ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "65. hükümete reform ve atılım hükümeti demek doğru olur." dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan 65. Hükümet’in ilk Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu.

65. Hükümetin ilk Bakanlar Kurulu'nu yaptıklarını ifade eden Kurtulmuş, "Hükümete başarılar diliyoruz. 65. Hükümet inşallah çok güzel çalışmalara imza atacak, halkın kendisinden beklediği adımları atacak. 64. Hükümet'in ismi reform hükümetiydi. Bu hükümete bir isim koymak gerekirse, herhalde reform ve atılım hükümeti demek daha doğru olur. Bundan sonra atılacak büyük adımların hesapları da gayet iyi bir şekilde planlanarak bu çalışmalar sürdürülecek. İnşallah önümüzdeki cuma günü Meclis'te yapılacak görüşmelerin ardından pazar günü güvenoyu alarak ümit ediyoruz ki 65. Hükümet resmen de kuruluş aşamasını tamamlamış olur." ifadelerini kullandı.

Dokunulmazlıkların kaldırılması
Kurtulmuş, açıklamasının ardından bir gazetecinin, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliğinin Meclis'te kabul edildiğini anımsatmasının ardından "HDP ve CHP’den bazı milletvekillerinin, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapacaklarına ilişkin bazı açıklamaları oldu, bireysel başvuru yapacakları belirtildi, nasıl değerlendirirsiniz?" şeklindeki sorusu üzerine, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda kamuoyunun fevkalade, ciddi bir beklentisinin olduğunu anımsattı.

Kamuoyu beklentisinin de çok doğal olarak parlamentoya yansıdığını ve parlamentoda 374 milletvekilinin oyu ile dokunulmazlıkların tamamı, mevcut dosyaların tamamının kaldırıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Dolayısıyla TBMM, yasama faaliyeti bakımından üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiştir. Bir kere daha bu sorumlulukta pay sahibi olan bütün milletvekillerini tebrik ediyorum." diye konuştu.

Bundan sonra herhangi bir kimse, herhangi bir milletvekilinin bireysel başvuru hakkını kullanmasının da yasal hakkı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının önünü açan da AK Parti hükümetleridir. İsteyen, Anayasa Mahkemesine müracaat eder, Anayasa Mahkemesi de her bir dosyayla ilgili, bireysel başvurularla ilgili herhangi bir şekilde karar verebilir. Ancak dokunulmazlık dosyalarıyla ilgili, mahiyetiyle ilgili verilecek karar, bu dosyaların açılacağı mahkemeleri ilgilendiren bir husustur. Bunun da altını çizmek isterim. Böylece TBMM, başından itibaren söylediğimiz siyasi sorumluluğu kendi üstüne almadan, milletin beklentilerini karşılamış, bu dosyalardaki dokunulmazlıkları kaldırarak, ilgili dosyalar bundan sonraki süreçte ilgili mahkemelere gidecek, o mahkemeler karar verecek. Kimisi için lehe, kimisi için aleyhe verecek. Mahkemenin ne karar vereceğini bilmiyoruz. Ama Anayasa Mahkemesinin, bu bireysel talepleri değerlendirmesi başka bir konudur. Hatta değerlendirmeye uygun olup olmadığı kararı da Anayasa Mahkemesinin kendisinin alacağı bir karardır. Ama dosyanın münderecatıyla ilgili karar vermek yetkisi Anayasa Mahkemesinde değildir. O tamamıyla dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra mahkemelerin kendi yargılamaları sonucu alacakları kararlardır."

"Lafı eğip bükmeden konuşuyoruz"
Başbakan Binali Yıldırım’ın, yeni anayasa konusunda muhalefet partilerine, "Gelin bu anayasayı birlikte yapalım" diye çağrıda bulunduğu anımsatılarak, "Muhalefet ile bundan sonraki süreçte görüşme olur mu, böyle bir şey konuşuldu mu?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Biz anayasa meselesinde lafı eğip bükmeden konuşuyoruz. Türkiye'nin yeni anayasa talebi sadece AK Parti'yi, sadece hükümeti ilgilendiren bir konu değildir. Türkiye’nin yeni anayasa talebi, Türkiye’de 79 milyon vatandaşımızı ilgilendiren taleptir. Türkiye’nin, reformcu, sivil, demokrat, katılımcı Türkiye’nin önünü açan, bütün askeri darbelerin ve vesayetlerin gölgesinden kurtulmuş yeni bir Anayasa yapma mecburiyeti vardır. Bu talep ertelenemez, bu talep yok sayılamaz. Dolayısıyla biz başından itibaren diyoruz ki, bütün diğer siyasi partilerle bu anayasa çerçevesinde yeni anayasa ihtiyacı çerçevesinde kendi görüşlerini getirsinler, masanın üstüne koysunlar, tartışalım, 'Türkiye daha iyi nasıl yönetilir' diye. Türkiye hem yönetim sistemi bakımından hem denge mekanizmalarının kuruluşu bakımından hem Türkiye'de diğer alanlardaki hukuk reformları, kamu reformları, bütün bu reformlar alanında anayasa perspektifimizi bunu hepimiz ortaya koyalım. Bundan hiç kimse kaçamaz."

Yeni anayasada hükümet sistemiyle ilgili her partinin farklı bir formül önerebileceğini dile getiren Kurtulmuş, "Ama kategorik olarak yapılan bu tekliflere kulakları tıkayarak, bunların üzerinden 'Herhangi bir şekilde biz görüşmeyiz, herhangi bir şekilde bunları gündeme getirmeyiz' demek, kabul edilebilir bir şey değildir." ifadesini kullandı.

'Fehriye Erdal’ın Türkiye’de yargılanması en doğal durumdur'
Bir gazetecinin, "Belçika yargısı, işadamı Özdemir Sabancı suikastının faillerinden Fehriye Erdal’ın Türkiye’de işlediği suçtan dolayı yargılanmasına karar verdi. Bakanlar Kurulunda bununla ilgili bir değerlendirme söz konusu oldu mu? Ayrıca Belçika yetkilileriyle bir temas söz konusu mudur?" sorusuna Kurtulmuş, şu karşılığı verdi:

"Fehriye Erdal’ın Türkiye’ye iadesiyle ilgili talep defaatle Belçika makamlarına iletilmiştir. Türkiye, bu konuda suçluların iadesi teamülleri çerçevesinde nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa Fehriye Erdal ile ilgili bu talepleri sıklıkla tekrarlamıştır. Dolayısıyla biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yapıyoruz" diye konuştu.

Suçlunun, suçu işlediği yerde yargılanması gerektiğine dikkat çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Hükümet Sözcüsü olarak da bir kere daha bu görüşümüzü tekrarlıyoruz. Fehriye Erdal’ın, özellikle Sabancı suikastı gibi çok önemli bir suikastın zanlısı olan Fehriye Erdal’ın Türkiye’de yargılanması en doğal durumdur. Bu doğal durumun sağlanması için Belçika makamlarının hiçbir siyasi mazerete sığınmaksızın Fehriye Erdal’ın iadesi, karşılıklı ilişkilerin, dostluğun ve hukukun gereğidir. Ümit ederiz ki, bu temennimizi tekrarlıyoruz, Belçika makamları gereğini yerine getirir."