Çocuk olduk, kilim üstünde
Bir sıcacık odada
Çıtırdayan ocak başında
Masallar dinledik
Yumak yumak
Ninemin kirmanında, büyüyen dünya gibi
Birer kahraman olurduk
Anlatılan masallarda…
Yazlar yaşanırdı  cırcır böceğinin senfonisinde
Yeni doğmuş, bir bebek sesi duyulur
Rüzgarın esintisinde
Dalga, dalga dolaşır  bu ses evleri
Genç anneler hazır büyütmeye
Daha nice bebekleri…


Konu çocuklarımız olunca, şiirimizden birkaç mısra dökülüverdi kalemimizin ucuna…Yıllar önce dinlediğim kişisel gelişim uzmanı Dr.Ala Elcircevi verdiği konferansta şunları söylüyordu; ”Sabahleyin işime giderken hergün çocuklarımın yanaklarına öpücükler kondurmadan asla evimden dışarı adım atmam,bunu her sabah yaparım.Çocuklarımızı geleceğe  sevgiyle ve şefkâtle hazırlamamız lazım” diyordu ünlü uzman. Günümüz dünyasında hızla gelişen teknoloji,  çocuklarımızı masa başında internet vs gibi diğer iletişim araçlarıyla teslim almıştır.Yani onlar dedelerinden, ninelerinden masal dinleyerek büyümüyorlar.Anne ve babalardan kopmuş aile ortamının ne demek olduğunun farkında değiller. Oysa çocuklar önce aileden, sonra çevreden kaparlar hayata dair sosyal değerleri.Ailede başlayan yalnızlıklar , sosyal dünyadan hiçbir şey öğrenmeden çocuklar robot misali büyüyorlar.Çok eski yıllarda bir mahallede komşunun çocuğu, komşuyu ilgilendirirdi,oysa bugün apartmanda oturan komşumuzun çocuğunu bile tanımıyoruz. Son günlerde belediyelerin çocuklara ait etkinlikler yapması doğrusu bizleri sevindiriyor. Bu belediyelerden  birisi olan Onikişubat Belediyesinin duvarlardaki dev panosu ilgimi çekti; ”Haydi Çocuklar Havuza” Belediyelerin bu işe gönül koyması çocuklarımız adına, geleceğimiz adına sevindirici olsa gerek. Buralarda çocuklar sadece yüzmeyi öğrenmiyorlar, kaynaşmayı ve sosyalleşmeyide öğreniyorlar, bu yüzden bu kurumlara vefa borcumuzu unutmayalım. Çünkü çocuklarımıza güzel bir dünya emanet etmek zorundayız. Hoşça kalın!

- - - -