Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Fatsa Şube Başkanı Avukat Nur Hilal Gündüz, “Alman Parlamentosu, uluslararası yargı kararlarıyla hukuksal ve bilimsel olarak sonlandırılmış olmasına karşın, sözde ‘Ermeni soykırımı’ yalanıyla ilgili ezberini tekrarlamaktan kaçınmamıştır” dedi.
Dernek binasında gerçekleşen basın toplantısına ADD Şube Başkanı Avukat Nur Hilal Gündüz ve dernek yönetim kurulu üyeleri katıldı. “Alman Parlamentosu aldığı kararla, hukuki gerçeklerin ötesinde tarihi gerçekleri de çarpıtmıştır” diyerek sözlerine başlayan Nur Hilal Gündüz “Sözde ’Ermeni soykırımı’ iddialarını geçmişe ait bir hesaplaşma olmaktan çıkartmış ve güncel politikaya dönüştürmüştür. Bu yaklaşım kararın üslubunu da etkilemiştir. Alman Parlamentosu’nun aldığı karar Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı, bunun planlı ve organize olarak gerçekleştirildiği, milyonu aşkın Ermeni’nin göç ve imha yoluyla yok edildiği öne sürülmektedir. Bu olayın Almanya’da okullarda ders olarak okutulması ve Türkiye’nin de tarihsel gerçek denilen ‘Ermeni soykırımını’ tanıması istenmektedir. Alman Parlamentosu Nazi atalarının soykırım sicilinin ağırlığı altında eziliyor olabilir. Ancak, Yahudi soykırımı suçlarına öncül ya da ortak ararken kullandıkları çarpıtmalar ve kullandıkları üslup, öncelikle soykırım suçunun hukuki çerçevesine terstir. Kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı ve Avrupa Adalet Divanı kararlarını görmezden gelirken, Alman Parlamentosu kendisini yargı yerine koyarak demokrasinin temel dayanağı olan kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe saymıştır. Ötesinde, soykırımın ancak gerçek kişilerce işlenebilecek bir suç olmasına karşın doğrudan Türk ulusu, Türkiye halkı suçlanmıştır. Böylesi bir suçlama, BM Soykırım Sözleşmesi’ne aykırı bir çifte standart olmasının yanında, kendisi olarak da suçtur. Kararda, Türkiye ve Türk halkına karşı yöneltilen Ermeni soykırımı suçlamaları, bir tür nefret söylemi-hatespeech suçuna dönüşmüş durumdadır. Belli bir gruba karşı düşmanlık duygularını tetikleyen önyargılı ve ayrımcı bir dil kullanılması biçiminde tanımlayabileceğimiz nefret söylemi, ağır bir insanlık suçudur. En az soykırım suçu kadar yaralayıcı ve toplumlar arasındaki diyalogu baştan koparabilecek bir girişimdir. Alman Parlamentosu’nun Ermeni soykırımını tanıma kararı hukuki ve tarihi çarpıtmaları yanında bu üslubuyla da, Türkiye’ye karşı ırkçı nefret söylemini meşrulaştırmayı amaçlayan tehlikeli bir oyuna dönüşmüştür. Alman Parlamentosu, Almanya’da giderek güçlenen yabancı düşmanlığı (xenophobia) tarafı olmuştur” ifadelerini kullandı.