CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, CHP Parti Meclisi Üyesi Fevzi Gümüş, Alevi Bektaşi Federasyonları Genel Başkanı Baki Düzgün, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir, Galip Kaplan Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez ile birlikte Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

12 Eylül'e iki gün kala 35 yıl öncesine dönmüş gibi olduklarını dile getiren Ağbaba, ülkenin yaşanmaz hale geldiğini savundu. Sokağa çıkma yasakları, olağanüstü hal ilanlarının yoğun biçimde uygulandığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı, "Halkın can ve mal güvenliği sağlanamıyor. Doğu'da PKK, Batı'da Osmanlı Ocakları denilen AKP yandaşları tarafından otobüsler durdurulmakta, sivil insanlara saldırılmaktadır. Doğu kökenli vatandaşlara ait işyerleri yakılmakta, siyasi parti birimleri saldırıya uğramaktadır. Sırf rengi esmer diye birçok insanımız korku içinde sokağa çıkamamaktadır. Bu durumlar karşısında devlet yok hükmünde, güvenlik güçleri seyirce kalmaktadır. Acilen bu saldırılan önlenmelidir. Maalesef birçok saldırı polisin gözetiminde ve ön açmasıyla yapılmaktadır." diye konuştu.

Çözüm sürecine ilişkin sürecin adresinin Meclis olduğunu anlatan Ağbaba, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 19 maddelik çözüm önerisinin hükümet tarafından ciddiye alınmadığını söyledi. "Kürt sorunu Türkiye'nin önündeki çözülmesi gereken en önemli sorundur." diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sorun tek başına AKP ve PKK'ya bırakılmayacak kadar önemli bir sorundur. Gelinen noktada 400 milletvekili verilmediği için 'saray sakini' Türkiye'deki demokratik bütün kuruluşlara saldırmaktadır. Kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi manşet atmayan basın kurumlarına Hürriyet Gazetesi aracılığı ile ayar vermeye çalışmaktadır. Bir tarafta 10'ar 10'ar asker ve polis şehit edilmekte, kan akmaya devam etmektedir Herkesin sorumluluk alarak bu kanın durması için çaba göstermesi gerekmektedir. Kan akmaması, tekrar barışın kurulması için herkesi göreve çağırıyoruz."

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün ise ülkede barışın gelmesini, annelerin ağlamamasını istediklerinin altını çizdi. Kürtlerin ve Alevilerin yaşadığı mahallelere polis gözetiminde 8 gündür operasyonlar yapıldığını dile getiren Düzgün, "Biz Alevi kurumları olarak bu gidişattan kaygılıyız. Bu gidişatın durdurulması gerekiyor. Bu süreçte 'sarayda oturan zat' bu gidişattan nemalanıyor, kendi iktidarını korumak adına ülkeyi felakete sürüklüyor. Cizre'de bir abluka var. Bu ülkeye barış gelmeli, insanlar kardeşçe yaşayabilirler. Bu gelişmeleri biz 12 Eylül'den biliyoruz, bu tamamen bir darbe hazırlığıdır. Biz bu ülkede barışın gelmesini istiyoruz, bunun için çalışacağız. Cizre girişinde bakanlar ve milletvekilleri bekletiliyor. Artık insanları öldürmekten vazgeçilmeli. Alevi olarak bizim mahallelerimize saldırılar yapılıyor, Alevi toplumu bu savaşın içine çekilmeye çalışıyor. Bizde bu kavganın içine girmemek için de elimizden geleni yapıyoruz. Toplumu yönetenlerin bu konuda sorumluluk sahibi olması gerekiyor." şeklinde konuştu.