılaştıkları haksızlıkları  adli ve idari mekanizmalarla çözemedikleri durumlarda, onlara yardımcı olmak maksadıyla geliştirilmiş bir kurumdur. Bu kurumun kararları bağlayıcı olmasa da tavsiye kararları olarak da tesirli kararlardır. Ombudsman kararları birçok Ülkede kamuoyunda ses getiren ve kurumların ciddiye aldıkları kararlardır. Dünyanın birçok Ülkesinde mevcut olan Ombudsman Kurumu Ülkemizde de 2012 yılında Kamu Denetçiliği Kurumu adıyla oluşturulmuştur. Bu Kurum eğer etkin bir şekilde uygulanırsa ve aldığı kararlar kurum ve kuruluşlar tarafından ciddiye alınırsa, kamu yönetiminde verim, etkinlik ve başarı sağlayabilir. Kurum ile yakından ilgilenen bir Yazar olarak, 2 yıllık gözlemime dayanarak söylüyorum. Ombudsman Kurumu şu an itibariyle maalesef etkili bir Kurum olarak öne çıkamamaktadır. Kuruma kamuoyunda yoğun ilgi ve desteğin mevcut olmadığını müşahede ediyoruz.
İşte bu müşahededen dolayı Ombudsman maya tutar mı diye soruyoruz. Esasında soru sormak da değil bu. Bizimkisi sadece bir ilgi ve meraktır.
Ülkemizde daha Ombudsmanın adı duyulmadan 1996 yılında bu hususta makale yazmış bir kişiyim. Yeni Dergi adlı Dergide bu yazım yayınlanmıştır. Ardından bir günlük gazetede de Ombudsman üzerine yazılarım çıkmıştır.
O yazılarımda, Hindistan’da, Finlandiya’da, Yeni Zelanda’da, İngiltere’de, Fransa’da, ABD’de var. Bizde ne zaman kurulacak diye sormuştum. Ombudsman, bu Ülkelerde var. Ancak görüntüde değil, gölgede değil. O yazılarımda, Ombudsman’ın kararları tavsiye niteliğinde olsa da, yargı kararları gibi bağlayıcı özelliği olmasa da, ciddiye alınmakta ve kimse Ombudsman’dan eleştiri almak ve ikaz edilmeyi göze alamamakta demiştim. Ombudsmanın vatandaşla idare arasında bir uzlaştırıcı, ara bulucu, çözüm sağlayıcı ve kurumları gözetleyici bir yapısından le bu Kurumun Ülkemizde de gerekli olduğuna değinmiştim.
Gelelim Ülkemizdeki duruma.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Ombudsman olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu daha çok yeni. Bu Kurumun maya tutup tutmayacağını anlamak için, bu geçen 3 yıl yeterli olmayabilir. Tabi, bunun yanında “görünen köy kılavuz istemez. Bu üç yılda ne yaptı ki, bu üç yılda nasıl ses getirdi ki, bundan sonra nasıl ses getirsin”, diyenler olabilir. Yani, “Ombudsman maya tutmadığı gibi, gelecekte de maya tutmaz” diyenler olabilir.
Maya tutmak derken de şunu kastediyoruz. Bu Kurum ağır oturaklı ve güçlü bir kimliğe kavuşabilir mi? Hernekadar bir Anayasa Mahkemesi, bir Sayıştay, bir Danıştay, bir Yargıtay gibi ağırlığı olmasa da, şöyle bir farkı olan bir Kurum haline gelebilir mi? Merakımız budur.
Ben Ombudsman’ın mevcut mevzuatı ve yapısı ile aradan bin yıl geçse de, ağırlıklı bir yere ve kamuoyunda güçlü bir yere sahip olamayacağını düşünüyorum. Çünkü bu yapı kendisine ayak bağıdır.
Yazımın hacmini uzatmamak için kısaca şöyle birkaç öneri getirerek Ombudsmanın nasıl maya tutacağını izah edeyim.
1-Öncelikle Kurumun adı değişmelidir. İsmi Ombudsman olmalıdır. İnsan, bu isme bakarak bile bir ağırlık ve güç izlenimi edinebilir.
2-Ombudsman TBMM’ne bağlı olmaktan çıkarılmalıdır. Hiçbir yere bağlı olmadan, aynı Mahkemelerin Millet Adına karar verdiği gibi, karar vermelidir.
3-Baş Ombudsmanı ve diğer Üyelerini TBMM seçmemelidir. Baş Ombudsman ve Üyeler Kamu Kurumları, STK’lar, Odalar, Sendikalar ve benzeri mekanizmaların katılımı ile doğrudan seçilmelidir.
4- Ombudsmanın çalışma biçimi klasik Devlet Dairesi tarzında olmamalıdır. Bir konuyu iki-üç uzmanın incelediği ve rapor yazıp raporunun da bir üst yazıyla kurumlara gönderildiği bir metod yerine, aynı mahkemelerde olduğu gibi, uzmanın hazırladığı rapor üyeler tarafından oylanmalı ve en sonunda uygulanmalıdır.
5-Ombudsman kamu kurumları üzerinde gözetleyici ve takipçi olmalıdır. Hangi konularda takipçi ve gözetleyici olmalıdır? Başta haksız atamalar, haksız işe almalar, haksız ihaleler ve ne kadar haksızlıklar varsa, Ombudsman bunların karşısında yer almalı ve dimdik durmalıdır. Bütün bu olumsuzlukları her yıl yayınladığı raporlarla ifşa etmelidir.
6- Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu kapatılarak Ombudsman içerisine alınmalıdır. Aynı şekilde insan Hakları İhlalerini Araştıran ve Soruşturan ilgili Kurumlar da Ombudsman çatısı altında toplanmalıdır.
Bu altı husus sağlanmadan Ombudsman maya tutmaz ve basit bir Devlet Dairesi olarak kamuoyunun bilmediği ve başvurmadığı bir merci olarak sönük bir şekilde kalır.
Dilerim Ülkemizdeki Ombudsman da diğer Ülkelerdeki gibi bir etkin ve ağırlıklı bir yere sahip olur.