Avrupa Birliği (AB) eski Bakanı HDP Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca, seçime 6 gün kala, aralarında Bugün ve Millet gazeteleri ile Bugün ve Kanaltürk televizyonları ile radyosunun da bulunduğu Koza İpek Holding şirketlerine kayyum atanmasına sert tepki gösterdi. Konca, "Koza’ya yönelik operasyonun hiçbir hukuki gerekçesi, dayanağı, altyapısı yok. Yazık, günahtır ya. İnsanların varlıkları böyle heder edilemez. İnsanların kimliklerine, kişiliklerine bu kadar ağır saldırılarda bulunamaz. Şurada 1 Kasıma 4-5 gün kaldı. Bu süre zarfında daha hangi çılgınlıklar yapılacak onu bilmiyorum. Dilerim bu cinnet hali sona erer. Ancak bu hukuksuzlukların hesabı sorulacaktır." dedi.

"BU KARAR, HUKUKSUZ VE VİCDANSIZ BİR KARARDIR"

Konca, yaptığı açıklamada, Koza İpek Holding şirketlerine yönelik kayyum atanmasına, "Bu hukuk dışı uygulamalar hiç kimseye yarar getirmez." diyerek tepki gösterdi. Konca, tepkisini şöyle sürdürdü: "Koza’ya yönelik operasyonun hiçbir hukuki gerekçesi, hiçbir hukuki dayanağı, hiçbir altyapısı yoktur. Tamamen talimatlandırılmış, savcı ve yargıçların oluşturduğu bir karardır. Haksızdır, hukuksuzdur ve bu haksızlığın, hukuksuzluğun mutlaka hesabı sorulacaktır. 1 Kasım zannediyorum bunun çözümü olacaktır. Çok açık söylüyorum. Koskoca büyük bir firmayı, bütün yayın organlarıyla, televizyon kanallarıyla, basın organlarıyla, bu şekilde ambargo koyarak iradesine engel olmak, aslında halkın iradesinin de yansımasına engel olmaktan başka hiçbir şey değildir. Bu bence seçim öncesinin gözü kararmış anlayış ifadesidir. Hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Ben şunu ummak istiyorum: Yani hiç seçim beklenmeden bu süreç kendi hukuki prosedürü içerisinde işlesin ve bu mağduriyet giderilsin. Yazık günahtır ya. İnsanların varlıkları böyle heder edilemez. İnsanların kimliklerine, kişiliklerine bu kadar ağır saldırılarda bulunamaz. Çok net söylüyorum. Yani Koza Grubu değil, hangi kurum olursa olsun hiçbirine haksızlık yapılmasının vicdani yanı yoktur. Bu karar hukuksuzdur ve vicdansız bir karardır."

"SABAH VE ATV İLE AKP'Lİ KİŞİLERİN ELİNİ VİCDANINA KOYARAK İŞLEM YAPMASI DÜŞÜNÜLEBİLİR Mİ?"

Konca, kayyumun şartlarının ağır olduğunu belirterek, "Eğer gerçekten bir kayyum atama ihtiyacı varsa ki bunun şartları çok ağırdır. Kayyum atamak öyle rast gele yapılacak bir iş veya işlem değildir. Yani oranın mutlaka çok büyük bir takım çıkmazlarının ve açmazlarının olması gerekir ki kayyum atayasın. İlle de suç isnadı varsa bunların çok somut kanıtlarla kanıtlanması gerekir ki siz kayyum atayasınız. Öbür türlü siz bir firmayı, bir holdingi batırmaya çalışıyorsunuzdur demektir. Şimdi diyelim ihtiyaç oldu. Öyle varsayalım. Objektif olarak oraya kayyum atama ihtiyacı oldu. O zaman kamu kurumunun, savcının, hakiminin yapması gereken şey, (Çünkü olayın siyasi yanı var, olayın ekonomik yanı var, olayın çelişki içeren yanları vardır.) oraya yansız, hak ve adalete uygun insanların seçilmesi gerekir. Yani kayyum dediğiniz şey; o işletmenin bütün sorumluğunu üstlenen kurum demektir. Kayyumun tarafsız, objektif, elini vicdanına koyarak hareket etmesi gerekir. Şimdi Sabah’tan, ATV’den atanan kişilerin, AKP’li kişilerin orada elini vicdanına koyarak işlem yapması düşünülebilir mi? Böyle bir şey hayal bile edilemez. Yani bu firmayı, holdingi ciddi manada batırmaya yönelik, onun en azından seçim öncesi etkinliklerini, kırmaya yönelik, tarafsız, objektif habercilik anlayışını kırmaya yönelik bir operasyondur."

"MAALESEF BUGÜN TÜRKİYE'DE KİMSENİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOKTUR"

Konca, bugün Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığına vurgu yaparak, şunları kaydetti: "Can güvenliğinin olmadığı yerde mal güvenliği hiç olmaz. Var mıdır? Mal güvenliği böyle mi olur? Düşününüz muhalif olan herkesin mal varlığına yönelik bir operasyon bir saldırı var. Yani can güvenliği zaten yok. İşte Suruç’ta, Ankara’da yapılan katliamlar can güvenliğinin olmadığının açık kanıtı. Yüzlerce ölü. Sokağa çıkma yasakları. Bütün bunların yanı sıra can güvenliğinin olmadığı yerde mal güvenliğinin olmayacağı çok açıktır. Maalesef bugün Türkiye’de hiç kimse kendi can ve mal güvenliğinden yana bir güvence içerisinde değildir. Huzursuzdur herkes. Dilerim bu cinnet hali sona erer. Cinnet halidir. İnsanları, bir ülkeyi gergin hale sokup kamplara ayırmak, birbirine düşman haline getirmek bir çözüm değil. Kimseye yarar getirmez. Şurada 1 Kasıma 4-5 gün kaldı. Bu süre zarfında daha hangi çılgınlıklar yapılacak onu bilmiyorum. Ama 4-5 gün devam edecek. Dün de CHP Genel Merkezine ateş edildi. Yani bir kaotik ortam isteniyor, gerginlik isteniyor. Bu kaotik ve gergin ortamdan bir devşirme yapılmak isteniyor. Ama 2 Kasım sabahı bunların hiçbiri kalmayacak, göreceksiniz. 2 Kasım sabahı biz aydınlık bir Türkiye’ye umuyorum ve diliyorum, uyanacağız."