Osmaniye demek Kahramanmaraş demek, Kahramanmaraş demek Osmaniye demektir. Kültürü, coğrafyası, değerleri ve insanı hep aynı hamurdan, aynı kökten gelmektedir. Her ikisi de ayrı iki İl olsa da, komşuluk ve yakınlık var. Nurdağı’nın iki yakasında, iki güzel Şehir, Kahramanmaraş ve Osmaniye.
Evet, Osmaniye ve Kahramanmaraş Ülkemizin güzel ve bereketli topraklarının sanki merkezindedir. Adana’dan istikametle Doğu’ya doğru seyir alan ve yemyeşil ovalardan, mümbit topraklardan geçen bir yolcu, Osmaniye’den sonra bir sıra dağları geçer. O sıradağların bittiği yer Nurdağı’dır. Nurdağı’ndan sonra yine başlar yemyeşil ovalar ve mümbit topraklar. Oradan itibaren Kahramanmaraş şehrinin havası, iklimi ve kültürü sizi karşılar. Kahramanmaraş ve Osmaniye arasında Nurdağı bir köprüdür. Nurdağı bir zirvedir. İsmi gibi ışık saçar, ismi gibi parlaklık yayar Nurdağı. Maşallah.
Yazımın bu noktasında bir Kahramanmaraşlı olarak, benim hemşehrilik anlayışım bir İlin resmi coğrafi sınırlarından daha geniş olduğunu özellikle belirteyim. Öyle olduğu için, kendimi Osmaniyelilerle ve civardaki bazı İl ve İlçelerle hemşehri ve aynı toprağın insanı olarak hissediyorum. Gaziantep Araban, İslahiye, Nurdağı, Hatay Hassa, Dörtyol, Erzin, Osmaniye Kadirli, Bahçe, Düziçi, Adıyaman Gölbaşı, Besni, Malatya Darende, Doğanşehir, Kayseri Sarız, Pınarbaşı, Sivas Gürün, Adana Ceyhan, Kilis, ve ismini sayamadığım diğer yakın il ve ilçeler bir Kahramanmaraşlı olarak benim hemşehrimdir.
Yazımın başında belirttiğim “Osmaniye demek Kahramanmaraş demek, Kahramanmaraş demek Osmaniye demektir” şeklindeki bu temsil ve bu teşbih Osmaniye için değil, diğer vilayetlerimiz için de geçerlidir. Kahramanmaraş demek Trabzon demektir, Trabzon demek Kahramanmaraş demektir. Kahramanmaraş demek Mardin demektir, Mardin demek Kahramanmaraş demektir. Kendisi aslen Tokatlı olan Bayrak Şairimiz Kahramanmaraş hakkında ne diyordu. Bir dinleyelim:
“Maraş Türkiye’nin kalem kaşıdır.
Maraş Türkiye’nin köşe taşıdır.
Maraş tarihleri inşa ettiren,
Koca Sinanların ustabaşıdır.” (Arif Nihat Asya)
Evet, bu şiirden sonra sözün tam sırasıdır: “Türkiye demek Kahramanmaraş demek, Kahramanmaraş demek Türkiye demektir.”
Belki bir başka yazımda Türkiye ve Kahramanmaraş arasında kurduğum bu ilgi üzerine bir analiz ve değerlendirmelerde bulunurum. Bu yazıda asıl konumuz “Osmaniye ve Kahramanmaraş” olduğu için tekrar konumuza dönelim.
Evet, bu satırları Osmaniye’den yazıyorum. Osmaniye’de Kahramanmaraşlı bir şair yazar olarak yazıyorum. Osmaniye’de Kahramanmaraşlıların ağırlığını ve etkisini bilirdim de bu kadar bilmezdim. Birkaç gündür Osmaniye’deyim bu ağırlığı ve etkiyi daha yakın hissettim. Bizim yemeklerimiz, yiyeceklerimiz ve kültürümüz Osmaniye’de hakim bir şekilde hissediliyor. Tarhanamız, kelle paçamız, çörek ve böreğimiz Osmaniye’de de lokanta ve pastanelerde mevcut. Şehrin nüfus yapısında Kahramanmaraşlıların neredeyse %50 bir ağırlığa sahip. “Osmaniye demek Kahramanmaraş demek” derken işte bu hususları da kastediyorum.
Osmaniye'de bu gözlemlerimle birlikte Kahramanmaraşlıların birlik ve beraberliğine, yardımlaşma ve dayanışmasına da şahit oldum. Başkanlığını Osmaniye Defterdar Yardımcısı Cengiz Biber'in üstlendiği Kahramanmaraşlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği 2015 yılında kurulmuş ve çok etkin, çok başarılı çalışmalara hemen imza atmış. Dernek binasını ben de Osmaniye’de kaldığım üç gün içinde iki kez ziyaret ettim. Bu ziyaretlerimde ve Dernek Yetkilileri ve Üyeleri Cengiz Biber, Nami Çetingök, Yahya Gürsoy, Mehmet Akçul ve Serdar Bayrakçı ile görüşmelerimizde iftihar ettim. Sağolsunlar. Birlik ve beraberlik içinde, dayanışma ve yardımlaşma içinde çalışıyorlardı. Dernek çok yeni kurulmuş olmasına rağmen çok etkin ve çok başarılı etkinlikler gerçekleştirmişler. Dernek olarak hemşehrilerimiz tarihi özelliği olan yerlere (Karatepe Aslantaş Müzesi ve ören yeri gibi yerlere) gezi düzenlemişler.  Bunun benzeri gezi ve seyahatler gerçekleştirmişler. Dernek binası günün her vaktinde canlı ve hemşehrilerimizle dopdolu. Dernek binasında şiirler okunuyor, bağlama eşliğinde müzik geceleri tertip ediliyor. Bizim bir ziyaretimize de denk geldi ve Kenan isimli bir Öğretmen Hemşehrimizin bağlaması eşliğinde türkülerimizle coştuk ve eğlendik. Sağolsunlar. Bir de yine milli ve manevi değerlerimiz açısından önemli gördüğüm bir gözlemim oldu. Dernek binasında Çarşamba günleri hep birlikte Diriliş Ertuğrul Dizisi izleniyor. Ayrıca yine çeşitli günlerde Dernek binasında Hocalarımız gençlerimizle sohbetler ediyor. İnşallah bu güzel ve faydalı etkinlikler artarak devam eder. Bu tür etkinlikler günümüzde bireyselleşmenin arttığı ve toplumun neredeyse kendi kabuğuna çekildiği bir dönemde daha da anlamlı ve daha da önemlidir.
Yazımın sonunda Osmaniye’deki tüm hemşehrilerime selam ve saygılarımı sunuyor, çalışmalarında başarılar, hayatlarında sağlık ve esenlikler diliyorum.